TOPRAKLAŞMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

TOPRAKLAŞMAK harflerini içeren 8 harfli 42 kelime bulunuyor. 8 harfli TOPRAKLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ŞARAMPOL17, TOPLAŞMA17, ŞAPLAMAK16, ŞAPLATMA16, KOPARMAK14, KOPARTMA14, KATAKOMP14, POLARMAK14, TOPLAMAK14, APARTMAK13, KOKLAŞMA13, KORLAŞMA13, KAPATMAK13, KAPLAMAK13, KAPLATMA13, OKŞATMAK13, PORTAKAL13, PARLATMA13, PARLAMAK13, PAKLAMAK13, PATLAMAK13, ŞORLAMAK13, TOPARLAK13, AKLAŞMAK12, KAŞLAMAK12, KARTALOŞ12, ŞAKLATMA12, ŞAKRAMAK12, ŞAKLAMAK12, ŞARTLAMA12, ŞARLAMAK12, TAŞLAMAK12, KOKLATMA10, KOTARMAK10, KOTLAMAK10, OTALAMAK10, ORTALAMA10, OKKALAMA10, AKTARMAK9, KARLAMAK9, KARTALMA9, KATLAMAK9

AKTARMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek

[-i]

  • Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek
  • Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak
  • Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek
  • İletmek, bildirmek

    Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır. - Haldun Taner

  • Bir kitabı başından sonuna kadar okumak
  • Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak

[-i]

  • Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak

[-i]

[edebiyat]

  • Alıntılamak

    Onun yerine Salâh Birsel'in bir şiirini aktaracağız. - Salâh Birsel

[edebiyat]

  • Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak

[edebiyat]

  • Tür değişikliği yapmak

    Romanı dizi filme aktarmak.

[bilişim]

  • Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak

[teknik]

  • Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek

KARLAMAK

[nesnesiz]

  • Kar yağmak

    Grip salgınının, göğse bir taş gibi oturan bronşitin bütün sebebi havanın bir türlü karlayamamasında, karın yağmamasındaymış. - Nazım Hikmet

KARTALMA

[isim]

  • Kartalmak işi

KATLAMAK

[-i]

  • Kâğıt, kumaş vb. nesneleri üst üste kat oluşturacak biçimde bükmek

    Gazeteleri itina ile katlayıp cebine koydu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Arttırarak çoğaltmak

    Parasını ikiye katladı.

KOKLATMA

[isim]

  • Koklatmak işi

KOTARMAK

[-i]

  • Pişen yemeği başka kaba boşaltmak

    İki kız kardeş güle söyleye sofralarını hazırlayıp yemeklerini kotardılar. - Memduh Şevket Esendal

  • Hazırlamak

[mecaz]

  • Bir işi tamamlamak, bitirmek

[mecaz]

  • Üstesinden gelmek

    Yeter ki o beni içeri sokabilsin ve ben bu röportajı kotarayım. - Ayşe Kulin

KOTLAMAK

[-i]

  • Bir harita veya taslaktaki miktarın kotlarını koymak, numaralamak

OTALAMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • Zehirlemek, ağılamak
  • Otamak

ORTALAMA

[isim]

  • Ortalamak işi

[sıfat]

  • İki veya ikiden fazla sayının toplamının toplanan sayıların adedine bölünmesiyle elde edilen (sayı), vasati, averaj

    Ortalama bir hesapla doksan yıllık bir ev demektir. - Memduh Şevket Esendal

[zarf]

  • Yaklaşık olarak

[zarf]

  • (o'rtalama) Orta yerinden

    Baltayı ortalama vurdu. Ağacı ortalama kesti.

Birleşik Kelimeler: yıllık ortalama

OKKALAMA

[isim]

  • Okkalamak işi

AKLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Ak duruma gelmek, ağarmak, beyazlaşmak

KAŞLAMAK

[-i]

  • Yüzüğün taşını kaşa oturtmak

KARTALOŞ

[sıfat]

[argo]

  • Kartlaşmış, yaşı geçkin, kartaloz

ŞAKLATMA

[isim]

  • Şaklatmak işi

ŞAKRAMAK

[nesnesiz]

  • Şakımak