TARATMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
TARATMAK harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli TARATMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ARTMA6,
ARAKA (Kelime Kökeni: Rumca)
- İri taneli bezelye
AKTAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṭṭār)
- Baharat veya güzel kokular satan kimse veya dükkân
- İğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt, tütün vb. satılan dükkân
KATAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṭār)
-
Tren
Kendisini getiren metro katarı yoluna devam edip karanlık tünelde kaybolmuştu. - Osman Aysu
-
Taşıt dizisi
Otomobil katarı. Yük katarı.
- Bir arada giden veya uçan hayvan dizisi
Birleşik Kelimeler: sürat katarı, turna katarı, yük katarı
TRATA (Kelime Kökeni: Rumca)
- Torbalı balık ağı
TARAK
-
Saçların, sakalın, hayvan tüylerinin karışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç
Bir ay boyunca, kırlaşan saçlarına tarak sürmedi. - Lâtife Tekin
- Bahçıvanlıkta toprağın taşını ayıklamak için kullanılan, ucu bu biçimde olan araç, tırmık
- Dokuma tezgâhlarında, dişleri arasından arış ipliklerinin geçtiği tarak biçiminde araç
- Bazı kuşların başında bulunan yelpaze biçiminde tepelik
- İnsanda ayağın yüksek olan üst bölümü
- Suda yaşayan hayvanlarda solungaç
- Yassı solungaçlılardan, kabukları yuvarlak, yelpaze biçiminde bir yumuşakça (Pecten)
Ata Sözleri ve Deyimler
- tarak vurmak
Birleşik Kelimeler: tarak dubası, tarak işi, tarak kemiği, tarak otu, tas tarak, ayak tarağı, çobantarağı, deniztarağı, taşçı tarağı
TAKAT (Kelime Kökeni: Arapça ṭāḳat)
-
Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hâl, derman, kuvvet
Hareket edebilecek ne vasıtamız ne takatimiz vardı. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- takat getirmek
- takati kalmamak (veya kesilmek)
- takati yetmemek
Birleşik Kelimeler: takat sınırı
TATAR
- Postayı süren kimse
Birleşik Kelimeler: tatar ağası, tatar arabası
- Tataristan'da, Batı Sibirya'da ve Rusya Federasyonu'nun değişik bölgelerinde yaşayan Türk soyundan bir halk ve bu halktan olan kimse
Birleşik Kelimeler: Tatar böreği, Tatar çorbası
ARTMA
-
Artmak işi
Tiyatrolar sayıca arttı, bunun sonucu seyirci sayısında da artma oldu. - Metin And
ARAMA
-
Aramak işi, taharri
Ankara'ya döner dönmez iş aramayı düşünüyordum. - Adalet Ağaoğlu
- Sanığın yakalanması veya suç belgelerinin elde edilmesi için bir kimsenin evinde, iş yerinde, üzerinde veya eşyasında yapılan araştırma işlemi
Ata Sözleri ve Deyimler
- arama yapmak
Birleşik Kelimeler: arama bülteni, arama emri, arama izni, arama kararı, arama motoru, arama ruhsatı, arama tarama, mayın arama tarama gemisi
ATMAK
-
Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak
Taşı suya atmak.
- Bir şeyi yere doğru bırakmak
- Bir kimsenin ilişiğini kesmek
-
Koymak
Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. - Burhan Felek
- Rastgele bir kenara koymak
-
Uzatmak
Vapurdan iskeleye attılar.
-
Bir yerden başka bir yere taşımak
Hazır araba varken eşyayı eve atalım.
- Sille, tokat vurmak
- Top, tüfek vb. silahları patlatmak
-
Kurşun, gülle, ok vb. şeyleri hedefe fırlatmak
Ona üç kurşun attı, vuramadı.
-
Geri bırakmak, ertelemek
Bu konunun tartışılmasını gelecek haftaya attılar.
