TEBDİLİMEKAN Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
TEBDİLİMEKAN harflerini içeren 4 harfli 191 kelime bulunuyor. 4 harfli TEBDİLİMEKAN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
BADİ8,
ATEL (Kelime Kökeni: Fransızca attelle)
- Kırılmış kemiklerin düzgün bir biçimde sarılabilmesi için kullanılan türlü malzemelerden yapılmış destek
ATİK
- Çabuk davranan, çevik
Birleşik Kelimeler: atik tetik
- Eski, eski zamanla ilgili
Birleşik Kelimeler: Ahd-i Atik
ALET (Kelime Kökeni: Arapça ālet)
- Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne
- Bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç
- Bir makineyi oluşturan ve işlemesine yardım eden parçalardan her biri
-
Maşa
Birtakım teşebbüslerini gerçekleştirmesi yolunda onu bir alet gibi kullanıyor. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- alet etmek
- alet işler, el övünür
- alet olmak
Birleşik Kelimeler: alet edevat, tansiyon aleti, çalgı aleti, kondisyon aleti, ses aleti, suç aleti, tesviye aleti
AİLE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾile)
-
Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik
Birbirlerine nasıl tutkun, yangın bir aile olduklarını sayıp döktü. - Lâtife Tekin
-
Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü
Kendilerinin hangi asil aileye mensup olduklarını bilmiyorum. - Nazım Hikmet
- Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü
- Eş, karı
- Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü
- Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya
Birleşik Kelimeler: aile adı, aile bahçesi, aile bütçesi, aile doktoru, aile dostu, aile fotoğrafı, aile gazinosu, aile hayatı, aile hekimi, aile hukuku, aile ismi, aile mahkemesi, aile matinesi, aile meclisi, aile ocağı, aile planlaması, aile reisi, aile saadeti, büyük aile, çekirdek aile, koruyucu aile, köklü aile
AKİL (Kelime Kökeni: Arapça ʿāḳil)
-
Akıllı
Ne akilem ne divane / Gel gör beni aşk n'eyledi - Yunus Emre
Birleşik Kelimeler: akil baliğ
ÂKİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿāḳid)
- Bağıtçı
- Sözleşme
- Nikâh
Birleşik Kelimeler: akit vaadi, akdetmek, evlilik akdi, hizmet akdi, iş akdi
AKLİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳlī)
-
Akılla ilgili, akla dayanan, akılsal
Akli muvazenesi pek sağlam bulunmadığı için serbest bırakıldı. - Sait Faik Abasıyanık
AKNE (Kelime Kökeni: Fransızca acné)
- Yağ bezlerinin deri üzerinde oluşturduğu iltihaplı sivilce
ETEN
- Etene
- Yemişlerin yenilen bölümü
ETİK (Kelime Kökeni: Fransızca éthique)
- Töre bilimi
- Çeşitli meslek kolları arasında tarafların uyması veya kaçınması gereken davranışlar bütünü
- Etik bilimi
- Ahlaki, ahlakla ilgili
Birleşik Kelimeler: etik bilimi
ETİL (Kelime Kökeni: Fransızca éthyle)
-
Organik birleşiklerin birleşimine giren karbon ve hidrojen atomları grubu
Etil klorür.
Birleşik Kelimeler: etil alkol
ETKİ
-
Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir
Yaşadıklarını yazmanın böylesine bir etki yapabileceğinden hiç haberim yoktu. - Ayla Kutlu
-
Bir etken veya bir sebebin sonucu, yardım
Tokadın etkisi kötü oldu.
-
Bir kimse üzerinde bırakılan izlenim
Sustu, istediği etkiyi tam olarak yapmak için olmalıydı bu. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- etki bırakmak
- etki etmek
- etkisini göstermek
Birleşik Kelimeler: bozucu etki, kılcal etki, yan etki
ETLİ
- İçinde et bulunan
-
Eti çok olan
Etli koyun.
-
Dolgun, kalın
Aşağıya sarkan kalın, etli, ıslak dudakları vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Yenecek kısmı çok olan (meyve)
Etli, lezzetli bir zeytin.
Ata Sözleri ve Deyimler
- etliye sütlüye karışmamak
Birleşik Kelimeler: etli bitki, etli butlu, etli canlı, etli ekmek, etli meyve, etli pide
ETEK
-
Bedenin belden aşağısına giyilen, değişik biçimlerde, genellikle kadın giysisi, eteklik
Sevim'in eteği bir dikene takılıp yırtılmış, beyaz potinleri çamura batmıştı. - Reşat Nuri Güntekin
- Giysinin belden aşağıda kalan bölümü
-
Giysinin alt kenarı
Vedia'nın eteklerinden gözlerini ayırmayarak onu takip ediyordu. - Peyami Safa
- Çadır, kanepe örtüsü gibi kumaştan olan şeylerin yere sarkan bölümü
-
Dağ, tepe, yığın vb. yamaçlı şeylerin alt bölümü
Dağın eteklerine küme küme serpilen kerpiç evleri gördü. - Halit Ziya Uşaklıgil
-
Yağmur sularının, çatının bazı yerlerinden içeri sızmasını önlemek için yapılan saç örtü
Baca eteği. Boru eteği.
- Edep yeri
Ata Sözleri ve Deyimler
- eteğe varmak
- eteği ayağına dolaşmak
- eteği kirlenmek
- eteğindeki taşı dökmek
- eteğinde namaz kılınmak
- eteğinden ayrılmamak
- eteğinden el çekmek
- eteğine düşmek (veya sarılmak)
- eteğine yapışmak (veya sığınmak)
- eteğini başına atmak (veya sarmak)
- eteğini çekmek
- eteğini toplamak
- eteğini tutmak
- eteğiyle mum söndürmek
- etek açmak
- eteklerini indirmek
- eteklerini toplamak
- etekleri tutuşmak
- etekleri uzamak
- etekleri zil (veya ıslık veya çalpara) çalmak
- etek öpmek
- etek silkmek
- etek takmak (veya giymek)
Birleşik Kelimeler: etek bağı, etek belde, etek bezi, etek dolusu, etek etek, etek kiri, etek pisliği, etekserpen, etek taşı, eteği arı, eteği belinde, eteği düşük, eteği temiz, eteğine eğri, eteğine pis, eksik etek, iç etek, maksi etek, midi etek, mini etek, uzun etek, üç etek, çatı eteği, dağ eteği, damak eteği, pencere eteği
ENLİ
-
Eni büyük olan, geniş
Kenarları gençliğinde işlediği enli dantellerle çevrili patiska örtülü minderlerde oturuyordu. - Cahit Uçuk