Taş ile Başlayan Kelimeler

TAŞ ile başlayan 67 kelime bulunuyor. Başında TAŞ olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Taş kelimesinin anlamı nedir? Taş ile biten kelimeler. İçinde taş olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

TAŞKIRANGİLLER22

13 Harfli Kelimeler

TAŞEMENGİLLER21

12 Harfli Kelimeler

TAŞLAMACILIK21

11 Harfli Kelimeler

TAŞIYICILIK23, TAŞIMACILIK21, TAŞILLAŞMAK19, TAŞINABİLİR17

10 Harfli Kelimeler

TAŞILLAŞMA18, TAŞERONLUK15

9 Harfli Kelimeler

TAŞLAMACI17, TAŞLAŞMAK16, TAŞIMALIK15, TAŞİKARDİ14, TAŞKINLIK14, TAŞLANMAK13, TAŞLATMAK13

8 Harfli Kelimeler

TAŞKÖPRÜ23, TAŞIYICI19, TAŞIMACI17, TAŞLIÇAY17, TAŞÇILIK16, TAŞINMAZ16, TAŞKINCA15, TAŞLAŞMA15, TAŞIMLIK14, TAŞINMAK13, TAŞIRMAK13, TAŞITMAK13, TAŞKIRAN12, TAŞLAMAK12, TAŞLATMA12, TAŞLANMA12

7 Harfli Kelimeler

TAŞIYIŞ17, TAŞITÇI15, TAŞINIŞ15, TAŞIMSI14, TAŞITMA12, TAŞIRMA12, TAŞINTI12, TAŞINMA12, TAŞINIR12, TAŞIMAK12, TAŞILLI12, TAŞERON11, TAŞEMEN11, TAŞAKLI11, TAŞRALI11, TAŞLAMA11, TAŞKENT10

6 Harfli Kelimeler

TAŞOVA16, TAŞSIZ14, TAŞİZM13, TAŞÇIL13, TAŞIMA11, TAŞMAK10, TAŞLIK10, TAŞKIN10

5 Harfli Kelimeler

TAŞÇI12, TAŞIM10, TAŞSI10, TAŞLI9, TAŞIT9, TAŞIL9, TAŞMA9, TAŞAK8, TAŞRA8

3 Harfli Kelimeler

TAŞ6

TAŞ

[isim]

  • Kimyasal veya fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde

    Kireç taşı. Oltu taşı.

[sıfat]

  • Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş
  • Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için bu maddeden özel olarak hazırlanmış malzeme
  • Yapı işlerinde kullanılmak için bu maddeden hazırlanmış malzeme

    Tophane yukarılarında taştan bir binada oturuyordu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher

    Bu küpenin taşları o kadar temiz değil.

  • Dama, domino vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik veya tahta parçalardan her biri

[tıp]

  • Bazı organların içinde, özellikle idrar kesesi vb.nde oluşan, türlü biçim ve hacimdeki katı madde

[jeoloji]

  • Bazı kütlelerden kopan veya koparılan parça

[mecaz]

  • Üstü kapalı bir biçimde söylenen iğneleyici söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taşa çekmek
  • taş atıp kolu yorulmamak
  • taş atmak
  • taş attın da kolun mu yoruldu?
  • taşa tutmak
  • taş çatlasa
  • taş çıkarmak (veya çıkartmak)
  • taş düşürmek
  • taş gibi
  • taşı gediğine koymak
  • taşın altına elini koymak
  • taşı ölçeyim
  • taşı sıksa suyunu çıkarır
  • taşı toprağı altın olmak
  • taş kesilmek
  • taş kırdırmak
  • taş koymak
  • taşlar yerine oturmak
  • taş sürmek
  • taş taş üstünde bırakmamak
  • taş yağar kıyamet koparken
  • taş yerinde ağırdır

Birleşik Kelimeler: taş arabası, taş bademi, taş balığı, taş baskı, taş basmacı, taş basması, taş bebek, taş bilimi, taş böceği, Taş Devri, taş dolgu, taş döşeme, taş ekmek, taş fırın, taş iliği, taş kafa, taş kalpli, taş kömürü, taş küre, taş levreği, taş mantarı, taş nanesi, taş ocağı, taş pamuğu, taş plak, taş pudra, taşsarımsağı, taş tahta, taş toprak, taş uykusu, taş yağı, taş yuvarı, taş yürekli, aktaş, beştaş, buzul taş, Cilalı Taş Devri, dağ taş, damla taş, dikili taş, dokuztaş, kayağan taş, kesme taş, laciverttaş, moloz taş, pamuk taşı, püskürük taş, sesli taş, tektaş, üçtaş, yalancı taş, yaprak taş, Yontma Taş Devri, alçı taşı, alüminyum taşı, anahtar taşı, Ankara taşı, aşı taşı, atlama taşı, ayna taşı, bakır taşı, balgam taşı, bileği taşı, binek taşı, böbrek taşı, cehennem taşı, çakıl taşı, çakmak taşı, dama taşı, damla taşı, değirmen taşı, denek taşı, denge taşı, diş taşı, dolan taşı, Eskişehir taşı, etek taşı, fal taşı, gaz taşı, göbek taşı, gök taşı, göz taşı, Hacıbektaş taşı, hava taşı, hece taşı, inci taşı, işitme taşı, Kadıköy taşı, kaldırım taşı, kan taşı, kapak taşı, katran taşı, kaymak taşı, kaynaç taşı, kazan taşı, kilit taşı, kilometre taşı, kil taşı, kireç taşı, kösele taşı, köşe taşı, kum taşı, litografya taşı, lüle taşı, malı taşı, Malta taşı, meteor taşı, mezar taşı, mihenk taşı, mola taşı, musalla taşı, Necef taşı, ocak taşı, oksidiyon taşı, Oltu taşı, paket taşı, pamuk taşı, panzehir taşı, parke taşı, ponza taşı, raspa taşı, sabır taşı, sabun taşı, sadaka taşı, satranç taşı, Seylan taşı, sınır taşı, sünger taşı, süt taşı, şap taşı, şimşek taşı, temel taşı, teslim taşı, ustura taşı, uzay taşı, üzengi taşı, yada taşı, yağ taşı, yağmur taşı, yapı taşı, yılan taşı, yıldız taşı, zımpara taşı

