TEYEMMÜM ile Oluşan Kelimeler (TEYEMMÜM Kelime Türetme)

TEYEMMÜM harflerinden oluşan 23 kelime bulunuyor. TEYEMMÜM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Teyemmüm kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

8 Harfli Kelimeler

TEYEMMÜM15

5 Harfli Kelimeler

TÜYME10, ÜMMET9, YETME8

4 Harfli Kelimeler

ÜTME7, YEME7, EMME6, MEME6, ETME5, EMET5

3 Harfli Kelimeler

TÜY7, ÜYE7, MEY6, TÜM6, YEM6, MET4, TEM4

2 Harfli Kelimeler

EY4, YE4, EM3, ME3, ET2, TE2

ET

[isim]

  • İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka

    Bu koyunda hiç et yok, pek zayıf.

  • Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi
  • Ten

    Gömleği yırtılmış, eti görünüyor.

  • Meyvelerde çekirdekle deri arasındaki bölüm

    Bu zeytinde et denecek bir şey yok.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • et bağlamak
  • ete kemiğe dönüştürmek (veya büründürmek)
  • eti budu yerinde (veya etine dolgun)
  • eti kemiği
  • eti kemiğine yapışmak
  • etinden et koparmak (veya kesmek)
  • eti ne budu ne?
  • eti senin, kemiği benim
  • et kanlı gerek, yiğit canlı
  • et kokarsa tuzlanır, ya tuz kokarsa ne yapılır?
  • etle tırnak arasına girilmez
  • etle tırnak gibi
  • et ne kadar arık olsa üstüne ekmek yaraşır
  • etten duvar örmek
  • etten önce çömleğe düşmek
  • et tırnak olmak
  • et tırnaktan ayrılmaz
  • et tutmak

Birleşik Kelimeler: et beni, et kafalı, et kesimi, et kırımı, et lokması, etobur, et sığırı, et sineği, et sotesi, et suyu, et şeftalisi, et tavuğu, et toprak, et unu, etyaran, etyemez, beyaz et, kaba et, kara et, kırmızı et, lop et, kül rengi et sineği, balıketi, balık eti, dana eti, diş eti, diş eti ünsüzü, göğüs eti, koyun eti, kurban eti, kuzu eti, sığır eti, soya eti, tavşan eti, tavuk eti, balıketinde

TE

  • Türk alfabesinin yirmi dördüncü harfinin adı, okunuşu

[isim]

  • Sıhhi tesisatta su borusunu üç yönlü kullanabilme durumuna getiren parça

[kimya]

  • Tellür elementinin simgesi

EM

[isim]

[halk ağzında]

  • İlaç, merhem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eme seme yaramamak
  • eme yaramak

ME

  • Türk alfabesinin on altıncı harfinin adı, okunuşu

[isim]

  • Koyun, kuzu vb. hayvanların çıkardığı ses

    Kara koyun kuzular kuzulamaz / Me deme - Fazıl Hüsnü Dağlarca

MET (Kelime Kökeni: Arapça medd)

[isim]

[coğrafya]

  • Kabarma

    Bir met zamanı gökyüzü kurşunla örtülü / Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: metcezir

[isim]

  • Çelik çomak oyununda kullanılan değnek parçası
  • Bu oyunda kullanılan, 10-15 santimetre uzunluğundaki değnek

TEM (Kelime Kökeni: Fransızca thème)

[isim]

[edebiyat]

  • Tema

EY

[ünlem]

  • Kendisine söz söylenilen kimse veya kimselerin dikkati çekilmek istendiğinde adın başına getirilen ve uzatılabilen bir seslenme sözü

    Ey arkadaş!

  • Usanç anlatan bir seslenme sözü

    Ey, artık çok oluyorsun!

YE

  • Türk alfabesinin yirmi sekizinci harfinin adı, okunuşu

ETME

[isim]

  • Etmek işi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etme bulma dünyası

EMET

[isim]

  • Kütahya iline bağlı ilçelerden biri

EMME

[isim]

  • Emmek işi
  • Boruda akan sıvının oluşturduğu çekiş
  • Bir deponun böyle bir çekilme ile doldurulması işlemi

[fizik]

  • Soğurma

[teknik]

  • Petrol ile ilgili işlemlerde bir akışkanın çekilişi

Birleşik Kelimeler: emme basma tulumba

MEME

[isim]

[anatomi]

  • Yavrularını emzirmek için, memelilerin göğsünde türlü biçim ve sayıda bulunan, meme başı denilen çıkıntıları olan organ, bicik, emcek, emcik
  • Bazı araçların meme başına benzeyen bölümü

    Tam topu şişirmiş, memesini bağlıyordu. - Rıfat Ilgaz

  • Vücudun herhangi bir yerinde oluşmuş küçük çıkıntı

    O, sağ elinin parmaklarını bükerek kulak memesinin altına koymuş, ağzı açıktı. - Sait Faik Abasıyanık

[askerlik]

  • Ateşli silahların veya bazı patlayıcıların ateşlendiği çıkıntı

    Tüfek memesi.

[denizcilik]

  • Gemi çıpasında kolların birleştiği şişkin yer

Ata Sözleri ve Deyimler

  • memeden kesmek
  • memede olmak
  • meme vermek
  • meme yapmak

Birleşik Kelimeler: meme başı, meme bezi, meme süngeri, basur memesi, göz memesi, gözyaşı memesi, keçimemesi, kızmemesi, köpekmemesi, kulak memesi, tavşanmemesi

MEY (Kelime Kökeni: Farsça mey)

[isim]

[eskimiş]

  • Şarap

Birleşik Kelimeler: meyhane

[isim]

[müzik]

  • Türk halk müziğinde kullanılan, ağzı yassı bir zurna türü

TÜM

[isim]

  • Bir şeyin bütünü, tamamı, hepsi

    Parasının tümünü kaybetti.

[sıfat]

  • Yarım olmayan, bütün, eksiksiz

Birleşik Kelimeler: tümamiral, tüm başkalaşma, tüm başlılar, tümgeneral, tüm kirpikliler, tüm sayı, tüm tanrıcı, tümevarım

[isim]

[halk ağzında]

  • Tümsek

YEM

[isim]

  • Hayvan yiyeceği

    Balıklara yem attık, suyun içi birbirine karıştı. - Fikret Otyam

  • Kuş ve balık tutmak için tuzağa bırakılan, oltaya takılan yiyecek veya yiyecek görüntüsündeki nesne

    Orfozun görünmesiyle yemin kaybolması bir oldu, çocuğun da kolu koparılırcasına sarsıldı. - Halikarnas Balıkçısı

  • Ağızotu

[mecaz]

  • Birini aldatabilmek için hazırlanmış düzen, kullanılan kimse veya şey

[argo]

  • Rüşvet

[argo]

  • Kumarda ütülecek kimseye oyunun başında bilinçli olarak kazandırılan para

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yem dökmek (veya koymak)
  • yem istemez, su istemez
  • yem kestirmek
  • yem olmak

Birleşik Kelimeler: yem borusu, yem torbası, yem verimi, ak yem, balast yem, kesif yem, balık yemi, bitiriş yemi, hayvan yemi, kuşyemi, kuş yemi, papağanyemi, silo yemi, tahıl yemi, tavuk yemi