[sıfat]

[kimya]

• İçinde katı bir madde eriyebilen veya katı bir maddeyi eritebilen (sıvı)

[isim]

• Genellikle tek parçalı kadın giyeceği

  Önünden düğmeli bir entari, şimdi gibi gözlerimin önünde. - Zeyyat Selimoğlu

[isim]

[anatomi]

• Ağ tabaka

[isim]

[eskimiş]

[müzik]

• Ezgi, makam, nağme

[mecaz]

• Çok tekrarlandığından usanç verici bir durum alan söz

  Bu teraneleri çok işittik. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[isim]

• Bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş

  İtalya'da büyük bir şirketin acentesiyim ben. - Reşat Enis

• Bu kuruluşun veya şubelerinin başında bulunan kimse

• Banka şubesi

• Vapur ortaklığı

[ticaret]

• Bir kuruluşa bağlı olmaksızın sözleşmeye dayanarak belirli bir yer ve bölge içinde sürekli olarak ticarethane veya işletmeyi ilgilendiren işlerde aracılık eden, bunları o işletme adına yapan kimse

[isim]

• Sonuç

  Konferansın müspet bir neticeye iktiran etmemiş olduğu malumunuzdur. - Atatürk

Ata Sözleri ve Deyimler

• netice vermek

[isim]

• Tere yetiştiren veya satan kimse

Ata Sözleri ve Deyimler

• tereciye tere satmak

[isim]

• Erzincan iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

• 343 merkez

[isim]

[din bilgisi]

• Dinî inanışa göre, insanın öldükten sonra dirilip sonsuza dek kalacağı ve Tanrı'ya hesap vereceği yer, öbür dünya, öteki dünya

Ata Sözleri ve Deyimler

• ahireti boylamak
• ahiretini yapmak (veya zenginleştirmek)
• ahirette on parmağı yakasında olmak

[zarf]

[eskimiş]

• Son zamanlarda, son günlerde, yakınlarda

• Son olarak

[isim]

• Hıyanet, hainlik

  İhanetin böylesini tarih kabul etmez, kusardı. - Tarık Buğra

• Evlilikte, sevgide aldatma, sadakatsizlik

• Gerektiğinde yardımda bulunmama, bir kimsenin güvenini yok etme

Ata Sözleri ve Deyimler

• ihanet etmek
• ihanete uğramak

[sıfat]

[eskimiş]

• Gündüzlü

  En arka sırada, derslerde nadiren gözüken bir nehari talebe yalnız başına oturuyordu. - Sait Faik Abasıyanık

[zarf]

• Gündüzlü olarak

[isim]

• Bir anlaşma, sözleşme veya isteğin yerine getirilmesini sağlamak için güvence olarak ele geçirilen kimse, tutak

  Bu anda elimizde bir rehinemiz var, onun için karşı karşıya olan vaziyetimiz sizinkinden çok sağlamdır. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[isim]

[eskimiş]

[ticaret]

• Rehin olarak bırakma, rehine koyma, tutuya koyma

Ata Sözleri ve Deyimler

• terhin etmek