TOPÇEKER Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

TOPÇEKER harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli TOPÇEKER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

PEÇE11, REPO9, EPER8, KREP8, PERT8, TEPE8, ÇETE7, KEÇE7, KORT5, TROK5, TORK5, ERTE4, EREK4, ERKE4, ETER4, ETEK4, KETE4, KERE4, TERK4, TEKE4, TERE4

EREK

[isim]

  • Gerçekleştirmek için tasarlanan ve erişmek istenilen şey, amaç, gaye, maksat, hedef

    Onun metodunu uygulamakla araştırıcının varamayacağı erek yoktur. - Azra Erhat

Birleşik Kelimeler: erek bilimi

ERKE

[isim]

[fizik]

  • Enerji

[felsefe]

  • Pozitif bilimlerde iş başarma gücü, bir direnmeyi yenme gücü

ETER (Kelime Kökeni: Fransızca éther)

[isim]

[kimya]

  • Oksijenli asitlerin alkollerle birleşmesinden oluşan sıvılar
  • Hekimlikte kullanılan, çok uçucu, renksiz ve kendine özgü kokusu olan bir sıvı, lokman ruhu
  • Bir tür organik yağ çözücü

ETEK

[isim]

  • Bedenin belden aşağısına giyilen, değişik biçimlerde, genellikle kadın giysisi, eteklik

    Sevim'in eteği bir dikene takılıp yırtılmış, beyaz potinleri çamura batmıştı. - Reşat Nuri Güntekin

  • Giysinin belden aşağıda kalan bölümü
  • Giysinin alt kenarı

    Vedia'nın eteklerinden gözlerini ayırmayarak onu takip ediyordu. - Peyami Safa

  • Çadır, kanepe örtüsü gibi kumaştan olan şeylerin yere sarkan bölümü
  • Dağ, tepe, yığın vb. yamaçlı şeylerin alt bölümü

    Dağın eteklerine küme küme serpilen kerpiç evleri gördü. - Halit Ziya Uşaklıgil

  • Yağmur sularının, çatının bazı yerlerinden içeri sızmasını önlemek için yapılan saç örtü

    Baca eteği. Boru eteği.

[argo]

  • Edep yeri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eteğe varmak
  • eteği ayağına dolaşmak
  • eteği kirlenmek
  • eteğindeki taşı dökmek
  • eteğinde namaz kılınmak
  • eteğinden ayrılmamak
  • eteğinden el çekmek
  • eteğine düşmek (veya sarılmak)
  • eteğine yapışmak (veya sığınmak)
  • eteğini başına atmak (veya sarmak)
  • eteğini çekmek
  • eteğini toplamak
  • eteğini tutmak
  • eteğiyle mum söndürmek
  • etek açmak
  • eteklerini indirmek
  • eteklerini toplamak
  • etekleri tutuşmak
  • etekleri uzamak
  • etekleri zil (veya ıslık veya çalpara) çalmak
  • etek öpmek
  • etek silkmek
  • etek takmak (veya giymek)

Birleşik Kelimeler: etek bağı, etek belde, etek bezi, etek dolusu, etek etek, etek kiri, etek pisliği, etekserpen, etek taşı, eteği arı, eteği belinde, eteği düşük, eteği temiz, eteğine eğri, eteğine pis, eksik etek, iç etek, maksi etek, midi etek, mini etek, uzun etek, üç etek, çatı eteği, dağ eteği, damak eteği, pencere eteği

KETE

[isim]

[halk ağzında]

  • Yağlı, mayalı veya mayasız hamurdan yapılan çörek

KERE (Kelime Kökeni: Arapça kerre)

[isim]

  • Kez, yol, defa, sefer

    Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran! - Burhan Felek

Birleşik Kelimeler: bin kere, bir kere, kırk kere, milyon kere, otuz kere, yüz kere

TERK (Kelime Kökeni: Arapça terk)

[isim]

  • Bırakma, ayrılma
  • Vazgeçme
  • Bakmama, ihmal etme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • terk etmek

TEKE

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Erkek keçi
  • Bir tür karides
  • Tüylü devenin erkeği ile tek hörgüçlü dişi devenin geriye melezlenmesinden elde edilen bir tür deve

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tekeden süt çıkarmak

Birleşik Kelimeler: teke dikeni, tekesakalı, boynuzluteke

TERE (Kelime Kökeni: Farsça tere)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Turpgillerden, yaprakları salata olarak yenen baharlı bir bitki (Lepidium sativum)

Birleşik Kelimeler: çayır teresi, su teresi, yaban teresi

KORT (Kelime Kökeni: İngilizce court)

[isim]

[spor]

  • Tenis oynanan alan, tenis sahası, tenis kortu

    Otelin tenis kortunu geçtik. - Hüseyin Cahit Yalçın

Birleşik Kelimeler: tenis kortu

TROK (Kelime Kökeni: Fransızca troc)

[isim]

  • Değişim

    Bu trok muamelesinde, kendi malı için daima üste para isterdi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

TORK (Kelime Kökeni: İngilizce torque)

[isim]

  • Motorlu araçlarda üretilen gücün tekerleklerden yere aktarılmasını sağlayan dönme kuvveti

ÇETE (Kelime Kökeni: Bulgarca)

[isim]

  • Yasa dışı işler yapmak veya etrafındakileri korkutmak amacıyla bir araya gelmiş topluluk

[tarih]

  • Ordu birliklerinden olmayan silahlı küçük birlik

    Feti Bey, piyadece gezen azgın bir çete gibi hareket hâlindeydi. - Kerim Korcan

Birleşik Kelimeler: çete savaşı

KEÇE

[isim]

  • Yapağı veya keçi kılının dokunmadan yalnızca dövülmesiyle elde edilen kaba kumaş

    Belki on aile keçelerden, kilimlerden çergelerini meyve ağaçlarının altlarına kurdular. - Ömer Seyfettin

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılan

    Keçe çadırların içi biraz ısınsın diye yerlere, kilimlerin üstüne ayı postları serilmişti. - Nezihe Araz

  • Yere serilen halı, kilim vb. yünlü döşemelik

    Yaz geldi, keçeleri kaldırmalı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keçe külah etmek
  • keçe külah olmak
  • keçesini sudan çıkarmak
  • keçeyi suya atmak

EPER

[isim]

  • Işığa karşı bakıldığında kâğıt tabakasının yapısal görünümü