[sıfat]

• Titreyen, lerzan

  O gece şu çinilerin üstünde titrek mum ışıkları kim bilir ne korkunç gölgeler koşturdu. - Ruşen Eşref Ünaydın

[isim]

• Mürekkeple çizgi çizmeye yarayan, türlü kalınlıklarda gereç

• Mürekkebin daha çabuk kurumasını sağlayan madde

  Mimarlık öğrenciliğimdeki çizimlere gönye, çini mürekkebi ve tirlinle başlamıştık. - Aydın Boysan

[sıfat]

[felsefe]

• Maddeyle ilgisi olmayan, manevi olan, spiritüel

• Manevi, özdeksel karşıtı

[isim]

[dil bilgisi]

• Ton

[isim]

[anatomi]

• Tiroit bezi

[isim]

[eskimiş]

• Simge

  O günden beri ceviz, bana ulvi bir şeyin timsali gibi görünüyor. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

• timsal olmak

[isim]

[eskimiş]

• Bitkisel, hayvansal ve madensel maddelerin karışımından yapılan macun, panzehir

[isim]

• Üstü deri ile kaplı, bakırdan yapılan, küre biçiminde bir davul türü

[sıfat]

• Ticaretle ilgili, ticarete ilişkin

  Mektup uzun değildi, biraz da ticari bir lisanla yazılmıştı. - Peyami Safa

[sıfat]

• Yobaz, gerici

[isim]

• Kuzey Afrika'da kurulmuş bir tarikat ve bu tarikattan olan kimse

[isim]

[eskimiş]

• Öğrenci

[sıfat]

• Kar fırtınalı

  İstanbul'un tipili bir gününde öğle yemeğine çıkmış. - Yusuf Ziya Ortaç

[isim]

[hayvan bilimi]

• Sürüngenlerden, sıcak bölgelerin akarsularında yaşayan, kalın derili, uzun kuyruklu, iri bir hayvan (Crocodilus)

  Alt dudağını bıyığının içine geçirmiş, gözleri fırlak, sanki bir timsaha bakıyordu. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

• Bu hayvanın derisinden yapılan

[isim]

• Tiftik keçisinin ince, yumuşak, parlak yünü, moher

  Otuz senedir tiftik ticaretiyle iştigal ederim. - Haldun Taner

[sıfat]

• Bu yünden yapılan

[isim]

[hayvan bilimi]

• Taze sardalya balığı