[isim]

[anatomi]

• Atardamar

• Trafiği yoğun olan ana yol

[isim]

[askerlik]

• Gemilerde veya kalelerde, topçu mevzilerinde topun makine bölümünü ve topçuları koruyacak biçimde yapılmış zırhlı kule

  Payitahtın göbeğinde demirletip taretlerini saraylara çevirmiş olduklarını görünce cinleri tepesinde toplanıyordu. - Attila İlhan

[isim]

• Gizler, sırlar

  Yüzüme, tekrar o eski, esrar dolu gözlerle bakıyor. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

• esrara dalmak

[isim]

• Hint kenevirinden çıkarılan ve kullanılacak miktara göre uyarıcı, sarhoş edici veya uyuşturucu etkileri olan bir madde

Ata Sözleri ve Deyimler

• esrar çekmek

[isim]

[kimya]

• Organik asitlerle alkollerin aralarından bir su molekülü ayrılması sonucunda verdikleri madde

[isim]

• Sanatsal ürünler arasında güzeli en üstün, en yüce değer sayan kişi

[isim]

[spor]

• 343 çıkış, başlama

Ata Sözleri ve Deyimler

• starta geçmek
• start almak
• start vermek

[isim]

[eskimiş]

• Düz yakalı, önü ilikli bir ceket türü

  Müdür Bey, senelerden beri giymediği sırmalı setresini, kılıcını sandıktan çıkardı. - Memduh Şevket Esendal

[isim]

[hayvan bilimi]

• Uzun tüylü İngiliz köpeği

[isim]

• Nicelik bakımından bir şeyin bütünü

• Para miktarı, meblağ

[isim]

• Üzeri yufka kaplı, meyveli veya kakaolu bir pasta türü

[isim]

• Ağırlık

  Bunun tartısı belli değil.

• Tartma aleti, çeki

[mecaz]

• Oran, ölçü, karar

[denizcilik]

• Yelkenleri indirip kaldırmaya yarayan ip

[isim]

[kaba konuşmada]

• Pezevenk

[isim]

• Bir yapının damında çevresi, üstü açık yer, ayazlık, taraça

  Ayrıca denize bakan bir de büyük terası vardı. - Çetin Altan

• Damın, genellikle çamaşır sermeye yarayan ve üstü çinko ile döşeli bulunan düz bölümü, tahtaboş

[coğrafya]

• Seki

[isim]

[halk ağzında]

• Halı, kilim dokunan tezgâh

[isim]

• Direnme, ayak direme, üsteleme, üstünde durma

  Ben hiçbir yerde yemeğe bu kadar ısrar görmedim. - Fikret Otyam

Ata Sözleri ve Deyimler

• ısrar etmek