TENEFFÜSHANE Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
TENEFFÜSHANE harflerini içeren 5 harfli 23 kelime bulunuyor. 5 harfli TENEFFÜSHANE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
FAHTE15,
ANTEN (Kelime Kökeni: Fransızca antenne.)
- Boşlukta yayılan elektromanyetik dalgaları toplayarak bu dalgaların transmisyon hatları içerisinde yayılmasını sağlayan cihaz
- Duyarga
- Olta şamandırasının alt ve üst kısmında bulunan ince uçlar
Birleşik Kelimeler: anten yükselteci, çanak anten
ETENE
- Döl eşi
- Meyve yaprağında yumurtacıkların bağlı olduğu bölüm
TANEN (Kelime Kökeni: Fransızca tanin)
- Birçok bitkisel maddede bulunan, deri tabaklamada, hekimlikte kullanılan, tadı buruk bir madde
NESNE
- Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi olan her türlü cansız varlık, şey, obje
-
Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç
`Ali bir kitap almış` cümlesinde `kitap` nesnedir.
-
Öznenin dışında kalan her konu, obje
Her nesne ve olaya alaycı bir gözle bakmak ilkesinden yola çıkar bu görüş. - Salâh Birsel
Birleşik Kelimeler: nesne grubu, nesne öbeği, belirli nesne, belirtili nesne, belirtisiz nesne, ortak nesne
SATEN (Kelime Kökeni: Fransızca satin)
- Atlas (I)
-
Parlak, pamuklu kumaş
Kumardan aldığı ilk parayla siyah satenden arkası kemerli iki adet iç yelek yaptırdı. - Lâtife Tekin
- Bu kumaştan yapılmış
SENET (Kelime Kökeni: Arapça sened)
- Bir kimsenin yapmaya veya ödemeye borçlu olduğu şeyi göstermek için imzaladığı resmî kâğıt, belgit
- Dayanılan veya dayanılacak olan şey
Ata Sözleri ve Deyimler
- senet vermek
Birleşik Kelimeler: senet sepet, açık senet, emre muharrer senet, hakani senet, mali senet, hatır senedi, hisse senedi, kambiyo senedi, kefalet senedi, ortaklık senedi, pay senedi, teminat senedi, vakıf senedi
NÜANS (Kelime Kökeni: Fransızca nuance)
-
Ayırtı
Ellerini ve kollarını hiç kullanmaya lüzum duymadan nüanslarını sesiyle vererek oynadı. - Haldun Taner
- İnce ayrım
TENHA (Kelime Kökeni: Farsça tenhā)
- Issız
-
Kalabalık olmayan
Dükkânın önü gene kalabalıkça idi ama içi tenhaydı. - Sermet Muhtar Alus
- Yalnız, tek
Ata Sözleri ve Deyimler
- tenha kalmak
HASET (Kelime Kökeni: Arapça ḥased)
-
Kıskançlık, çekememezlik, günü
Gözlerinde bir fena haset kıvılcımı, bir bayağılık yakalıyordu. - Reşat Nuri Güntekin
- Kıskanç
Ata Sözleri ve Deyimler
- haset etmek
SAHTE (Kelime Kökeni: Farsça sāḫte)
-
Bir şeyin aslına benzetilerek yapılan, düzme, düzmece
Köylü kadınlar boyunlarında sıra sıra sahte altınlar... taşırlardı. - Yahya Kemal Beyatlı
- Uydurma
-
Gerçek olmayan, yalancı
Edebiyat dünyamız tereciye tere satmaya kalkışan sahte şöhretlere, üçkâğıtçılara kısa bir zaman için katlanıyor. - Behçet Necatigil
-
Yapmacık
Öteki çocuklar mum kesilmişler, sahte bir sessizlikle sahte bir hamaratlık gösterisi içinde birer disiplin modeli olmuşlardı. - Çetin Altan
SAHNE (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥne)
-
İzleyicilerin kolayca görebilmeleri için genellikle yerden belli bir ölçüde yüksek yapılan, oyun, müzik vb. gösteri yapmaya uygun yer, oyunluk
Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And
-
Görüntü
Resim bir av sahnesini canlandırıyordu.
-
Tanık olunan, gözlenen olay
Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm. - Aka Gündüz
-
Bir konu veya çalışma çevresi, çalışma dalı
Politika sahnesinde adları duyulan kişiler.
-
Bir oyun veya filmin başlıca bölümlerinden her biri
Gök Korsan konusunu açtığımda, henüz tasarlama hâlindeyken yazdığım bazı sahneleri okumuştu. - Cahit Uçuk
Ata Sözleri ve Deyimler
- sahne almak
- sahne olmak
- sahneye çıkmak
- sahneye koymak
Birleşik Kelimeler: sahne dengesi, sahne sanatları, döner sahne
ATFEN (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭfen)
-
Mal ederek, yükleyerek
Anasını görünce eski bir mezara atfen döktüğü yaşlar, yeni sevdası içindi. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
ESNAF (Kelime Kökeni: Arapça eṣnāf)
-
Küçük sermaye ve zanaat sahibi
Kendileri balıkçı olmayıp da balık satan esnafı da severim. - Sait Faik Abasıyanık
- Başlıca düşüncesi, mesleğinin bütün inceliklerinden yararlanıp bunları karşısındakinin zararına kullanarak ve meslekte kötü örnek oluşturarak çok para kazanmak olan kimse
-
Kötü yola sapmış olan kadın
Esnaftan bir kadın.
Birleşik Kelimeler: esnaf ağzı, esnaf loncası
ENFES (Kelime Kökeni: Arapça enfes)
-
Çok güzel, en güzel
Eline sağlık, ağacığım, sütlaç enfesti. - Yusuf Ziya Ortaç
FASET (Kelime Kökeni: Fransızca facette)
- Baskı işlerinde harf ve satırları formada tutmak ve sıkmak için kullanılan kama
- Dişin ön yüzüne estetik amaçla yapılan kaplama