TORNAVİDA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

TORNAVİDA harflerini içeren 5 harfli 22 kelime bulunuyor. 5 harfli TORNAVİDA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DİVAN13, DAVAR13, VARDA13, VARTO12, AVRAT11, TAVAN11, VİRAN11, VARAN11, VARİT11, VATAN11, VARTA11, DONRA8, ORADA8, RADON8, AİDAT7, DİNAR7, NADİR7, RANDA7, TORNA6, ATARİ5, ATİNA5, TİRAN5

ATARİ

[isim]

  • Bilgisayarlarda basit programlarla düzenlenmiş bir oyun türü

AT

[isim]

  • Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan, beygir, düldül
  • Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ata arpa yiğide pilav
  • ata binen nalını, mıhını arar
  • ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma
  • ata da soy gerek, ite de
  • at, adımına göre değil adamına göre yürür
  • ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli
  • ata et, ite ot vermek
  • ata eyer gerek, eyere er gerek
  • at at oluncaya kadar sahibi mat olur
  • at beslenirken kız istenirken
  • at binenin, kılıç kuşananın
  • at binicisine göre kişner
  • at bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz
  • at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
  • at gibi
  • atı alan Üsküdar'ı geçti
  • atı atasıyla, katırı anasıyla
  • atım tepmez, itim kapmaz deme
  • atına bakan ardına bakmaz
  • atın bahtsızı arabaya düşer
  • atın dorusu, yiğidin delisi
  • atını sağlam kazığa bağlamak
  • atın ölümü arpadan olsun
  • atın ürkeği, yiğidin korkağı
  • atın varken yol tanı, ağan varken el tanı
  • at ile avrat yiğidin bahtına
  • at izi it izine karışmak
  • at koşturacak kadar
  • at koşturmak
  • atla arpayı dövüştürmek (veya dalaştırmak)
  • atla deve değil
  • atlarını itlerini nallamak
  • atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz
  • atlar tepişir, arada eşekler ezilir
  • at nalı kadar
  • at olur, meydan olmaz (veya bulunmaz), meydan olur (veya bulunur), at olmaz (veya bulunmaz)
  • at oynatmak
  • at ölür, itlere bayram olur
  • at ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
  • at pazarında eşek osurtmuyoruz!
  • atta, avratta uğur vardır
  • attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek
  • attan inip eşeğe binmek
  • at var, meydan yok
  • at yedi günde, it yediği günde
  • at yiğidin yoldaşıdır

Birleşik Kelimeler: at arabası, at bakıcısı, atbalığı, atbaşı, at cambazı, at donu, at gözlüğü, at gözlüklü, at hırsızı, at kestanesi, atkuyruğu, at meydanı, at sineği, banko at, çıplak at, binek atı, denizatı, Flaman atı, koşu atı, koşum atı, yarış atı

[kimya]

  • Astatin elementinin simgesi

TİRAN (Kelime Kökeni: Fransızca tyran)

[isim]

[tarih]

  • Eski Yunan'da siyasal gücü zorla ele geçiren, onu kötüye kullanan kimse

[sıfat]

[mecaz]

  • Acımasız, gaddar, despot

TORNA (Kelime Kökeni: İtalyanca torna)

[isim]

  • Ağaç veya metal eşyaya yuvarlak bir biçim vermek için kullanılan çarklı tezgâh

AİDAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾidāt)

[isim]

  • Dernek, kuruluş, kulüp üyelerinin belli sürelerde, belli miktarlarda ödedikleri para, ödenti

    Hele şundan bundan aidat, iane ve yardım toplayıp veya böyle bir yardıma müminleri cebredip vakıf kurmak diye bir şey düşünülemez. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Bir hizmet karşılığı sürekli ve düzenli ödenen para

    Sabahları ekmek dağıtmaya çıkan, ayda bir de aidat toplayan Meryem dışında kimse çalmazdı kapısını. - Elif Şafak

  • Kesenek

Birleşik Kelimeler: üye aidatı, üyelik aidatı

DİNAR (Kelime Kökeni: Arapça dīnār)

[isim]

  • Bahreyn, Cezayir, Irak, Karadağ, Kuveyt, Libya, Sırbistan, Tunus ve Ürdün kullanılan para birimi
  • Eski Yugoslavya'da kullanılan para birimi

[eskimiş]

  • Altın liranın yaklaşık dörtte biri değerinde olan eski bir para

[isim]

  • Afyonkarahisar iline bağlı ilçelerden biri

NADİR (Kelime Kökeni: Arapça nādir)

[sıfat]

  • Seyrek, az bulunur

    Bazı nadir inciler, elmaslar vardır ki onların biri yalnız saltanat tacı olabilir. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[zarf]

  • Seyrek

    Üsküp'e o gün nadir görülür bir kar yağmış. - Yahya Kemal Beyatlı

RANDA (Kelime Kökeni: İtalyanca randa)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemilerin mizana direğinin gerisindeki yelken

DONRA

[isim]

[halk ağzında]

  • Saç kepeği, kaş konağı
  • Kalınlaşmış, tabaka durumuna gelmiş kir

ORADA

[zarf]

  • Sözü edilen yerde

    Her gün birkaç ev kadını orada çalı çırpıyla su ısıtıp çamaşırını yıkıyor. - Azra Erhat

  • İşaret edilen görece olarak uzak yerde

Birleşik Kelimeler: orada burada

RADON (Kelime Kökeni: Fransızca radon)

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 86, atom ağırlığı 222 olan, hidrojen ve oksijenle karışım durumunda elde edilen, boru yardımıyla sıvı hava içinden geçirilerek karışımdan ayrılan radyoaktif element (simgesi Rn)

AVRAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿavret)

[isim]

[halk ağzında]

  • Kadın

    Avrat var, arpa unundan aş yapar; avrat var buğday unundan keş yapar.

  • Karı, eş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • avradı eri saklar, peyniri deri
  • avrat malı, kapı mandalı
  • avrat tuz dedi mi ciğeri cız der
  • avrat var, arpa unundan aş yapar; avrat var, buğday unundan keş yapar
  • avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar

Birleşik Kelimeler: avrat pazarı, güzelavrat otu

TAVAN

[isim]

  • Bir yapının, kapalı bir yerin üst bölümünü oluşturan düz ve yatay yüzey, taban karşıtı

    Bir aralık başımı yukarı kaldırdım ve tavandan sarkan bezgin ışığa baktım. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

  • Bir şeyi değerlendirmede kabul edilen en yüksek seviye veya fiyat

    Yükseköğrenim görmüş bir devlet memurunun tavanı birinci derecenin dördüncü basamağıdır.

[halk ağzında]

  • Çatı kiremidi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tavana vurmak
  • tavan başına çökmek (veya yıkılmak)
  • tavan yapmak

Birleşik Kelimeler: tavan aralığı, tavan arası, tavan fiyatı, tavan penceresi, tavan süpürgesi, asma tavan

VİRAN (Kelime Kökeni: Farsça vīrān)

[sıfat]

  • Yıkık, harap

    İleriye baktı, harabe. Şu tarafa baktı, viran bir kemer. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • viran olmak

VARAN

[isim]

  • Bir olayın tek kalmayıp arkadan daha başkalarının gelebileceğini anlatmak için birden başlayarak sıra ile sayıların başına getirilen bir söz

    Varan bir. Varan iki.