TUHAFLAŞMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

TUHAFLAŞMA harflerini içeren 5 harfli 33 kelime bulunuyor. 5 harfli TUHAFLAŞMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Tuhaflaşma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Tuhaflaşma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

TUHAF16, AHLAF15, AHFAT15, HALFA15, HAFTA15, ŞAFUL15, ŞATAF14, MUTAF13, MUFLA13, MATUF13, FLAMA12, HAŞAT12, HAMUT11, MUHAT11, MUHAL11, MAHUT11, MATUH11, HAMAL10, HAMLA10, LAHUT10, MUŞTA10, MAHAL10, MATAH10, TAMAH10, AŞAMA9, AHLAT9, ALMAŞ9, HALAT9, TAŞMA9, TALAŞ8, ULAMA7, ATAMA6, MATLA6

ATAMA

[isim]

  • Atamak işi, tayin, nasıp

    Personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir. - Anayasa

Birleşik Kelimeler: açıktan atama, asaleten atama, vekâleten atama

MATLA (Kelime Kökeni: Arapça maṭlaʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Gök cisimlerinin doğması
  • Gök cisimlerinin doğduğu yer

[edebiyat]

  • Divan edebiyatında kaside veya gazelin ilk beyti

ULAMA

[isim]

  • Ulamak işi
  • Ulanan parça, ek, katkı, ilave

[dil bilgisi]

  • Konuşmada art arda gelen kelimelerden birincisinin sonundaki ünsüzün, ikincisinin başındaki ünlüye ses bakımından bir hece oluşturacak biçimde bağlanarak söylenmesi, bağlama: Ayırt etmek, tertip etmek, art arda gibi

[sıfat]

  • Ulanmış

TALAŞ

[isim]

  • Testere ile biçilen veya rende, matkap, törpü vb. araçlarla işlenen bir şeyden dökülen kırıntılar

Birleşik Kelimeler: talaş böreği, talaş kebabı

AŞAMA

[isim]

  • Önem veya değer bakımından gitgide yükselen bir sıra basamakların her biri, rütbe, mertebe, paye
  • Varılması istenen bir amaca doğru geçilmesi gerekli dönemlerden her biri, evre, basamak, adım, merhale

    Onlar biçkiyi, provayı öğrenme aşamasına gelmişlerdi. - Ayla Kutlu

[spor]

  • Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri, etap

Birleşik Kelimeler: aşama sırası

AHLAT (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerden, kendi kendine yetişen, üzerine armut aşılanan ağaç, yaban armudu, dağ armudu (Pirus piraster)

[bitki bilimi]

  • Bu ağacın, armuda benzeyen, iyice olgunlaştıktan sonra yenilebilen yemişi

[argo]

  • Kaba adam, yol iz bilmez kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ahlatın iyisini (dağda) ayılar yer

[isim]

[eskimiş]

  • Bir karışım içindeki parçalar, ögeler

[fizyoloji]

  • Beden yapısının temelini oluşturan ögeler

Birleşik Kelimeler: ahlatıerbaa

[isim]

  • Bitlis iline bağlı ilçelerden biri

ALMAŞ

[isim]

  • İki veya daha çok şeyin sıra ile değiştirilerek kullanılması veya kendiliğinden değişerek çalışması, keşikleme, münavebe

[mantık]

  • Birinin doğru olması ötekinin yanlışlığını gerektiren iki önermenin oluşturduğu sistem

HALAT (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Pamuk, kenevir, Hindistan cevizi gibi bitkisel liflerin veya çelik tellerin sarılmasıyla oluşan kolların bir arada bükülmesiyle elde edilen kalın ip

Birleşik Kelimeler: halat çekme, halat fitili, halat ızgarası, halat tamburu, çelik halat, hamhalat, tel halat, açmaz halatı, baş halatı, çekme halatı, varagele halatı

TAŞMA

[isim]

  • Taşmak işi
  • Akarsu yatağından çıkarak çevresini kaplama, su baskını

    Çayın taşması evler kadar çekekteki motorlar için de tehlikeliydi. - Rıfat Ilgaz

Birleşik Kelimeler: lav taşması

HAMAL (Kelime Kökeni: Arapça ḥammāl)

[isim]

  • Taşıyıcı

    Arkasındaki hamalların sırtında meşin torbalar içinde züyuf akçe. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hamala semeri yük olmaz

Birleşik Kelimeler: hamalbaşı, hamal camal, hamal semeri, hamal sırığı, sırık hamalı

HAMLA (Kelime Kökeni: Arapça ḥamle)

[isim]

[denizcilik]

  • Küreklerin bir kez suya daldırılıp çıkarılması
  • Sandalın bu biçimde aldığı yol
  • Kıçtan birinci oturak

    Filikada hamlada oturan gemici, bir eliyle rıhtımın kenarına tutunmuş. - Zeyyat Selimoğlu

LAHUT (Kelime Kökeni: Arapça lāhūt)

[sıfat]

  • Kutsal

    Dünya senin bu lahut avazeni duymadıktan sonra kimin sesini dinler, kime kulak asar? - Samiha Ayverdi

[isim]

[eskimiş]

[din bilgisi]

  • Tanrı âlemi

MUŞTA (Kelime Kökeni: Farsça muşte)

[isim]

  • Karşısındakine vurmak için özel olarak açılmış deliklerine parmakların geçirilmesi ile kullanılan demir parçası
  • Kunduracıların, derileri vurarak inceltmek için kullandıkları metalden tokmak
  • Parmağın biri bükülüp sivriltilerek vurulan yumruk

MAHAL (Kelime Kökeni: Arapça maḥall)

[isim]

  • Yöre (I)

    Binaenaleyh, bu koruma tedbiri pazarda değil kesiş mahallinde yapılır. - Nazım Hikmet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mahal kalmamak
  • mahal vermek
  • mahal yok

Birleşik Kelimeler: meskûn mahal, şoför mahalli

MATAH (Kelime Kökeni: Arapça metāʿ)

[isim]

[alay yollu]

  • İnsan, mal, eşya vb. için küçümseme yollu bir söz

    Kadının çantası da matah bir şey değil zaten. - Çetin Altan