[sıfat]

• Altı olan

  Düz altlı ev iskarpinlerini çıkararak ayaklarını çekti. - Refik Halit Karay

[isim]

• Testere ile biçilen veya rende, matkap, törpü vb. araçlarla işlenen bir şeyden dökülen kırıntılar

[sıfat]

• Zekâsı pek gelişmemiş, zekâ yoksunu, alık, ahmak, alık salık

  Aptal bir gülüşle yüzüne bakıyorum. - Yusuf Ziya Ortaç

[ünlem]

[teklifsiz konuşmada]

• Küçümseme ve azarlama bildiren bir seslenme sözü

  Aptal! Senin yerini açıkça söyledim ben. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

• aptal olmak
• aptal yerine koymak

[sıfat]

• Kenarına oya yapılmış veya geçirilmiş

  Başına kenarları yeşil oyalı mor bir gaz boyaması krep bağlıyordu. - Osman Cemal Kaygılı

[isim]

[mineraloji]

• Lüle taşı

[sıfat]

• İçinde taş olan, taş karışmış olan (tahıl, bakliyat vb.)

  Yağsız köpüklü ayranlar içmiş, taşlı bulgur pilavı yemişler. - Sait Faik Abasıyanık

• Üzerinde taş bulunan

  Taşlı yol

• Üzerinde süs taşı bulunan

  Taşlı yüzük.

[isim]

• Fosil

[isim]

[coğrafya]

• Yayla

[sinema]

[televizyon]

• Dekorun kurulduğu yer

[isim]

[eskimiş]

• Çelik (I)

Ata Sözleri ve Deyimler

• polat gibi

[isim]

• Soğuk havalarda öbür giyeceklerin üstüne giyilen kalın kumaştan giysi

  Evlenirken ikimize de birer palto yapılmıştı. - Adalet Ağaoğlu

[isim]

• Üç parmaklı dirgen

[sıfat]

• Bacağındaki sakatlık sebebiyle seker gibi veya iki adımda bir, bir yana eğilerek yürüyen (insan veya hayvan)

  Bu sabah yolda bizim topal postacıya rast geldim. - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]

• Ayaklarından biri kısa olan (nesne)

  Topal masa.

Ata Sözleri ve Deyimler

• topal eşekle kervana katılmak (veya karışmak)

[isim]

[denizcilik]

• Rüzgâr veya dalgaların etkisiyle geminin bir sancağa, bir iskeleye yatıp kalkması

• İki yana sallanarak, eğilerek yürüme

  İkisi de yalpada, kol kola tutunmasalar yere yıkılacaklar. - Sermet Muhtar Alus

[fizik]

• Mekanik bir parçanın genel düzlemden kısmen sapması

Ata Sözleri ve Deyimler

• yalpa vurmak
• yalpa yapmak

[isim]

• Aynı yaşta olan kimselerden her biri

  Sevim, yaşıtlarından boylu, inanılmayacak kadar çevik bir kızdı. - Attila İlhan

[sıfat]

• Yaşı ilerlemiş, kocamış, ihtiyar (kimse)

  Bir kez daha çocuğun taşkın neşesinden tedirgin oldu yaşlı kadın. - Elif Şafak

• Uzun yılları geride bırakmış

  Yaşlı ağaç

[sıfat]

• Yaşla dolmuş (göz)

  Hıçkırarak yaşlı gözlerini kaldırdı. - Ömer Seyfettin