TOKSİKOMAN Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

TOKSİKOMAN harflerini içeren 6 harfli 26 kelime bulunuyor. 6 harfli TOKSİKOMAN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Toksikoman ile başlayan 6 harfli kelimeler. İçinde Toksikoman olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

KİMONO9, MONAKO9, MONİST9, MASKOT9, MASİKO9, OSMANİ9, OTOMAN9, SMOKİN9, SOKMAK9, SOKMAN9, SOMAKİ9, ATOMİK8, İSKOTA8, KOMİTA8, KOKONA8, KONMAK8, KOSTAK8, KOSTİK8, MANTİS8, SANTİM8, TOKMAK8, TOKSİN8, TAKSİM8, KOKAİN7, KONTAK7, KAOTİK7

KOKAİN (Kelime Kökeni: Fransızca cocaïne)

[isim]

[kimya]

  • Koka yapraklarından çıkarılan ve bağımlılık yapan uyuşturucu bir alkaloit

    Kocası kokain alır, zati hep bu yüzden satıp savdılar. - Falih Rıfkı Atay

KONTAK (Kelime Kökeni: Fransızca contact)

[isim]

  • Karşıt elektrik taşıyan iki maddenin birbirine dokunması, temas
  • Motorlu araçları çalıştırmaya yarayan düzenek

[mecaz]

  • Bağlantı, ilgi

    Samim, bu kontağın bu kadar çabuk gerçekleşeceğini tahmin etmemişti. - Osman Aysu

[sıfat]

[argo]

  • Ruh sağlığı yerinde olmayan, dengesiz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kontak açmak
  • kontak atmak
  • kontak kapatmak (veya kapamak)
  • kontak kurmak
  • kontak yapmak

Birleşik Kelimeler: kontak anahtarı, kontak lens, kafadan kontak, kafası kontak

KAOTİK (Kelime Kökeni: Fransızca chaotique)

[sıfat]

  • Kargaşa içinde olan

    Bu kaotik şehrin en fazla, zaman tanımayan solumasını seviyordu. - Nermin Bezmen

ATOMİK (Kelime Kökeni: Fransızca atomique)

[sıfat]

[fizik]

  • Atomal

İSKOTA (Kelime Kökeni: İtalyanca scotta)

[isim]

[denizcilik]

  • Yelkenleri açmak ve tutmak için alt köşelerine bağlanan halat, zincir ve palangadan oluşan donanım

    Suların kaburgalarındaki serinliği / iskotada uğuldayan rüzgâr - Orhan Veli Kanık

KOMİTA (Kelime Kökeni: Sırpça)

[isim]

  • Siyasi bir amaca ulaşmak için silah kullanan gizli topluluk

    Makedonya Komitası'nın bu korkunç müfettişi adam kesmekten hazzetmezdi. - Ömer Seyfettin

KOKONA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[eskimiş]

  • Hristiyan kadını

[mecaz]

  • Süsüne düşkün yaşlı kadın

KONMAK

[-e]

  • Kuş, kelebek, uçak, toz vb. bir yere inmek

    Bir bülbül gelip konmuştu havuzun kıyısına. - Çetin Altan

  • Yolculukta geceyi geçirmek için bir yerde kalmak, konuk olmak
  • Kısa bir süre için bir yere yerleşmek, bir yeri yurt edinmek

[mecaz]

  • Bir şeyi emeksiz edinmek

    Ayşe de yarın öbür gün bir lise hocası olacak belki de servete de konacaktı. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: kona göçe, göçerkonar, konargöçer, gecekondu, kuşkonmaz

[-e]

  • Koyma işi yapılmak

    Yemeğe tuz konur.

KOSTAK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Zarif, kibar, çalımlı, güzel giyinmiş, yakışıklı

    Boşa kostaklanma kostak değilsin karam - Halk türküsü

  • Yiğit, kabadayı, yürekli

KOSTİK (Kelime Kökeni: Fransızca caustique)

[sıfat]

[kimya]

  • Hayvan ve bitki dokularını yakan, aşındıran

    Kostik sıvı.

Birleşik Kelimeler: potas kostik, sut kostik

MANTİS (Kelime Kökeni: Fransızca mantisse)

[isim]

[matematik]

  • Bir sayının logaritmasının ondalık bölümü

SANTİM (Kelime Kökeni: Fransızca centime)

[isim]

  • Bazı ülkelerde kullanılan para biriminin yüzde birine eşit olan küçük para birimi

[matematik]

  • Santimetre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • santim kaçırmamak

TOKMAK

[isim]

  • Ağaçtan yapılmış iri çekiç

    Hallaç geniş, kocaman tırnaklı elleriyle hâlâ tokmak sallıyordu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Kapıya asılı duran ve kapıyı çalmaya yarayan, türlü biçimlerde metal parça
  • Kapı kolu yerinde bulunan ve kapıyı açmaya yarayan topuz

    Kapının tokmağını çevirdi, kapı kilitli değildi, açılıverdi. - Çetin Altan

  • Dibekte dövme işi için kullanılan ağaçtan araç
  • Davul vb. vurmalı çalgıları çalmakta kullanılan ve çalgının bir parçası olan araç

    Alın tokmağı vurun davula, sabahın ilk saatlerinde sesi başka çıkar. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tokmak gibi

Birleşik Kelimeler: tokmakbaş, tokmak tokmak, kapı tokmağı

TOKSİN (Kelime Kökeni: Fransızca toxine)

[isim]

[biyoloji]

  • Canlı organizmalarda görülen zehir

TAKSİM (Kelime Kökeni: Arapça taḳsīm)

[isim]

  • Parçalara bölme, bölüştürme

    Bu antlaşmalar, Osmanlı Devleti'nin taksimini öngörüyordu. - Attila İlhan

[eskimiş]

[matematik]

  • Bölme

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde faslın başında ve ortasında çalgıcının doğaçlama yöntemiyle yaptığı müzik

    Davullar çalarken kemanlar taksim yapıyor, kanunlar derin bir ezgi ile titreşirken bando coşuyor. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taksim etmek

Birleşik Kelimeler: Allah taksimi, kul taksimi