TASARRUFÇU Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
TASARRUFÇU harflerini içeren 4 harfli 24 kelime bulunuyor. 4 harfli TASARRUFÇU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Tasarrufçu ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Tasarrufçu olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
FAÇA13,
ARSA (Kelime Kökeni: Arapça ʿarṣa)
- Üzerine yapı yapılmak için ayrılmış yer
Birleşik Kelimeler: arsa payı
ASAR (Kelime Kökeni: Arapça ās̱ār)
- Eserler
Birleşik Kelimeler: asarıatika
- Yüzyıllar
RAST (Kelime Kökeni: Farsça rāst)
- Doğru, düzgün
- Tesadüf
- Atılan şey hedefi vurma
Ata Sözleri ve Deyimler
- rast gele!
- rast gelmek
- rast getirmek
- rast gitmek
Birleşik Kelimeler: rastgele
- Klasik Türk müziğinde bir makam
SAAT (Kelime Kökeni: Arapça sāʿat)
-
Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası
Beş altı mil ötedeki karşı kıyıya bir saatte varabilirdik ancak. - Azra Erhat
-
Vakit, zaman
Oyuncular meyus olmayarak gene saati geldiği vakit perdelerini açtılar. - Memduh Şevket Esendal
-
Bir işin yapıldığı belli bir zaman
Yemek saati.
Kahvaltı saati. Uyku saati. Çalışma saati.
-
Günün hangi anı olduğunu gösteren alet
Kolundaki krome saate göz attı. - Refik Halit Karay
-
Sayaç
Elektrik saati. Su saati.
Ata Sözleri ve Deyimler
- saat bir (veya iki, üç ...) yönünde
- saat bu saat
- saat gibi
- saat gibi işlemek
- saati çalmak
- saati saatine uymamak
- saat on bir buçuğu çalmak
- saat tutmak
Birleşik Kelimeler: saat açısı, saat ayarı, saat başı, saat camı, saat cebi, saat çiçeği, saat dairesi, saat dilimi, saat farkı, saat kulesi, saati saatine, alafranga saat, alaturka saat, ampersaat, ana saat, biyolojik saat, çalar saat, elektronik saat, ezani saat, guguklu saat, kilovatsaat, lümensaat, o saat, ölü saat, vatsaat, yerel saat, yeşil saat, zevalî saat, akşam saati, beslenme saati, bilek saati, cep saati, çalışma saati, çay saati, duvar saati, elektrik saati, eşref saati, ezan saati, güneş saati, iş saati, kol saati, konsol saati, kontrol saati, kum saati, masa saati, mesai saati, meydan saati, okuma saati, park saati, su saati, uyku saati, yaz saati, yıldız saati, altın saatler, indirim saatleri
STAR (Kelime Kökeni: İngilizce star)
- Yıldız
Birleşik Kelimeler: medya starı
SARA (Kelime Kökeni: Arapça ṣarʿa)
-
Zaman zaman kendini kaybederek olduğu yere düşme, vücutta şiddetli çırpınmalar ve ağız köpürmesi ile ortaya çıkan bir sinir hastalığı, tutarık, tutarak, tutarga, yilbik, epilepsi
Nefesi kulunca, sıtmaya, havaleye, saraya, çarpıntıya birebirmiş. - Hüseyin Rahmi Gürpınar
TRAS (Kelime Kökeni: Almanca Trass)
- Volkanik tüf
TURA
- Tuğra
- Metal paranın resimli yüzü
- Halat gibi örülmüş iplik çilesi
- Bazı oyunlarda, vurmak için kullanılan düğümlenmiş mendil
- Ucu düğümlenmiş bir mendil aracılığıyla yanan veya yanılanların ebe tarafından cezalandırıldığı bir tür çocuk oyunu
Birleşik Kelimeler: yazı tura
TASA
-
Üzüntülü düşünce durumu, kaygı, endişe, gam(I)
Gazeteleriniz sürüm tasasına kapıldılar mı hemen İstanbul'un nabzını tutarlar. - Falih Rıfkı Atay
- Tatmin edici olmayan veya tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici duygu
Ata Sözleri ve Deyimler
- tasa çekmek
- tasa etmek
- tasasına düşmek
- tasası sana mı düştü?
SURA (Kelime Kökeni: (Surate şehrinin adından))
- Yumuşak ince bir tür ipekli kumaş
- Bu kumaştan yapılan
USTA (Kelime Kökeni: Farsça ustād)
-
Bir zanaatı gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimse
Nöbetçi, ustanın anasına ters ters baktı. - Nazım Hikmet
- Zanaat öğreticisi
-
Zanaatçılar için unvan
Üzeyir usta yoldan geçmeyeceğimizi söyledi. - Refik Halit Karay
-
Eli uz, işinin eri, becerikli, mahir
Bunların hepsi de çok güzel sesli ve oyunun en ustaları arasından seçildi. - Tarık Buğra
- Osmanlı Devleti'nde saraydaki cariye ve hizmetlilerin kıdemlisi
-
Akıl veren veya öğreten kimse
Kız sana bir hâl olmuş, kim senin ustan? - Refik Halit Karay
Ata Sözleri ve Deyimler
- usta elinden çıkmak
- ustamın adı Hıdır, elimden gelen budur
- usta olmak
Birleşik Kelimeler: ustabaşı, usta işi, lonca ustası, sohbet ustası, söz ustası
ARAÇ
- Bir iş yapmakta veya sonuçlandırmakta gücünden yararlanılan nesne
-
Taşıt
Araçlarından inen iki polis sulara basmamak için sıçrayarak kapıya doğru yaklaşıyorlar. - Ahmet Ümit
-
Kişiler veya nesneler arasında bağlantı sağlayan şey, vasıta
Bu yüzden iyi anlaşmak için araçların mükemmelliği söz konusu değildir. - İsmet Özel
Birleşik Kelimeler: araç gereç, araç telefonu, ağır araç, insansız araç, rahim içi araç, uzun araç, zırhlı araç, arazi aracı, canlı yayın aracı, hava aracı, itfaiye aracı, koruma aracı, kurtarma aracı, nakil aracı, naklen yayın aracı, servis aracı, uzay aracı, iletişim araçları, üretim araçları
- Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri
AÇAR
- Anahtar
- Ön içki
UÇAR
- Uçan, uçucu
Ata Sözleri ve Deyimler
- uçara atmak
Birleşik Kelimeler: uçar kefal
UTÇU
- Ut yapan veya satan kimse
- Udi