[isim]

• Şişe gibi dar delikleri tıkamaya yarayan mantar, cam, tahta veya plastikten tıkaç, tıpa

[askerlik]

• Top mermisinin ucuna takılan ve mermi atıldıktan sonra patlamasını sağlayan ayarlı başlık

[isim]

• Pokerde kâğıtlar dağıtılmadan önce oyunculardan birinin fiş veya parasını ortaya sürdükten sonra önünde fişi veya parası kalmadığını belirtmek için söylediği söz

Ata Sözleri ve Deyimler

• tapi kalmak

[isim]

[hayvan bilimi]

• Tapirgillerden, bir çeşidi Asya ve Afrika'nın tropikal bölgelerinde yaşayan, 2 metre uzunluğunda, kısa hortumlu bir tür hayvan (Tapirus)

[isim]

[halk ağzında]

• Tarlaya atılan tohumu örtmek için gezdirilen, ağaçtan geniş araç, sürgü

Ata Sözleri ve Deyimler

• tapan çekmek

[isim]

[eskimiş]

• Tapınılan şey

  Karacaoğlan der ki taptığım tapı / Yıkılmaz Tanrı'nın yaptığı yapı - Karacaoğlan

[isim]

[hukuk]

• Bir taşınmazın üstündeki mülkiyet hakkını gösteren belge

• Tapu işlerinin yürütüldüğü kuruluş

[sıfat]

• Niteliği düşük, eski, elde kalmış

  İşportanın içinde hayatın en yırtık, en tapon matahları satılıyordu. - Aka Gündüz

[mecaz]

• Bayağı (kimse)

[isim]

• Tapmak işi

[-e]

• İlah olarak tanınan varlığa karşı inancını ve bağlılığını belirli kurallar çerçevesinde göstermek

[mecaz]

• Tutku ile sevmek, bağlanmak

  Bütün Bucaklıların bana taptıklarını anlıyorsun. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

• Birine çok değer vermek

[sıfat]

• Tapa konmuş olan, tıpalı

[isim]

• İçinde ibadet edilen, tapınılan yapı, mabet, ibadethane, ibadetgâh

  Tapınaklar gibi yüksek tavanlı olan bu binanın duvarlarında belli belirsiz bir ilahi yankılanıyordu. - İhsan Oktay Anar

[sıfat]

• Tapusu olan

  Tapulu tarla.

[mecaz]

• Emri altında, maiyetinde

  Babasının tapulu şoförüymüşüm, peşin para vermiş gibi çıkıştı. - Aka Gündüz

[isim]

• Tapalamak işi, tıpalama

[isim]

• Yürürken çıkan ayak sesini andırır sesin adı

  Arkalarında at ayakları tapırtıları duydular. - Yaşar Kemal

[isim]

• Tapınmak işi