[isim]

• Dolaşma

  Yemekten sonra araba ile tura çıktık. - Yahya Kemal Beyatlı

• Bir sonuca ulaşıncaya kadar yapılan iş

• Başladığı noktada biten, bir veya daha fazla yere önceden belirlenmiş bir programa göre yapılan seyahat

Ata Sözleri ve Deyimler

• tura çıkmak
• tur atlamak
• tur atmak
• tur bindirmek
• turu geçmek

[isim]

[eskimiş]

[matematik]

• Daire ve kürede çap

• Köşegen

[isim]

• Resimde nesneyi belirgin gösteren çevre çizgisi

  Bu ışık onların olanca konturlarını, ayrıntılarını ortaya çıkarır. - Haldun Taner

[isim]

[müzik]

• Kanuna benzeyen, tokmaklarla çalınan bir tür telli çalgı

  Saz takımında cızgara denilen ensiz, dikdörtgen bir kemanla santur da yer alır. - Salâh Birsel

[isim]

• Bahadır

[sıfat]

[eskimiş]

• Örtülü, kapalı, gizli

[sıfat]

[argo]

• Mastor

[isim]

[eskimiş]

• İzin, müsaade

[ünlem]

• (destu:r) `Yol verin, savulun, izin verin` anlamlarında kullanılan bir söz

[ünlem]

• (destu:r) Karanlık, ıssız yerlere pis veya atık su dökerken cin çarpmasın diye yüksek sesle söylenen bir söz

Ata Sözleri ve Deyimler

• destur almak
• destur vermek

[isim]

• Arka tarafında kırmaları çok, bacakları dar bir pantolon türü

  Ayağında lacivert Karamürsel kumaşı bir potur vardı. - Sait Faik Abasıyanık

[sıfat]

• Kırmalı ve potlu

[isim]

[eskimiş]

• Genel kural

• Yasaları içine alan kitap

Ata Sözleri ve Deyimler

• düstur edinmek

[isim]

[eskimiş]

• Hatırlama

Ata Sözleri ve Deyimler

• tahattur etmek

[isim]

[denizcilik]

• İnce donanma gemilerinden biri

[isim]

[eskimiş]

• Bezginlik, umutsuzluk, usanç

  Bu hülya uzaklaştıkça ruhta zehirli bir fütur husule geliyordu. - Hüseyin Cahit Yalçın

Ata Sözleri ve Deyimler

• fütur etmemek
• fütur getirmek

[isim]

• Vücudun belirli noktalarına genellikle altın iğne batırılarak yapılan tedavi