TECAVÜZKAR Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

TECAVÜZKAR harflerini içeren 5 harfli 32 kelime bulunuyor. 5 harfli TECAVÜZKAR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

CEVZA17, CEVAZ17, ZEVAT14, KÜVET13, TÜREV13, AVRET11, AVRAT11, AVARE11, EVRAT11, EVRAK11, KAVAT11, REVAK11, TAKVA11, VARAK11, VAKAR11, VATKA11, VARTA11, ÜCRET10, CÜRET10, ERZAK8, TARAZ8, ZARTA8, ZEKAT8, CARTA8, AKTAR5, KARAT5, KATAR5, KATRE5, RAKET5, REKAT5, TRAKE5, TARAK5

AKTAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭṭār)

[isim]

  • Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân
  • İğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt, tütün vb. satılan dükkân

KATAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṭār)

[isim]

  • Tren

    Kendisini getiren metro katarı yoluna devam edip karanlık tünelde kaybolmuştu. - Osman Aysu

  • Taşıt dizisi

    Otomobil katarı. Yük katarı.

  • Bir arada giden veya uçan hayvan dizisi

Birleşik Kelimeler: sürat katarı, turna katarı, yük katarı

KATRE (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṭre)

[isim]

[eskimiş]

  • Damla

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katresi kalmadı (veya yok)

RAKET (Kelime Kökeni: Fransızca raquette)

[isim]

[spor]

  • Masa tenisi, tenis vb. oyunlarda topa vurmak için kullanılan, oval tahta bir kasnağa gerilmiş bir ağla veya lastikle kaplanmış saplı araç, vuraç

REKÂT (Kelime Kökeni: Arapça rekʿat)

[isim]

[din bilgisi]

  • Namazda bir kıyam, bir rükû ve iki secdeden oluşan bölüm

    Öğle namazının kaç rekât olduğunu unutmuş, aklında hiç namaz suresi kalmamıştı. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

TRAKE (Kelime Kökeni: Fransızca trachée)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Soluk borusu
  • Eklem bacaklılarda bulunan özel solunum kanalları

TARAK

[isim]

  • Saçların, sakalın, hayvan tüylerinin karışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç

    Bir ay boyunca, kırlaşan saçlarına tarak sürmedi. - Lâtife Tekin

  • Bahçıvanlıkta toprağın taşını ayıklamak için kullanılan, ucu bu biçimde olan araç, tırmık
  • Dokuma tezgâhlarında, dişleri arasından arış ipliklerinin geçtiği tarak biçiminde araç
  • Bazı kuşların başında bulunan yelpaze biçiminde tepelik

[anatomi]

  • İnsanda ayağın yüksek olan üst bölümü

[hayvan bilimi]

  • Suda yaşayan hayvanlarda solungaç

[hayvan bilimi]

  • Yassı solungaçlılardan, kabukları yuvarlak, yelpaze biçiminde bir yumuşakça (Pecten)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarak vurmak

Birleşik Kelimeler: tarak dubası, tarak işi, tarak kemiği, tarak otu, tas tarak, ayak tarağı, çobantarağı, deniztarağı, taşçı tarağı

ERZAK (Kelime Kökeni: Arapça erzāḳ)

[isim]

  • Uzun süre saklanabilen yiyeceklerin genel adı

    Çarşıdan erzakını bile kendi pazarlık eder, kendi alır, kendi evine getirir. - Ömer Seyfettin

TARAZ

[isim]

  • İpek gibi düz ve parlak bir kumaşın üzerinde bulunan tel tel iplik

ZARTA (Kelime Kökeni: Arapça żarṭa)

[isim]

  • Yellenme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zartayı çekmek

ZEKÂT (Kelime Kökeni: Arapça zekāt)

[isim]

[din bilgisi]

  • Zenginlerin sahip olduğu mal ve paranın kırkta birinin dağıtılmasını öngören, İslam'ın beş şartından biri

    Abus çehreli bir adamın ne namazı ne niyazı ne zekâtı ne orucu makbuldür. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zekât vermek

Birleşik Kelimeler: zekât keçisi

CARTA

[isim]

[argo]

  • Yellenme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • cartayı çekmek

ÜCRET (Kelime Kökeni: Arapça ucret)

[isim]

[ekonomi]

  • İş gücünün karşılığı olan para veya mal

    Ücret hizmet mukabilidir. Ne yapıyorsun ki sana para verelim? - Nazım Hikmet

  • Kiralanan veya satın alınan bir şey için ödenen para

    Fiyatından daha yüksek bir ücretle satın aldı. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: asgari ücret, cari ücret, çıplak ücret, dolgun ücret, net ücret, giriş ücreti, vekâlet ücreti

C

[kimya]

  • Karbon elementinin simgesi
  • Romen rakamları dizisinde 100 sayısını gösterir

AVRET (Kelime Kökeni: Arapça ʿavret)

[isim]

  • Edep yeri

Birleşik Kelimeler: setriavret