[sıfat]

[halk ağzında]

• Cüzzamlı

[sıfat]

[kimya]

• İçinde katı bir madde eriyebilen veya katı bir maddeyi eritebilen (sıvı)

[zarf]

[halk ağzında]

• İlk önce

[isim]

[tıp]

• Kretenizme tutulmuş kimse

[zarf]

• Kasıtla, bile bile, isteyerek, zihinde tasarlayarak, taammüden

  Fakülteye giderken kasten kaçırırdım otobüsü. - Çetin Altan

[zarf]

• Birden, birdenbire, ansızın

  Sabunlu elleriyle kapıyı açıp da kâhya kadın, selam sabahtan evvel, yekten ona, Rabia'yı niçin öğleden sonra dersten alıkoyduğunu sorunca şaşırdı. - Halide Edip Adıvar

• Durup dururken

[zarf]

• Üstünkörü

[isim]

• Özel veya resmî kurum, kuruluş veya yetkili kişilerce herhangi bir durumla ilgili olarak süreli veya süresiz yayımlanan duyuru

• Dergi

[zarf]

[eskimiş]

• Bağlı olarak, tutturulmuş biçimde

  Oradan da bir mahzen kapağı açtılar, bir sopaya rapten beni içerisine indirdiler, üzerime de demir kapıyı kapadılar. - Refik Halit Karay

[isim]

• Katı cisimlerin parçalarını birbirine yapıştıran bir tür madde

[kimya]

• Tahıl unlarından nişasta çıkarıldıktan sonra geri kalan albüminli madde

[sıfat]

• Yüzeyde kalmayıp derine inen, asıl konuyu da içine alan.

  Kökten bir değişiklik.

[zarf]

• Açıktan, bedavadan, parasız olarak

  Malum ya, bize lüpten bilet verirler. - Halide Edip Adıvar

[sıfat]

• Çok değersiz, önemsiz

[zarf]

• Gereği, yararı yokken veya karşılıksız olarak, yok yere

  Hiçten bu kadar masrafa girdim.

[zarf]

[halk ağzında]

• Tamamıyla, büsbütün

[isim]

[halk ağzında]

• Dam çevresindeki yağmur sularını oluklardan alıp duvar temelinden uzağa akıtan, saçak kenarlarından dışarı doğru uzanmış ağaç oluk

Ata Sözleri ve Deyimler

• çörten gibi