TEKNOKRATÇILIK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

TEKNOKRATÇILIK harflerini içeren 7 harfli 55 kelime bulunuyor. 7 harfli TEKNOKRATÇILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ANLIKÇI12, ATÇILIK12, AÇIKLIK12, ÇIRALIK12, ÇINARLI12, ÇIKARTI12, ÇOKLARI12, ÇALINTI12, ÇANKIRI12, ÇAKILTI12, ÇAKINTI12, ÇARIKLI12, ÇATIRTI12, ÇATKILI12, KOÇARLI12, KONAKÇI12, KAÇINIK12, KAÇINTI12, KALITÇI12, OTLAKÇI12, ORTAKÇI12, TIKAÇLI12, TOKATÇI12, ARIKLIK9, ANIKLIK9, IRAKLIK9, KIRKLIK9, KANITLI9, KARILIK9, KARINLI9, KALINTI9, KAKINTI9, KAKIRTI9, KARINTI9, KATIKLI9, KATILIK9, KATINTI9, KATKILI9, LAKIRTI9, NOKTALI9, ORTALIK9, OKKALIK9, TIKANIK9, TORNALI9, TOKATLI9, TANITLI9, TAKINTI9, TAKIRTI9, TARTILI9, KONTRAT8, KIRLENT8, KENARLI8, KARTLIK8, TEOKRAT8, KLARNET7

KLARNET (Kelime Kökeni: Fransızca clarinette)

[isim]

[müzik]

  • Tahtadan, metal perdeli, orkestrada önemli yeri olan bir üflemeli çalgı

    Önce klarnetle ezgisini çalar, arkasından gür bariton sesiyle bir dörtlük söylerdi. - Cahit Külebi

Birleşik Kelimeler: basklarnet

KONTRAT (Kelime Kökeni: Fransızca contrat)

[isim]

[hukuk]

  • Sözleşme

    Onunla, kontratı imzalamaya geldiğim zaman tanıştım. - Adalet Ağaoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kontrat yapmak

Birleşik Kelimeler: kira kontratı

KIRLENT (Kelime Kökeni: Fransızca guirlande)

[isim]

  • Çiçek veya yaprak işlemeli süs
  • İşlemeli veya işlemesiz bir tür küçük yastık

KENARLI

[sıfat]

  • Herhangi bir biçimde kenarı olan

    Başında da geniş kenarlı, tüylü ama yine simsiyah bir şapka var. - Adalet Ağaoğlu

  • Kenarı süslü, işlenmiş

KARTLIK

[isim]

  • Kart olma durumu

[isim]

  • Kart konulan gereç

TEOKRAT (Kelime Kökeni: Fransızca théocrate)

[isim]

  • Teokrasiye dayanan iktidar sahibi kimse

ARIKLIK

[isim]

  • Zayıflık, sıskalık

ANIKLIK

[isim]

  • Uyanıklık

IRAKLIK

[isim]

  • Uzaklık

KIRKLIK

[sıfat]

  • İçinde kırk tane bulunan

    Kırklık paket.

  • Kırk yaş dolaylarında bulunan (kimse)

    Yalnız yüzünün bir yanı muharebede yanmış kırklık bir memurun ne düşündüğünü anlamak kabil değildir. - Reşat Nuri Güntekin

[isim]

[eskimiş]

  • Kırk para

[isim]

  • Doğacak çocuk için hazırlanan bez veya giysi

KANITLI

[sıfat]

  • Kanıtla gösterilmiş, müdellel

KARILIK

[isim]

  • Kadın olma durumu
  • Evli kadının kocasına göre olan durumu veya görevi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karılık etmek

Birleşik Kelimeler: kocakarılık

KARINLI

[sıfat]

  • Karnı olan
  • Karnı büyük ve çıkıntılı olan

KALINTI

[isim]

  • Artıp kalan şey, bakiye
  • Eski çağlardan kalmış şehir veya yapı, ören, harabe

    Efes, Bergama'nın kalıntıları, ulaştıkları uygarlığı serer gözler önüne. - Necati Cumalı

  • İz, işaret

[mecaz]

  • Bir toplum, kültür, uygarlık vb.nden artakalan şey

    Bu babacan, filozof ve hazırcevap insanlar kuşağı, tükenen bir görgü devrinin son kalıntıları gibidir. - Haldun Taner

KAKINTI

[isim]

[halk ağzında]

  • Sözü dinlenmeyen, rezil, itilip kakılan kimse