TOPRAKLAMAK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

TOPRAKLAMAK harflerini içeren 8 harfli 25 kelime bulunuyor. 8 harfli TOPRAKLAMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KOPARMAK14, KOPARTMA14, KATAKOMP14, POLARMAK14, TOPLAMAK14, APARTMAK13, KAPATMAK13, KAPLAMAK13, KAPLATMA13, PORTAKAL13, PARLATMA13, PARLAMAK13, PAKLAMAK13, PATLAMAK13, TOPARLAK13, KOKLATMA10, KOTARMAK10, KOTLAMAK10, OTALAMAK10, ORTALAMA10, OKKALAMA10, AKTARMAK9, KARLAMAK9, KARTALMA9, KATLAMAK9

AKTARMAK

[-e]

[-i]

  • Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek

[-i]

  • Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek
  • Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak
  • Toprağı altı üstüne gelecek bir biçimde iyice bellemek
  • İletmek, bildirmek

    Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır. - Haldun Taner

  • Bir kitabı başından sonuna kadar okumak
  • Birinin başka biriyle telefonla konuşmasını sağlamak

[-i]

  • Çatı kiremitlerinin kırık ve bozuk olanlarının yerlerine sağlamlarını koymak

[-i]

[edebiyat]

  • Alıntılamak

    Onun yerine Salâh Birsel'in bir şiirini aktaracağız. - Salâh Birsel

[edebiyat]

  • Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyurmak ve yaymak

[edebiyat]

  • Tür değişikliği yapmak

    Romanı dizi filme aktarmak.

[bilişim]

  • Bir tekniğe göre biçimlendirmek, uyarlamak

[teknik]

  • Üretilmiş olan bir enerjiyi, başka organlara iletmek

KARLAMAK

[nesnesiz]

  • Kar yağmak

    Grip salgınının, göğse bir taş gibi oturan bronşitin bütün sebebi havanın bir türlü karlayamamasında, karın yağmamasındaymış. - Nazım Hikmet

KARTALMA

[isim]

  • Kartalmak işi

KATLAMAK

[-i]

  • Kâğıt, kumaş vb. nesneleri üst üste kat oluşturacak biçimde bükmek

    Gazeteleri itina ile katlayıp cebine koydu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Arttırarak çoğaltmak

    Parasını ikiye katladı.

KOKLATMA

[isim]

  • Koklatmak işi

KOTARMAK

[-i]

  • Pişen yemeği başka kaba boşaltmak

    İki kız kardeş güle söyleye sofralarını hazırlayıp yemeklerini kotardılar. - Memduh Şevket Esendal

  • Hazırlamak

[mecaz]

  • Bir işi tamamlamak, bitirmek

[mecaz]

  • Üstesinden gelmek

    Yeter ki o beni içeri sokabilsin ve ben bu röportajı kotarayım. - Ayşe Kulin

KOTLAMAK

[-i]

  • Bir harita veya taslaktaki miktarın kotlarını koymak, numaralamak

OTALAMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • Zehirlemek, ağılamak
  • Otamak

ORTALAMA

[isim]

  • Ortalamak işi

[sıfat]

  • İki veya ikiden fazla sayının toplamının toplanan sayıların adedine bölünmesiyle elde edilen (sayı), vasati, averaj

    Ortalama bir hesapla doksan yıllık bir ev demektir. - Memduh Şevket Esendal

[zarf]

  • Yaklaşık olarak

[zarf]

  • (o'rtalama) Orta yerinden

    Baltayı ortalama vurdu. Ağacı ortalama kesti.

Birleşik Kelimeler: yıllık ortalama

OKKALAMA

[isim]

  • Okkalamak işi

APARTMAK

[-i]

  • Aparma işini yaptırmak

KAPATMAK

[-i]

  • Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek

    Evvelki hafta mühendis İlhami Bey'le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar. - Haldun Taner

[-e]

  • Kapamak

    Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bir kadınla nikâhsız yaşamak

[nesnesiz]

  • Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek

    Gazete kapatmak.

  • Herhangi bir yerin bütün masraflarını üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmek

    Geçen gün Kristal'i kapatmış, vur patlasın, çal oynasın âlemi yapmış. - Halide Edip Adıvar

  • Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek

    Sanatçılar arasındaki tatsız olayı kapatmak istiyordu. - Çetin Altan

KAPLAMAK

[-i]

  • Her yanını örtmek, istila etmek

    Her tarafı sessizlik kaplamış, ovalar, biten bir günün hüznü içinde susmuştu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

  • Çepeçevre sarmak, kuşatmak

    Evlerin bir tarafını yol, üç tarafını da yine çam ormanları kaplar. - Sait Faik Abasıyanık

[nesnesiz]

  • Bir kabın, bir kılıfın, bir örtünün içine almak

    Yorgan kaplamak.

  • Yayılıp doldurmak, etkisinde bırakmak
  • Bir yüzeyi döşemek, başka bir nesne ile örtmek

    Dudaklarının üstünü kaplayan muntazam kesilmiş sert ve koyu siyah bıyıkları... - Abdülhak Şinasi Hisar

  • Kaplama adı verilen ince ağaç levhaları, değişik yöntemlerle hazırlanmış yüzeylere yapıştırmak
  • Bir madeni bir başka madenle kimyasal bir yöntemle örtmek

[mecaz]

  • Bir kimsenin veya bir şeyin nitelikleri herkesçe bilinir olmak

    Ünü cihanı kapladı.

[mecaz]

  • Doldurmak

    İçini sevinç kapladı.

[mecaz]

  • Doldurmak

    Bulutlu düşünceler dimağını kapladığı sırada uzun siyah kirpikleri arasından iki şimşek çaktı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

KAPLATMA

[isim]

  • Kaplatmak işi

PORTAKAL (Kelime Kökeni: Fransızca Portugal)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Turunçgillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, yaprakları sert bir ağaç (Citrus aurantium)
  • Bu ağacın turuncu renkli, yuvarlak ve kabuğu güzel kokulu meyvesi

Birleşik Kelimeler: portakal bahçesi, portakal rengi, portakal suyu, Finike portakalı, kan portakalı, Yafa portakalı