TESADÜFEN Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

TESADÜFEN harflerini içeren 4 harfli 31 kelime bulunuyor. 4 harfli TESADÜFEN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DEFA12, FEDA12, ESEF11, SEFA11, AFET10, FENT10, FENA10, NEFT10, TEFE10, DÜSE9, DÜET8, ANÜS7, DANS7, SÜET7, SÜNE7, SADE7, SEDA7, ÜSTE7, ADET6, DANE6, EDNA6, EDAT6, ESEN5, ESNA5, ENSE5, STEN5, SENA5, SENE5, SENT5, ETEN4, TANE4

ETEN

[isim]

[halk ağzında]

  • Etene
  • Yemişlerin yenilen bölümü

TANE (Kelime Kökeni: Farsça dāne)

[isim]

  • Herhangi bir sayıda olan şey, adet
  • Bazı bitkilerin tohumu

    İşçiler buğdayı savurmakta ve taneyi samandan ayırmaktadır. - Necip Fazıl Kısakürek

[bitki bilimi]

  • Çekirdekli küçük meyve

    Üzüm tanesi. Nar tanesi.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tane bağlamak

Birleşik Kelimeler: tane tane, bir tane, buğdaysı tane

ESEN

[sıfat]

  • Ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı, sıhhatli, salim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esen kalmak

Birleşik Kelimeler: sağ esen

ESNA (Kelime Kökeni: Arapça es̱nāʾ)

[isim]

  • Bir işin yapıldığı an, sıra

    O esnada irice bir karaltı belirdi tam arkasında. - Elif Şafak

ENSE

[isim]

[anatomi]

  • Boynun arkası

    Kendine geldiğinde ensesinde müthiş bir ağrı vardı. - Ayşe Kulin

  • Art, arka

    Saydığın üç iskelenin ensesindeki İsmail Ağa'nın dükkânı, en emin emanetçi idi. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ense kulak yerinde olmak
  • ensesinde boza pişirmek
  • ensesine binmek
  • ensesine yapışmak
  • ense yapmak
  • enseyi karartmak

Birleşik Kelimeler: ense çukuru, ense kökü, ensesi kalın, elense

STEN (Kelime Kökeni: İngilizce Sten)

[isim]

[askerlik]

  • Çapı 9 milimetre olan, İngiliz yapısı, hafif, kullanışı kolay bir tür makineli tüfek

[isim]

[fizik]

  • Bir tonluk bir kütleye bir saniyede 1 metre hız artışı veren kuvvet ölçü birimi

SENA (Kelime Kökeni: Arapça s̱enā)

[isim]

[eskimiş]

  • Övme

Birleşik Kelimeler: hamdüsena, methüsena

SENE (Kelime Kökeni: Arapça sene)

[isim]

  • Yıl

    Önde zeytin ağaçları, arkasında yâr / Sene 1946 / Mevsim sonbahar - Bedri Rahmi Eyuboğlu

Birleşik Kelimeler: seneidevriye, seneikebise, sittinsene, yeni sene

SENT (Kelime Kökeni: İngilizce cent)

[isim]

  • Doların yüzde biri değerinde para birimi

ÂDET (Kelime Kökeni: Arapça ʿādet)

[isim]

[toplum bilimi]

  • Görenek

    Bayram tebriği bir güzel âdettir. - Burhan Felek

  • Alışkanlık

    Başka karı kocalar gibi ikide bir atışma âdetimiz yoktur. - Refik Erduran

  • Topluluk içinde eskiden beri uyulan kural, töre
  • Aybaşı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • âdet edinmek
  • âdet görmek
  • âdet olduğu üzere
  • âdet olmak
  • âdet yerini bulsun diye

Birleşik Kelimeler: âdetgörmezlik

[isim]

[matematik]

  • Sayı

    İşe giren kadınların adedi günden güne çoğalıyor. - Nazım Hikmet

  • Tane

Birleşik Kelimeler: adedimürettep

DANE (Kelime Kökeni: Farsça dāne)

[isim]

  • Kuş yemi

EDNA (Kelime Kökeni: Arapça ednā)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Çok aşağı, en alt düzeyde

    İlmin âlâsı da olur, ednası da! - Hüseyin Rahmi Gürpınar

EDAT (Kelime Kökeni: Arapça edāt)

[isim]

[dil bilgisi]

  • Tek başına anlamı olmayan, sonuna geldiği sözle cümledeki diğer kelimeler arasında ilişki kuran kelime türü, ilgeç: Ev gibi huzur köşesi olmaz. Çocuk sabaha karşı uyudu

Birleşik Kelimeler: edat grubu, edat tümleci, rabıt edatı

ANÜS (Kelime Kökeni: Fransızca anus)

[isim]

[anatomi]

  • Sindirim sisteminin sonunda bulunan ve dışkının atılmasına yarayan çıkış deliği, makat, şerç, büzük, göt, sofra

Birleşik Kelimeler: anüs yüzgeci

DANS (Kelime Kökeni: Fransızca danse)

[isim]

  • Müzik temposuna uyularak yapılan ve estetik değer taşıyan düzenli vücut hareketleri, raks

    Herkesin içinde dans öğrenmem şık olur. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dans etmek

Birleşik Kelimeler: dans salonu, buz dansı, göbek dansı, İspanyol dansı, lambada dansı