TELEVİZYONCULUK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

TELEVİZYONCULUK harflerini içeren 7 harfli 34 kelime bulunuyor. 7 harfli TELEVİZYONCULUK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

UZVİYET19, VEZNECİ19, VİZONET17, KOVUNTU16, KEVELCİ16, ULVİYET16, CİVELEK16, KOYUNCU15, OYCULUK15, TECZİYE15, YONTUCU15, CİNYOLU14, İZLENCE13, KUZEYLİ13, OTUZLUK13, ZEYTUNİ13, KOYUNTU12, OYUNLUK12, TEZKİYE12, TUNCELİ11, İLKELCE10, KELLECİ10, NEZLELİ10, TECELLİ10, TELLİCE10, TEKNECİ10, TEKELCİ10, CEKETLİ10, TEYELLİ9, TENKİYE9, YETKELİ9, EKLENTİ7, İLETKEN7, KENETLİ7

EKLENTİ

[isim]

  • Bir şeye eklenmiş olan, ek durumunda bulunan parça

    Ondan öğrendiklerim, onun ufku, onun kadar olmasa da birkaç önemli eklenti dışında, bugün de tümüyle geçerlidir. - Reha Mağden

İLETKEN

[sıfat]

[fizik]

  • Akım, ısı, ses vb.ni geçiren (madde), nâkil, yalıtkan karşıtı
  • Elektrik akımı, ısı, gaz vb.ni bir yerden başka bir yere aktaran (madde, şey)

Birleşik Kelimeler: iletken damarlar, yarı iletken

KENETLİ

[sıfat]

  • Kenedi olan
  • Kenetle birbirine bağlanmış bulunan, kenetlenmiş olan

    İnce dudakları birbirine kenetli, taş gibi öylece oturuyor. - Ayşe Kulin

[mecaz]

  • Birbirinin içine geçerek sıkıca kapanmış

Birleşik Kelimeler: ağzı kenetli

TEYELLİ

[sıfat]

  • Teyelle tutturulmuş, teyellenmiş
  • Üzerine teyel atılmış

TENKİYE (Kelime Kökeni: Arapça tenḳiye)

[isim]

[eskimiş]

  • Anüsten su vererek kalın bağırsağın içini temizleme
  • Bu iş için kullanılan araç

YETKELİ

[sıfat]

  • Otoritesi olan

İLKELCE

[sıfat]

  • İlkel

[zarf]

  • (ilke'lce) İlkel bir biçimde

KELLECİ

[isim]

  • Kelleyi pişiren veya satan kimse

NEZLELİ

[sıfat]

  • Nezlesi olan

    Bu nevi rahatsızlığı nezleli ve hafifçe sıtmalı olduğumuz zaman da duyarız. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

TECELLİ (Kelime Kökeni: Arapça tecellī)

[isim]

  • Belirme, görünme, ortaya çıkma, zuhur etme, meydana çıkma

    Tabiat bütün manzaraları, bütün tecellileri ile edebiyatımıza hulul ederek onun ufuklarını mütemadiyen genişletti. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[din bilgisi]

  • Tanrı'nın insanlarda ve doğada görünmesi
  • Alın yazısı, kader

    Ne yaman tecellisi varmış!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tecelli etmek

TELLİCE

[isim]

  • Tek kadın tarafından oynanan bir oyun türü

TEKNECİ

[isim]

  • Tekne, özellikle deniz teknesi yapan ve satan kimse
  • Sokaklarda balık satan kimse

TEKELCİ

[isim]

  • Tekel kuran ve bu tekeli kabul ettiren kimse, inhisarcı
  • Tekel görevlisi

[sıfat]

[mecaz]

  • Bir şeye, bir düşünceye tek başına sahip olma, benimseme, yayma taraflısı olan

    Politik partilerin tekelci görüşlerinin etkisinden daha kolay sıyrılıyor. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: tekelci anamalcılık

TUNCELİ

[isim]

  • Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

KOYUNTU

[isim]

[halk ağzında]

  • Sıkıntı, üzüntü, keder
  • Sopa, baston koymaya yarayan yer

    Köroğlu azdıkça azar ve sonunda koyuntulardan birinin arkasına dayadığı bekçi sopası gibi bastonunu alırdı. - Reşat Nuri Güntekin