[isim]

• Dikişte kullanılan pamuk ipliği

  Parmak uçlarında ince ince delik çorapları renkli tire ile iliştiriyordu. - Mahmut Yesari

[sıfat]

• Pamuk ipliğinden yapılmış

[isim]

• Kısa çizgi

• Uzun çizgi

[isim]

• İzmir iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

• Meme başı üzerine yerleştirilip sütün alınmasına yarayan araç

[isim]

• Et suyuna kızartılmış veya bayat ekmek konularak yapılan yemek

• Yemeğin suyu

[sıfat]

[halk ağzında]

• Yaşlı ve zayıf (kimse)

Ata Sözleri ve Deyimler

• tiridi çıkmak
• tiridine banmak
• tirit gibi

[isim]

[tarih]

• Eski Yunan'da siyasal gücü zorla ele geçiren, onu kötüye kullanan kimse

[sıfat]

[mecaz]

• Acımasız, gaddar, despot

[isim]

[tiyatro]

• Bir tiyatro oyununda oyuncuların bir defada söylediği parça

• Yazı veya konuşmada bir düşüncenin kesintisiz gelişimi

  Nina romantik bir tiradı andıran anlatışı kesti. - Refik Halit Karay

• Uzun ve tumturaklı konuşma

  Hayatın insafsızlığı ile başlayan bir yakınma tiradı, sizin beceriksizliğinize dayanır. - Haldun Taner

[isim]

• Mürekkeple çizgi çizmeye yarayan, türlü kalınlıklarda gereç

• Mürekkebin daha çabuk kurumasını sağlayan madde

  Mimarlık öğrenciliğimdeki çizimlere gönye, çini mürekkebi ve tirlinle başlamıştık. - Aydın Boysan

[isim]

[hayvan bilimi]

• Hamsigillerden, yumurtalarını tatlı sulara bırakan bir tür balık (Alosa alosa)

[isim]

[anatomi]

• Tiroit bezi

[isim]

[eskimiş]

• Bitkisel, hayvansal ve madensel maddelerin karışımından yapılan macun, panzehir

[isim]

• Yeşil ile mavi arası renk

[sıfat]

• Bu renkte olan

  Rıhtım kenarlarında en taze yosunların tirşe çizgisi var. - Ruşen Eşref Ünaydın

• Parşömen

[isim]

• Giysilerin yırtmacına ve eteğine eklenen ensiz kumaş parçası

• Ensiz tahta

[denizcilik]

• Çarpma ve sürtüşmelerden korunmak için güvertesiz teknelerin, direklerin ve dubaların dış kenarlarına takılan, tahtadan veya halat örgüsüyle yapılmış çıkıntı

[isim]

• Tirelemek işi

[sıfat]

• Afyon, tütün, kahve, çay vb. keyif veren maddelere alışmış olan (kimse)

  Tiryaki değildi ama aklına estikçe içiyordu. - Çetin Altan

[mecaz]

• Bir şeye çok alışmış, kendine huy edinmiş

  Belki de ha bire yenilmekte olduğu için zaten öfkesi burnunda bir altmışaltı tiryakisi. - Haldun Taner

[isim]

[tiyatro]

• Karagöz oyununda yaşlı ve afyon içmeye alışmış kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

• tiryakisi olmak

[-i]

• Bir yazıya tire (II) koymak

[isim]

[biyoloji]

• Tiroit hormonlarının ilk keşfedileni