-
Örtmek
Sırtına bir şal attı.
-
Yapılmış kötü bir işi birine yüklemek
Suçu onun üzerine attılar.
- Kovmak, dışarıya çıkarmak, ilgisini kesip uzaklaştırmak
-
İstenilmeyen bir şeyi kendi malı olmaktan çıkarmak
Bu lüzumsuz eşyayı atmalı.
-
Kullanılması gelenek hâline gelmiş bir şeyi kullanmaktan vazgeçmek
Şapka inkılabıyla fesi attık.
-
Çıkarmak, dışarıya vermek
Yabancı cisimleri vücut atar.
-
Patlayıcı maddelerle havaya uçurup yıkmak
Köprüyü dinamitle attılar.
-
Yay ve tokmakla ditmek, kabartmak
Pamuğu atmak.
- Çatlamak
- Yırtılmak
- Yapışık olduğu yerden ayrılmak
-
Kalp, nabız vurmak, çarpmak
Kalbi hızlı hızlı atıyor.
-
Sıkıntı dolayısıyla giyilen bir şeyi çıkarmak
Sıcak basınca sırtındaki ceketi attı.
- Yazılı veya banda alınmış bir metinden bazı bölümleri çıkarmak
- Değerini eksiltmek
-
Göndermek, yollamak
Mektup atmak.
- Terk etmek
-
Götürmek
Gözüne kestirdiği erkeği tavlayıp resmen oraya atarmış. - Attila İlhan
-
Söylemek
Gazel attı.
-
Yalan veya abartmalı söz söylemek
Gene atmaya başladı.
-
Bilmeden, kestirerek söylemek
Bilgi yarışmasında attı ama tutturamadı.
-
İçki içmek
Şimdi arzu buyrulursa dostluğumuzu takviye için şöyle bir iki kadeh atalım. - Nazım Hikmet
Ata Sözleri ve Deyimler
- atıp (veya atmak) tutmak
- atıyorum
- atma Recep, din kardeşiyiz
- atsan atılmaz, satsan satılmaz
- attığı tırnağa değmemek
- attığı tırnak kadar olamamak
Birleşik Kelimeler: füzeatar, kazaratar, kükürtatar, roketatar, atardamar
ATAMA
-
Atamak işi, tayin, nasıp
Personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir. - Anayasa
Birleşik Kelimeler: açıktan atama, asaleten atama, vekâleten atama
KATMA
- Katmak işi, ilhak
- Katılmış, eklenmiş, ulanmış, munzam
- Kıldan veya yünden yapılmış ip
Birleşik Kelimeler: katma bütçe, katma değer vergisi, değer katma
KARMA
- Karmak işi
-
Ayrı türden olan ögelerin karıştırılmasıyla oluşmuş, muhtelit
Karma futbol takımı.
Birleşik Kelimeler: karma aşı, karma eğitim, karma ekonomi, karmakarış, karmakarışık, karma okul, karma sergi, karma tamlama, karma tren
MARKA (Kelime Kökeni: İtalyanca marca)
- Resim veya harfle yapılan işaret
- Bilet, para yerine kullanılan metal veya başka şeyden parça
- Bir ticari malı, herhangi bir nesneyi tanıtmaya, benzerinden ayırmaya yarayan özel ad veya işaret
- Tanınmış ürün, saygın kişi vb
Ata Sözleri ve Deyimler
- marka giymek
- marka olmak
Birleşik Kelimeler: çarliston marka, çarliston marka kereste, kazık marka
MAKTA (Kelime Kökeni: Arapça maḳṭaʿ)
-
Kalem ucunu düzeltmeye yarayan kemikten yapılmış araç
Bu tabakta kamış kalem, kalemtıraş, kalemi yarmaya ve ucunu düzeltmeye yarayan kemik makta vardır. - Refik Halit Karay
- Divan edebiyatında gazelin veya kasidenin son beyti
- Kesit