TOLERANSSIZLIK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

TOLERANSSIZLIK harflerini içeren 8 harfli 23 kelime bulunuyor. 8 harfli TOLERANSSIZLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KASITSIZ15, NASIRSIZ15, SONRASIZ15, ARSIZLIK14, KANITSIZ14, NOKTASIZ14, TANRISIZ14, KENARSIZ13, NAZLILIK13, OLASILIK12, SARSINTI12, TANSIKSI12, ORANTILI11, ORALILIK11, RASTIKLI11, SIRITKAN11, SARKINTI11, TIRNAKSI11, KOLERALI10, NATIRLIK10, TIRNAKLI10, TOLERANS10, TANRILIK10

KOLERALI

[sıfat]

  • Koleraya tutulmuş
  • Kolera mikrobu olan

NATIRLIK

[isim]

  • Natırın yaptığı iş

TIRNAKLI

[sıfat]

  • Tırnağı olan

    Kurban edilecek hayvanların iki tırnaklı olması lazımdır. - Burhan Felek

Birleşik Kelimeler: çift tırnaklılar, tek tırnaklılar

TOLERANS (Kelime Kökeni: Fransızca tolérance)

[isim]

  • Hoşgörü

[teknik]

  • İşlenmiş bir parçanın yapım ölçüsünde olabilecek özür payı

[tıp]

  • Yüksek dozda verilen herhangi bir ilaca karşı vücudun gösterdiği dayanma gücü

[tıp]

  • Sürekli aynı dozun kullanılması sonucu bir ilacın etkilerinin giderek azalması durumu

TANRILIK

[isim]

  • Tanrıya özgü olan varlık, nitelik, uluhiyet

ORANTILI

[sıfat]

  • Aralarında orantı bulunan, mütenasip

    Üstelik kişilikleri, liderlik nitelikleri, güçleri ve güzellikleriyle de orantılı değildir. - Cahit Külebi

  • Bir orantıyla ilgili olan

    Gazetecilik de spor da o kitlelerin genel seviyesiyle doğrudan orantılıdır. - Haldun Taner

[matematik]

  • Bir niceliğin iki, üç, ... kez çoğalması veya azalması, başka bir niceliğin o nispette çoğalmasını veya azalmasını gerekli kılarsa `bu iki nicelik birbiriyle orantılıdır` denir

Birleşik Kelimeler: doğru orantılı

ORALILIK

[isim]

  • Oralı olma durumu

    Gözlerinde bir uzaklık, bir oralılık hâli sezerdim. - Abdülhak Şinasi Hisar

RASTIKLI

[sıfat]

  • Rastık sürülmüş olan (kaş veya saç)

    Kaşları rastıklı taze, tatlı bir gözle şimdi kendilerine yaklaşmış askeri süzdü. - Sait Faik Abasıyanık

SIRITKAN

[sıfat]

  • Sürekli sırıtan, sırıtma huyu olan

    Çantamı kapıyor ve sırıtkan suratı hâlâ bana dönük olarak uzaklaşıp gidiyor. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

SARKINTI

[isim]

  • Aşağı doğru uzanan, sarkan şey

    Kayışı siyaha yakın koyu lacivertti. Gümüşten üç büyük sarkıntısı vardı. - Ömer Seyfettin

  • Sataşma, takılma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sarkıntı olmak

TIRNAKSI

[sıfat]

  • Tırnağı andıran, tırnağa benzeyen, tırnak gibi

Birleşik Kelimeler: tırnaksı kemik

OLASILIK

[isim]

  • Bir şeyin olabilmesi durumu, olabilirlik, ihtimal

    O gün biyolojicinin yazılı yapma olasılığı vardı. - Çetin Altan

[felsefe]

  • O zamana kadar yapılan deneylerle bir olayın ortaya çıkmasının beklenilmesi ancak yine de tam bir kesinliğin bulunmaması durumu

Birleşik Kelimeler: olasılık hesabı

SARSINTI

[isim]

  • Sarsılma işi, birden sallanma

    Her sarsıntıda, önümdeki yeldirmeli kadın şikâyet ediyor. - Burhan Felek

  • Titreme, titreyiş

    Omuzlarının sarsıntısı gittikçe azaldı. - Yusuf Atılgan

  • Deprem
  • Deprem sırasındaki yer hareketlerinin her biri

    İkinci sarsıntıda evlerin tümü yıkıldı.

[mecaz]

  • Bir kişi, toplum, kurum veya kuruluşun dengesini etkileyen, beklenmedik olumsuz değişiklik

    Bu olgunluğa erişen toplumlar ise her türlü sarsıntıları en az zararla atlatırlar. - Necati Cumalı

[ruh bilimi]

  • Canlı üzerinde beden ve ruh açısından önemli ve etkili yaralanma belirtileri bırakan durum, sadme, travma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sarsıntı geçirmek

Birleşik Kelimeler: sarsıntı bilimi, artçı sarsıntı, yer sarsıntısı

TANSIKSI

[sıfat]

  • Tansığa yakın, tansığa benzer, tansığı andıran

    Yola çıkan barbar, o tansıksı kentle karşılaştığında geçmiş değerleri alımlayacaktır. - Selim İleri

KENARSIZ

[sıfat]

  • Kenarı olmayan