TAŞAK

[isim]

[kaba konuşmada]

  • Er bezi, erkeklik bezi, haya

TAŞRA

[isim]

  • Bir ülkenin başkenti veya en önemli şehirleri dışındaki yerlerin hepsi, dışarlık

    Taşrada öğretmenlik ede ede saçı başı ağarmış, tatlı sözlü bir adamdı. - Halikarnas Balıkçısı

Birleşik Kelimeler: taşra ağzı

TAŞLI

[sıfat]

  • İçinde taş olan, taş karışmış olan (tahıl, bakliyat vb.)

    Yağsız köpüklü ayranlar içmiş, taşlı bulgur pilavı yemişler. - Sait Faik Abasıyanık

  • Üzerinde taş bulunan

    Taşlı yol

  • Üzerinde süs taşı bulunan

    Taşlı yüzük.

Birleşik Kelimeler: kaldırım taşlı

TAŞIT

[isim]

  • Otomobil, tren, gemi, uçak gibi taşıma araçlarının ortak adı, nakil aracı, nakil vasıtası, vasıta

Birleşik Kelimeler: taşıt tutması, açık taşıt, motorlu taşıt, hava taşıtı

TAŞIL

[isim]

  • Fosil

Birleşik Kelimeler: taşıl bilimi

TAŞMA

[isim]

  • Taşmak işi
  • Akarsu yatağından çıkarak çevresini kaplama, su baskını

    Çayın taşması evler kadar çekekteki motorlar için de tehlikeliydi. - Rıfat Ilgaz

Birleşik Kelimeler: lav taşması

TAŞKENT

[isim]

  • Konya iline bağlı ilçelerden biri

TAŞMAK

[nesnesiz]

  • Sıvı maddeler, içinde bulundukları kaba sığmayacak kadar çoğalma ve kabarma yüzünden kenarları aşmak

    Hayvanın ağzından taşan beyaz köpüklere biraz da kan karıştı. - Haldun Taner

  • Akarsu, yatağından çıkarak çevresini kaplamak
  • Bir yere veya şeye sığmamak

    Kasketinden taşmış siyah saçları yakına gelince çok kırçıllaştı. - Sait Faik Abasıyanık

  • İnsan, nesne vb. çokça bulunmak, sayısı artmak

    Gösteri o kadar güzeldi ki seyirciler salondan taşmıştı.

[mecaz]

  • Öfke, sabırsızlık veya heyecan yüzünden kendini tutamamak

    Acaba bizim taşıp köpürmelerimizi pek çocukça mı bulmuştu? - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

TAŞLIK

[sıfat]

  • Taşı bol, taşlı (yer)

    Atları erlerden birine bıraktılar, inişli yokuşlu taşlık bir keçi yolundan yürüdüler. - Refik Halit Karay

[isim]

  • Taşla döşenmiş avlu, sofa, merdiven altı vb

    Giderken taşlıktaki duvar çivilerinde asılı palto, baston, şemsiye gibi şeyleri toparlamayı ihmal etmediler. - Necip Fazıl Kısakürek

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kuş vb. hayvanların sindirim kanalları üzerinde bulunan kaslı, öğütücü mide, katı (II), konsa

TAŞKIN

[sıfat]

  • Taşmış bir durumda olan

[isim]

  • Su baskını, seylap, feyezan

[mecaz]

  • Aşırı

    Bu yüz neşeli değil, taşkın denecek kadar mutlu idi. - Tarık Buğra

Birleşik Kelimeler: taşkın ıslahı, su taşkını

TAŞIM

[isim]

  • Yemeğin taşacak kadar kaynaması

TAŞSI

[sıfat]

  • Taşı andıran, taşa benzeyen, taş gibi, taşımsı

TAŞERON (Kelime Kökeni: Fransızca tâcheron)

[isim]

  • Büyük bir işin bir bölümünü yaptırmayı, asıl müteahhitten alarak kendisi üstlenen diğer yüklenici

    Sağdan soldan rica etmişler, taşeronlar aramışlardı boşuna. - Ayşe Kulin

TAŞEMEN

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Taşemengillerden, suda yaşayan, çok ilkel yapılı omurgalı hayvan (Petromyzon)