[nesnesiz]

• Tersleme işine konu olmak

  Çocuğu ihmal ettiği için ona kızmaya kalktığında fena hâlde terslenmişti adam, karısı tarafından. - Elif Şafak

• Aksilik etmek, terslik göstermek

[isim]

• Kozalaklılardan ve bazı ağaçlardan ya kendi kendine ya da ağacın çizilmesiyle akan, yağlı boya, yağlı vernik üretiminde ve inceltilmesinde kullanılan, ince, renksiz, kokulu reçine, terementi

[isim]

• Sekilenme

[-i]

• Sekilemek

[isim]

[fizik]

• Sıcaklıkölçer

[isim]

• Terazilemek işi

[isim]

• Tertiplemek işi

[nesnesiz]

• Terslik etmek, zıt davranmak

  O sessiz, sakin insan birden tersleşti. - Yusuf Ziya Ortaç

[isim]

[kimya]

• Tepkimelere eşlik eden termik olayları inceleyen kimya dalı

[isim]

[edebiyat]

• Divan edebiyatında uyakları başka başka olan birkaç bentten oluşan ve her bendin sonunda tekrarlanan bir beyit bulunan manzume biçimi

[isim]

• Sıcakta biçim verilmeye elverişli, soğukta oldukça sert olan, kalıplandıktan sonra biçim değiştirmeyen yapı malzemesi

[isim]

[eskimiş]

[edebiyat]

• Terkibibentte vasıta beytinden önceki beyitlerin oluşturduğu bent

[sıfat]

• Tereddüdü olan, duraksamalı

  Bir av arıyormuş gibi tereddütlü adımlarla bodur böğürtlen dallarını hışırdatarak şoseye indi. - Ömer Seyfettin

• Tereddüde yol açan

[sıfat]

• Terbiyesi olmayan

• Topluluk kurallarına aykırı davranan

  Böyle bir terbiyesiz, misafir diye çağrılır mı? - Reşat Nuri Güntekin

[isim]

• Sıcak su elde edilen, bir kazan ve içindeki borulardan oluşmuş araç

  Yarın pazar, banyo günü, termosifonu yakacağım, daha erken kalkmalı. - Attila İlhan