TEKESAKALI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

TEKESAKALI harflerini içeren 5 harfli 56 kelime bulunuyor. 5 harfli TEKESAKALI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ASLIK7, ASKLI7, ISLAK7, ISKAT7, KISKA7, KASIK7, KASIT7, KASLI7, SALIK7, SAKLI7, SAKIT7, ASKAT6, ATLAS6, ALTES6, ALTIK6, AKLIK6, AKSAK6, ESLEK6, ETSEL6, ITLAK6, KITAL6, KATIK6, KATKI6, KATLI6, KASET6, KALAS6, KALIT6, KALIK6, KESAT6, KESEK6, KESEL6, KELES6, LASTA6, SKALA6, SALTA6, SALAT6, SALAK6, SAKAT6, SAKAL6, SAKAK6, SELEK6, SEKTE6, SEKEL6, TALAS6, TAKSA6, TAKAS6, TELES6, KALAK5, KETAL5, KELEK5, TALAK5, TAKLA5, TAKKE5, TELEK5, TEKKE5, TEKEL5

KALAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Burun, burun ucu
  • Gelin tacı
  • Tezek yığını

KETAL

[isim]

  • Çirişli bir tür parlak bez

KELEK

[isim]

[bitki bilimi]

  • Olgunlaşmamış, ham kavun
  • Irmaklarda işleyen ve şişirilmiş tulumlar üzerine kurulan bir tür sal

[sıfat]

  • Yer yer çıplaklığı veya boşluğu olan

    Kelek mısır.

[sıfat]

  • Kılsız

    Kelek tulum.

[sıfat]

[argo]

  • Aptal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelek atmak
  • kelek yapmak

TALAK (Kelime Kökeni: Arapça ṭalāḳ)

[isim]

[eskimiş]

[hukuk]

  • Evliliğin sona ermesi, erkeğin karısını boşaması

Birleşik Kelimeler: talakıselase

TAKLA

[isim]

  • Elleri yere koyduktan sonra ayakları kaldırıp vücudu üstten aşırtarak öne veya arkaya yapılan dönme hareketi
  • Otomobil, kamyon vb. devrilip yuvarlanma
  • Uçak, güvercin vb.nin uzunlamasına veya yanlamasına dönme hareketi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takla atmak
  • takla attırmak

Birleşik Kelimeler: takla böcekleri, tepetakla, yıldırım takla

TAKKE (Kelime Kökeni: Arapça ṭāḳiye)

[isim]

  • İnce kumaştan dikilmiş veya ipten örülmüş, çoğunlukla yarım küre biçiminde başlık

    Yatarken beyaz gecelik entarisini giyer ve başına da küçücük gecelik takkesini geçirirmiş. - Abdülhak Şinasi Hisar

[mimarlık]

  • Yarım küre biçimindeki kubbenin üst bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takke düştü, kel göründü

TELEK

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kuşların gövde, kanat ve kuyruğunda bulunan, uçma, örtü ve kuyruk telekleri olarak üçe ayrılan, çeşitli renklerde kalın eksenli tüy

TEKKE (Kelime Kökeni: Arapça tekye)

[isim]

[tarih]

  • Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer, dergâh

    Hemen her ev yarı saray ve yarı tekke gibi bir şeydi. - Abdülhak Şinasi Hisar

  • İşsiz güçsüz kimselerin buluşup sığındıkları yer

[argo]

  • Esrar içilen üstü kapalı yer

[argo]

  • Hapishane

    Bakıyorum, tekke sana yaramış, dedi. Ne zaman çıktın? - Tahsin Yücel

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tekkeyi bekleyen çorbayı içer

Birleşik Kelimeler: esrar tekkesi, miskinler tekkesi

TEKEL

[isim]

  • Bir malın yapımının yalnızca bir kuruluşun elinde bulunduğu durum, inhisar, monopol
  • Devletin herhangi bir üretim alanını elinde tutması, satışı tek elden yönetmesi ve fiyata hâkim olması durumu, inhisar, monopol

[mecaz]

  • Bir kişi veya kuruluşun herhangi bir alanda kazandığı büyük güç

    Özel yalıların tekelinden kurtarılan yeni kıyılar da halkın denizle buluşmasını sağlayacak. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tekelinde olmak
  • tekeline (veya tekellerine) almak

Birleşik Kelimeler: tekel bayisi, tekel maddesi, tekel ürünleri

ASKAT

[isim]

[matematik]

  • Herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri

    Metrenin askatları desimetre, santimetre ve milimetredir.

ATLAS (Kelime Kökeni: Arapça aṭlas)

[isim]

  • Yüzü parlak, sık dokunmuş bir ipekli kumaş türü, saten

Birleşik Kelimeler: atlas çiçeği, atlas kemiği

[isim]

[coğrafya]

  • Dünyanın, bir ülkenin, bir bölgenin fiziksel ve siyasal coğrafyası ile ekonomi, tarih vb. konularda toplu bilgi vermek için bir araya getirilmiş coğrafya haritaları derlemesi
  • Bir konuyu açıklamak için hazırlanmış resim veya levhalardan oluşmuş kitap

    Anatomi atlası. Dil atlası.

    Atıldığın bu macerada yolunu kaybedecek olursan bu düş atlasının sayfalarını karıştırabilirsin. - İhsan Oktay Anar

Birleşik Kelimeler: dil atlası, gök atlası

ALTES (Kelime Kökeni: Fransızca altesse)

[isim]

  • Prens ve prenseslere verilen şeref unvanı
  • Bu unvanı taşıyan kimse

ALTIK

[isim]

[mantık]

  • Konusu ile yüklemi aynı olan, biri tümel olumlu, biri tikel olumlu; biri tümel olumsuz, biri tikel olumsuz iki önerme arasındaki bağlantı durumu: `Kimi insanlar fânidir` önermesi `Bütün insanlar fânidir` önermesinin altığı olur

AKLIK

[isim]

  • Ak olma durumu

    Ocaktan aklığını yitirmiş bir bezle döndü, yeni gelenin masasını sildi. - Rıfat Ilgaz

  • Kadınların makyaj için yüzlerine sürdükleri beyaz bir sıvı, düzgün

Birleşik Kelimeler: yüz aklığı

AKSAK

[sıfat]

  • Aksayan, hafifçe topallayan

[mecaz]

  • İyi gitmeyen, iyi işlemeyen

    İşin aksak yönü.

[isim]

[edebiyat]

  • Eski Yunan ve Latin şiir ölçüsünde, sondan bir önceki hecesi kısa olacak yerde uzun olan dize

[isim]

[müzik]

  • Türk müziğinde kıvrak bir usul

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aksak eşekle yüksek dağa çıkılmaz

Birleşik Kelimeler: ağır aksak, yürük aksak, raks aksağı, Türk aksağı