TEZAHÜRAT Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
TEZAHÜRAT harflerini içeren 4 harfli 27 kelime bulunuyor. 4 harfli TEZAHÜRAT kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ZÜHT13,
ERAT (Kelime Kökeni: Türkçe er + at)
- Er, onbaşı ve çavuşlara verilen genel ad
- Erler
RATE (Kelime Kökeni: Fransızca raté)
-
Başarısız
Bunlar hâlâ kokmuş ve rate bir romantizmi önümüze sürüyorlar. - Asaf Halet Çelebi
-
Yaşlı, verimsiz, geçimsiz (kimse)
Kaldı ki dikkat edilince görülür ki, bunlar gençliklerinde de olumlu bir şeyler verememiş olan ratelerdir. - Haldun Taner
- Büyük fare
TAAT (Kelime Kökeni: Arapça ṭāʿat)
- Allah'ın buyruklarını yerine getirme, ibadet etme
TART (Kelime Kökeni: Arapça ṭard)
- Kovma, çıkarma
Birleşik Kelimeler: tart suçu, tardetmek
- Kalıpta pişen bir tür meyveli pasta
ETÜT (Kelime Kökeni: Fransızca étude)
- Herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma
- Ön çalışma
- Belli bir konuyu inceleyen, araştıran eser veya yazı
-
Öğrencilerin, bir belletmenin gözetimi, denetimi altında ders çalışmaları, mütalaa, müzakere
Dersleri yarım kulak dinliyor, etütlerde uzun uzun mektuplar yazıyordu. - Çetin Altan
Ata Sözleri ve Deyimler
- etüt etmek
Birleşik Kelimeler: etüt odası
TÜRE
- Adalet
ÜRAT (Kelime Kökeni: Fransızca urate)
- Sidik asidi tuzu
ARAZ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaraż)
- İlinek
-
Belirti
Bu hastalığın gösterdiği çeşitli araz üzerindeki sayısız müşahedelerim bana bir nevi pratik ihtisas temin etmişti. - Reşat Nuri Güntekin
- Belirtiler
AZAR (Kelime Kökeni: Farsça āzār)
- Paylama
Ata Sözleri ve Deyimler
- azar işitmek
AZAT (Kelime Kökeni: Farsça āzād)
- Serbest bırakma
- Okullarda paydos
- Serbest bırakılmış olan
Ata Sözleri ve Deyimler
- azat etmek (veya eylemek)
- azat olmak
Birleşik Kelimeler: akşam azadı
TAZE (Kelime Kökeni: Farsça tāze)
-
Bozulmamış, bayatlamamış olan
Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Dinç, yıpranmamış, yorulmamış
Yüzü taze, taravetli ve güzeldi. - Memduh Şevket Esendal
-
Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı
Ağaçların taze yaprakları akşamın serinliğini emiyormuş gibi duruyordu. - Memduh Şevket Esendal
-
Yeni, zamanı geçmemiş
Orada okuduğum en taze havadis yirmi beş, otuz günlüktü. - Halikarnas Balıkçısı
-
Genç kadın
Şu köşede çocuğuyla beraber bir taze oturuyor. - Ömer Seyfettin
Ata Sözleri ve Deyimler
- taze ot görmüş eşek gibi
Birleşik Kelimeler: taze fasulye, tazekan, taze para, taze soğan, her dem taze, terütaze
TARZ (Kelime Kökeni: Arapça ṭarz)
-
Özel oluş veya davranış biçimi, üslup, stil, janr
Annesi o tarz yaşayıştan hoşlanır mı? - Ahmet Muhip Dranas
-
Bir kimsenin kendine özgü anlatım biçimi
Artık bu tarzda hayat hakları aramanın mevsimi geçtiğini sanıyorum. - Necip Fazıl Kısakürek
-
Güzel sanatlarda üslup, stil, konsept
Gotik tarzda bir yapı. Nedim tarzında bir gazel.
-
Biçim, yol
Nitekim bugün dünyada ne kadar iyi ressam varsa o kadar da resim yapma tarzı vardır. - Asaf Halet Çelebi
Birleşik Kelimeler: bakış tarzı, hayat tarzı
ZARA
- Sivas iline bağlı ilçelerden biri
ATEH (Kelime Kökeni: Arapça ʿateh)
-
Bunama
Akdeniz kıyılarında yaşayanlar, uzun süren bu hayati medeniyetten sonra ateh devrine girdiler. - Yahya Kemal Beyatlı
Ata Sözleri ve Deyimler
- ateh getirmek
AHAR
- Hattatların kâğıt cilalamak için kullandıkları nişasta ve yumurta akından yapılan özel bir karışım