Tar ile Başlayan 5 Harfli Kelimeler

TAR harfleri ile başlayan 5 harfli 12 kelime bulunuyor. Başında TAR olan 5 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "tar ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde Tar olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

TARAF11, TARİF11, TARİH9, TARAZ8, TARİZ8, TAR8, TARIM7, TARTI6, TARAK5, TARLA5, TARİK5, TARET5

TARAK

[isim]

  • Saçların, sakalın, hayvan tüylerinin karışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç

    Bir ay boyunca, kırlaşan saçlarına tarak sürmedi. - Lâtife Tekin

  • Bahçıvanlıkta toprağın taşını ayıklamak için kullanılan, ucu bu biçimde olan araç, tırmık
  • Dokuma tezgâhlarında, dişleri arasından arış ipliklerinin geçtiği tarak biçiminde araç
  • Bazı kuşların başında bulunan yelpaze biçiminde tepelik

[anatomi]

  • İnsanda ayağın yüksek olan üst bölümü

[hayvan bilimi]

  • Suda yaşayan hayvanlarda solungaç

[hayvan bilimi]

  • Yassı solungaçlılardan, kabukları yuvarlak, yelpaze biçiminde bir yumuşakça (Pecten)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarak vurmak

Birleşik Kelimeler: tarak dubası, tarak işi, tarak kemiği, tarak otu, tas tarak, ayak tarağı, çobantarağı, deniztarağı, taşçı tarağı

TARLA

[isim]

  • Tarıma elverişli olan, sınırlı ve belirli toprak parçası

    Denizciler aralarında, karadaki tarla sahiplerinden çok daha fazla, hem çok daha candan yardımlaşırlar. - Halikarnas Balıkçısı

  • Deniz hayvanlarının çok olduğu yer

    İstiridye tarlası. Midye tarlası.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarla açmak
  • tarlada izi olmayanın harmanda sözü (veya yüzü) olmaz
  • tarlanın taşlısı, karının (veya kadının) saçlısı
  • tarlayı taşlı, kızı kardeşli yerden almalı

Birleşik Kelimeler: tarla faresi, tarla kuşu, tarla sıçanı, bamyatarlası, çeltik tarlası, dalyan tarlası, mayın tarlası

TARİK (Kelime Kökeni: Arapça ṭarīḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Yol

TARET (Kelime Kökeni: İngilizce turret)

[isim]

[askerlik]

  • Gemilerde veya kalelerde, topçu mevzilerinde topun makine bölümünü ve topçuları koruyacak biçimde yapılmış zırhlı kule

    Payitahtın göbeğinde demirletip taretlerini saraylara çevirmiş olduklarını görünce cinleri tepesinde toplanıyordu. - Attila İlhan

TARTI

[isim]

  • Ağırlık

    Bunun tartısı belli değil.

  • Tartma aleti, çeki

[mecaz]

  • Oran, ölçü, karar

[denizcilik]

  • Yelkenleri indirip kaldırmaya yarayan ip

TARIM

[isim]

  • Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, uygun koşullarda korunması, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanması, ziraat, kültür

Birleşik Kelimeler: tarım coğrafyası, ekolojik tarım, kuru tarım, organik tarım, sulu tarım

TARAZ

[isim]

  • İpek gibi düz ve parlak bir kumaşın üzerinde bulunan tel tel iplik

TARİZ (Kelime Kökeni: Arapça taʿrīż)

[isim]

[eskimiş]

  • Kapalı bir biçimde, dolaylı olarak söz söyleme, taşlama

    Bununla beraber sitemleri ve tarizleri onunkilerden çok daha ince ve nezihtir. - İbrahim Alâeddin Gövsa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarizde bulunmak
  • tariz etmek

TARAŞ

[isim]

[halk ağzında]

  • Tarla, bağ, bahçe vb. yerlerden toplanan üründen artakalanlar

TARİH (Kelime Kökeni: Arapça tārīḫ)

[isim]

  • Bir olayın gününü, ayını ve yılını bildiren söz
  • Toplumları, milletleri, kuruluşları etkileyen hareketlerden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar arasındaki ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her milletin kurduğu medeniyeti inceleyen bilim
  • Bir konuyu geçmişi ve gelişimi içinde inceleyen anlatı

    Sen bana bir ata yadigârısın, geçmişin tarihini saklayan kutsal bir tomarsın! - Refik Halit Karay

  • Tarih kitabı

    Cevdet Paşa'nın Osmanlı Tarihi.

  • Tarih dersi

    Ertesi gün tarih imtihanı vardı. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarih atmak (veya koymak)
  • tarih düşürmek
  • tarihe geçmek
  • tarihe karışmak

Birleşik Kelimeler: tarih öncesi, tarih yanılgısı, hicri tarih, miladi tarih, mücevher tarih, sözlü tarih, doğum tarihi, edebiyat tarihi, son kullanma tarihi, yazın tarihi, fi tarihinde

TARAF (Kelime Kökeni: Arapça ṭaraf)

[isim]

  • Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri

    Apartmanın temizliğine azami dikkat edilecek, her taraf pırıl pırıl olacak. - Elif Şafak

  • Yön, yan, doğrultu

    Deniz tarafındaki çayırdan bir sürü koyun geçiyor. - Memduh Şevket Esendal

  • Yöre, yer

    Üsküdar tarafındaki evlerin camları kor gibi parlıyordu. - Haldun Taner

  • İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri

    Karşı tarafın adamları.

  • Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi

    Evine görücü gelecek kız tarafı strese girerdi. - Üstün Dökmen

  • Bir şeyin belli bölümü, kısmı

    Tiyatronun ön tarafı konuklara ayrıldı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taraf (veya tarafını) tutmak
  • tarafa olmak (veya çıkmak)
  • taraf çıkmak (veya olmak)
  • taraf gözetmek

Birleşik Kelimeler: alt tarafı, baba tarafı, üst tarafı

TARİF (Kelime Kökeni: Arapça taʿrīf)

[isim]

  • Tanım

    Tarife kalkma bizi / Ne şuyuz ne de buyuz / Adem denen denizi / Arayan birer suyuz - Enis Behiç Koryürek

  • Bir işin yapılış yöntemini açıklama ve belirtme
  • Bir şeyin bulunduğu yeri, çevre ile ilgisini belirterek açıklama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarife gelmemek
  • tarif etmek

Birleşik Kelimeler: tarifname, harfitarif