TORNAVİDA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
TORNAVİDA harflerini içeren 5 harfli 22 kelime bulunuyor. 5 harfli TORNAVİDA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
DİVAN13,
ATARİ
- Bilgisayarlarda basit programlarla düzenlenmiş bir oyun türü
AT
- Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan, beygir, düldül
- Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş
Ata Sözleri ve Deyimler
- ata arpa yiğide pilav
- ata binen nalını, mıhını arar
- ata binersen Allah'ı, attan inersen atı unutma
- ata da soy gerek, ite de
- at, adımına göre değil adamına göre yürür
- ata dost gibi bakmalı, düşman gibi binmeli
- ata et, ite ot vermek
- ata eyer gerek, eyere er gerek
- at at oluncaya kadar sahibi mat olur
- at beslenirken kız istenirken
- at binenin, kılıç kuşananın
- at binicisine göre kişner
- at bulunur meydan bulunmaz, meydan bulunur at bulunmaz
- at çalındıktan sonra ahırın kapısını kapamak
- at gibi
- atı alan Üsküdar'ı geçti
- atı atasıyla, katırı anasıyla
- atım tepmez, itim kapmaz deme
- atına bakan ardına bakmaz
- atın bahtsızı arabaya düşer
- atın dorusu, yiğidin delisi
- atını sağlam kazığa bağlamak
- atın ölümü arpadan olsun
- atın ürkeği, yiğidin korkağı
- atın varken yol tanı, ağan varken el tanı
- at ile avrat yiğidin bahtına
- at izi it izine karışmak
- at koşturacak kadar
- at koşturmak
- atla arpayı dövüştürmek (veya dalaştırmak)
- atla deve değil
- atlarını itlerini nallamak
- atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz
- atlar tepişir, arada eşekler ezilir
- at nalı kadar
- at olur, meydan olmaz (veya bulunmaz), meydan olur (veya bulunur), at olmaz (veya bulunmaz)
- at oynatmak
- at ölür, itlere bayram olur
- at ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır
- at pazarında eşek osurtmuyoruz!
- atta, avratta uğur vardır
- attan düşene yorgan döşek, eşekten düşene kazma kürek
- attan inip eşeğe binmek
- at var, meydan yok
- at yedi günde, it yediği günde
- at yiğidin yoldaşıdır
Birleşik Kelimeler: at arabası, at bakıcısı, atbalığı, atbaşı, at cambazı, at donu, at gözlüğü, at gözlüklü, at hırsızı, at kestanesi, atkuyruğu, at meydanı, at sineği, banko at, çıplak at, binek atı, denizatı, Flaman atı, koşu atı, koşum atı, yarış atı
- Astatin elementinin simgesi
TİRAN (Kelime Kökeni: Fransızca tyran)
- Eski Yunan'da siyasal gücü zorla ele geçiren, onu kötüye kullanan kimse
- Acımasız, gaddar, despot
TORNA (Kelime Kökeni: İtalyanca torna)
- Ağaç veya metal eşyaya yuvarlak bir biçim vermek için kullanılan çarklı tezgâh
AİDAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾidāt)
-
Dernek, kuruluş, kulüp üyelerinin belli sürelerde, belli miktarlarda ödedikleri para, ödenti
Hele şundan bundan aidat, iane ve yardım toplayıp veya böyle bir yardıma müminleri cebredip vakıf kurmak diye bir şey düşünülemez. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Bir hizmet karşılığı sürekli ve düzenli ödenen para
Sabahları ekmek dağıtmaya çıkan, ayda bir de aidat toplayan Meryem dışında kimse çalmazdı kapısını. - Elif Şafak
- Kesenek
Birleşik Kelimeler: üye aidatı, üyelik aidatı
DİNAR (Kelime Kökeni: Arapça dīnār)
- Bahreyn, Cezayir, Irak, Karadağ, Kuveyt, Libya, Sırbistan, Tunus ve Ürdün kullanılan para birimi
- Eski Yugoslavya'da kullanılan para birimi
- Altın liranın yaklaşık dörtte biri değerinde olan eski bir para
- Afyonkarahisar iline bağlı ilçelerden biri
NADİR (Kelime Kökeni: Arapça nādir)
-
Seyrek, az bulunur
Bazı nadir inciler, elmaslar vardır ki onların biri yalnız saltanat tacı olabilir. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
-
Seyrek
Üsküp'e o gün nadir görülür bir kar yağmış. - Yahya Kemal Beyatlı
RANDA (Kelime Kökeni: İtalyanca randa)
- Gemilerin mizana direğinin gerisindeki yelken
DONRA
- Saç kepeği, kaş konağı
- Kalınlaşmış, tabaka durumuna gelmiş kir
ORADA
-
Sözü edilen yerde
Her gün birkaç ev kadını orada çalı çırpıyla su ısıtıp çamaşırını yıkıyor. - Azra Erhat
- İşaret edilen görece olarak uzak yerde
Birleşik Kelimeler: orada burada
RADON (Kelime Kökeni: Fransızca radon)
- Atom numarası 86, atom ağırlığı 222 olan, hidrojen ve oksijenle karışım durumunda elde edilen, boru yardımıyla sıvı hava içinden geçirilerek karışımdan ayrılan radyoaktif element (simgesi Rn)
AVRAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿavret)
-
Kadın
Avrat var, arpa unundan aş yapar; avrat var buğday unundan keş yapar.
- Karı, eş
Ata Sözleri ve Deyimler
- avradı eri saklar, peyniri deri
- avrat malı, kapı mandalı
- avrat tuz dedi mi ciğeri cız der
- avrat var, arpa unundan aş yapar; avrat var, buğday unundan keş yapar
- avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar
Birleşik Kelimeler: avrat pazarı, güzelavrat otu
TAVAN
-
Bir yapının, kapalı bir yerin üst bölümünü oluşturan düz ve yatay yüzey, taban karşıtı
Bir aralık başımı yukarı kaldırdım ve tavandan sarkan bezgin ışığa baktım. - Hamdullah Suphi Tanrıöver
-
Bir şeyi değerlendirmede kabul edilen en yüksek seviye veya fiyat
Yükseköğrenim görmüş bir devlet memurunun tavanı birinci derecenin dördüncü basamağıdır.
- Çatı kiremidi
Ata Sözleri ve Deyimler
- tavana vurmak
- tavan başına çökmek (veya yıkılmak)
- tavan yapmak
Birleşik Kelimeler: tavan aralığı, tavan arası, tavan fiyatı, tavan penceresi, tavan süpürgesi, asma tavan
VİRAN (Kelime Kökeni: Farsça vīrān)
-
Yıkık, harap
İleriye baktı, harabe. Şu tarafa baktı, viran bir kemer. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- viran olmak
VARAN
-
Bir olayın tek kalmayıp arkadan daha başkalarının gelebileceğini anlatmak için birden başlayarak sıra ile sayıların başına getirilen bir söz
Varan bir. Varan iki.