[isim]

[eskimiş]

• Kıtalar, ana karalar

[askerlik]

• Asker birlikleri

[isim]

[eskimiş]

• Okuma

  Orada da bu gece kıraatleri devam ediyordu. - Hüseyin Cahit Yalçın

[din bilgisi]

• Kur'an'ı belli kural ve işaretlere göre okuma

Ata Sözleri ve Deyimler

• kıraat etmek

[isim]

[halk ağzında]

• Pamuk ipliğini veya bezini bol ve soğuk su ile yıkayarak ağartma işi

[sıfat]

[halk ağzında]

• Tam pişmemiş

[isim]

[hayvan bilimi]

• Kunduz

• Kunduz kürkü

[sıfat]

• Bu kürkten yapılmış

[isim]

• Kadınların kaşlarını veya saçlarını boyamak için sürdükleri siyah boya

  Rastıkla, yanağındaki beni boyamayı da unutmadı. - Sermet Muhtar Alus

• Sürme (II)

Ata Sözleri ve Deyimler

• rastık çekmek

[isim]

[fizik]

• Duruk

[isim]

[mineraloji]

• Mağaraların tavanında aşağıya doğru oluşan, genellikle koni biçiminde kalker birikintisi, damla taş, stalaktit

[isim]

• Olması veya yapılması istenen bir şeyin zihinde aldığı biçim

  Kafamdaki hayaller ve tasarılar epeyce açık saçık şeylerdi. - Halide Edip Adıvar

[hukuk]

• Hukuki bir işlemin, o işlemi yapmakla yetkili kurul veya organ önüne getirildiği andaki durumu, üstünde görüşme ve oylama yapılabilir durumdaki metin, layiha

  Bütçe Kanunu tasarısı üzerine yazdığım bir yazı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

• Bir şeyi, bir olayı olduğundan büyük veya çok gösterme, mübalağa

[zarf]

[halk ağzında]

• Ara sıra, seyrek olarak, tek tük

[isim]

[denizcilik]

• Büyük yelkenleri yönetmek için kullanılan ip

[isim]

• Bağlayan şey, bağ

  Bu dünya öyle bir dünya ki zengin ile fakir arasında kardeşlik rabıtaları bile kalmıyor. - Reşat Nuri Güntekin

• İki şeyi birbirine bağlayan ip

• İlgi, ilişki

  Bu rabıtamı sizden gizlemek pek fazla azap veriyor. - Peyami Safa

• Birbirini tutma, tutarlık

• Düzen, sıra

• Birbirine geçmeli tahtadan bir döşeme türü

• Tarikatlarda müridin şeyhi aracılığıyla kalbini Allah'a bağlaması

[isim]

[kimya]

• Yoğunlaşmış borik asitten türeyen sodyum tuzu

[isim]

[halk ağzında]

• Pestil