TELEFONLAŞMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

TELEFONLAŞMAK harflerini içeren 6 harfli 54 kelime bulunuyor. 6 harfli TELEFONLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ŞEFKAT15, ŞEFAAT15, FANTOM14, OFLAMA14, ANOFEL13, FLAMAN13, KOFANA13, METFEN13, FLANEL12, KAFTAN12, TAFLAN12, OKŞAMA11, ONAŞMA11, MEŞALE10, MANŞET10, ŞEAMET10, TAŞMAK10, TEMAŞA10, AŞKALE9, KALLEŞ9, KAŞANE9, ŞALLAK9, ŞENAAT9, ŞELALE9, ŞEKLEN9, TELAŞE9, ATOMAL8, KALOMA8, MENTOL8, OTLAMA8, OTAMAK8, OKLAMA8, ONAMAK8, ATONAL7, AKAMET7, ALLAME7, AMETAL7, ALAMET7, ETALON7, ETANOL7, EMANET7, ELAMAN7, ELEMAN7, KEMANE7, KEMENT7, KATMAN7, MAKTEL7, MAKALE7, MEALEN7, OLANAK7, TEKMAN7, ALATEN6, KENTAL6, TELLAK6

ALATEN

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Cüzzamlı

KENTAL (Kelime Kökeni: Fransızca quintal)

[isim]

[matematik]

  • 100 kilogramlık ağırlık ölçü birimi

TELLAK (Kelime Kökeni: Arapça tellāk)

[isim]

  • Hamamda hizmet eden ve erkek müşterileri yıkayan erkek

ATONAL (Kelime Kökeni: Fransızca atonal)

[sıfat]

[müzik]

  • Yeni bir bestecilik çığırına göre, ton ve makam temeline bağlı kalmadan oluşturulan (beste)

AKAMET (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāmet)

[isim]

[eskimiş]

  • Kısırlık, verimsizlik

[mecaz]

  • Başarısızlık, sonuçsuzluk

    Bu mücadeleden ruhumun yorgun düştüğünü, akamete mahkûm kaldığını görüyorum. - Hüseyin Cahit Yalçın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akamete uğramak

ALLAME (Kelime Kökeni: Arapça ʿallāme)

[sıfat]

  • Çok ve derin bilgisi olan, çok bilgili

    Tarihî zihniyet taşımak için tarihçi olmak şart değildir. İlmî düşünebilmek için allame olmak şart olmadığı gibi. - Sabahattin Eyuboğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • allame kesilmek

Birleşik Kelimeler: allameicihan

AMETAL (Kelime Kökeni: Fransızca amétale)

[isim]

[kimya]

  • Metal olmayan element

    Klor, fosfor, oksijen ametaldir.

ALAMET (Kelime Kökeni: Arapça ʿalāmet)

[isim]

  • Belirti, işaret, iz, nişan

    İnsanlığın belli bir sonuca yöneldiğini gösterir hiçbir alamet yok. - Cemil Meriç

[mecaz]

  • Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne

Birleşik Kelimeler: alametifarika, kıyamet alameti

ETALON (Kelime Kökeni: Fransızca étalon)

[isim]

  • Ağırlık ve uzunluk ölçüleri için kabul edilmiş yasal ölçü modeli

ETANOL

[isim]

[kimya]

  • Alkol

EMANET (Kelime Kökeni: Arapça emānet)

[isim]

  • Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia

    Emaneti olanlar burada her vakit bunlarla ilgilenecek bir çırak bulurlar. - Salâh Birsel

  • Bir kimse ile birine gönderilen şey

    İstanbul'dan getirdiğim emanetinizi akşam benden alınız.

  • Eşyanın ücret karşılığı geçici bir süre bırakıldığı yer
  • Can, ruh

    Allah emanetini alsın da kurtulayım.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emanet ata binen tez iner
  • emanet bırakmak (veya etmek veya vermek)
  • emanete hıyanet olmaz
  • emanet eşeğin yuları gevşek olur
  • emanet hayvanın (veya eşeğin) kuskunu (veya paldımı) yokuşta kopar

Birleşik Kelimeler: emanet dolabı, şehremaneti

ELAMAN (Kelime Kökeni: Arapça elamān)

[ünlem]

  • Bezginlik ve sızlanma anlatan bir söz

    Dostlardan, yemişlerden, Hıristaki Pasajının güllerinden, zambaklarından elaman! - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elaman çekmek
  • elaman demek

ELEMAN (Kelime Kökeni: Fransızca élément)

[isim]

  • Öge

    Eskilerin şiirde pek bol kullanmaktan hoşlandıkları elemanlardan birisi de teşbihti. - Asaf Halet Çelebi

  • Bir toplulukta çalışan insanların her biri

    Kızı sizin elemanınız sanmışlar öyle mi? - Ahmet Ümit

[matematik]

  • Kümeye ait varlıklardan her biri

Birleşik Kelimeler: eleman sayısı, ara eleman, öğretim elemanı, yapı elemanı

KEMANE (Kelime Kökeni: Farsça kemāne)

[isim]

[müzik]

  • Keman ve kemençe yayı

[müzik]

  • Bir tür halk çalgısı
  • Delgi veya küçük torna çevirmek için kullanılan ok yayı biçimindeki araç

[denizcilik]

  • Ağaç gemilerde talimarın üst ucundaki kıvrım

Birleşik Kelimeler: kemane balığı, kemane çekme, kabak kemane

KEMENT (Kelime Kökeni: Farsça kemend)

[isim]

  • Hayvanları yakalamak için kullanılan, ucu ilmikli, kaygan uzun ip

[eskimiş]

  • İdam için kullanılan yağlı kayış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kement atmak