TANIŞTIRMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

TANIŞTIRMAK harflerini içeren 6 harfli 61 kelime bulunuyor. 6 harfli TANIŞTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AŞINIM12, IŞIMAK12, IŞITMA12, ARITIŞ11, ARINIŞ11, ANIRIŞ11, AŞIRTI11, AŞIRMA11, AŞINTI11, AŞINMA11, ATIŞMA11, AKITIŞ11, AKIŞMA11, KAŞIMA11, MAŞRIK11, ŞAKIMA11, TAŞIMA11, ARATIŞ10, ATANIŞ10, IRKTAŞ10, KARŞIT10, KARŞIN10, ŞIRNAK10, TAŞMAK10, TAŞKIN10, TARTIŞ10, ARITIM9, IKINMA9, TIRMIK9, ARITMA8, ARINMA8, ANIRTI8, ANIRMA8, AKITMA8, AKINTI8, IRAMAK8, KARIMA8, KINAMA8, MANTIK8, TIRTIK8, TIRINK8, TINMAK8, TIKAMA8, TANITI8, TANIMA8, TARTIM8, ARTMAK7, ARANTI7, KITAAT7, KIRAAT7, KATMAN7, MANTAR7, MATRAK7, NATIKA7, TIRNAK7, TATARI7, TARTMA7, TATMAK7, KANTAR6, KANTAT6, KATRAN6

KANTAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳinṭār)

[isim]

  • Ağırlık sıfırken yatay duran bir kaldıraç koluna dik olarak tutturulmuş bir ibrenin sapmasıyla kütleleri tartan araç
  • Tartılacak kütle alttaki çengele takıldığında sarmal bir yaya bağlı olan ve normal olarak sıfırı gösteren bir okun, yanlarda gösterilmiş ağırlık birimleri hizasına gelmesiyle kütle ağırlığını belirleyen bir tür tartı aleti, el kantarı
  • Baskül

[eskimiş]

  • 56,452 kilogram ağırlığında veya kırk dört okkalık bir ağırlık ve sığa birimi

    İki kantar kireç.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kantara çekmek (veya vurmak)
  • kantarın topunu kaçırmak

Birleşik Kelimeler: kantar ağası, kantar kabağı, kantar kolu, kantar topu, kantarı belinde, el kantarı

KANTAT (Kelime Kökeni: Fransızca cantate)

[isim]

  • Kahramanlık ve din konularında yazılıp bestelenen şiir veya bu şiirin orkestra eşliğindeki tek veya çok sesli bestesi

KATRAN (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṭrān)

[isim]

[kimya]

  • Organik maddelerden kuru damıtma yoluyla elde edilen, sıvı yağ kıvamında, kara renkte, ağır, is kokulu, suda erimeyen bir madde

    Köpek, balıkçının kumsalda bir çalı ateşi üzerinde kaynamakta olan bir teneke katranını devirmişti. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katrandan olmaz şeker, olsa da cinsine çeker
  • katran gibi
  • katranı kaynatsan olur mu şeker?

Birleşik Kelimeler: katran ağacı, katran çamı, katranköpüğü, katran ruhu, katran suyu, katran taşı, katran yağı

ARTMAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük heybe

[nesnesiz]

  • Çoğalmak

    O zaman bedava binme olasılığı artardı. - Ayla Kutlu

  • Harcandıktan sonra bir miktar geri kalmak

    Kumaş arttı. Yemek arttı.

  • Değeri yükselmek, fazlalaşmak

ARANTI

[isim]

  • Aranılan çözüm

    Günlük sorunların dışındaki her arantıyı, her tartışmayı, her merakı küçümseyen bir toplum, siyasetin değişmeyen budalalıklarıyla didişme uğraşını kaybettiği anda kendi gerçek yüzüyle karşılaşırdı. - Ahmet Altan

KITAAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṭaʿāt)

[isim]

[eskimiş]

  • Kıtalar, ana karalar

[askerlik]

  • Asker birlikleri

KIRAAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳirāʾat)

[isim]

[eskimiş]

  • Okuma

    Orada da bu gece kıraatleri devam ediyordu. - Hüseyin Cahit Yalçın

[din bilgisi]

  • Kur'an'ı belli kural ve işaretlere göre okuma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kıraat etmek

Birleşik Kelimeler: kıraathane

KATMAN

[isim]

  • Birbiri üzerinde bulunan yassıca maddelerin her biri, tabaka

[jeoloji]

  • Altında veya üstünde olan kayaçlardan gözle veya fiziksel olarak az çok ayrılabilen, kalınlığı 1 santimetreden az olmayan tortul kayaç birimi, tabaka

[toplum bilimi]

  • Bir toplum içinde makam, şöhret, meslek vb. bakımdan ayrılan topluluklardan her biri, tabaka

Birleşik Kelimeler: katman bulut, alt katman, toplumsal katman, üst katman

MANTAR (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Mantarlardan, içinde zehirlileri de bulunan, silindir bir gövde ve üst tarafı şapka biçiminde olan ilkel canlıların genel adı (Fungi)

    Sen domalan bilir misin? Patates gibi bir şeydir, mantar gibi lezzetlidir. - Nezihe Meriç

  • Esnek ve sudan hafif olduğundan şişe tapası, cankurtaran simidi, cankurtaran yeleği, ayakkabı tabanı ve daha birçok şeyin yapımında kullanılan, su geçirmeyen, meşe ağacı tabakası

    İpek çorap ve altı mantar iskarpin giymeyen kadınlar âdeta sınıf dışı ve eski biçim insanlardır. - Halide Edip Adıvar

  • Bu tabakadan yapılan şişe tapası
  • Kaldırıma araçların park edilmesini engellemek amacıyla zemine gömülmüş mantar biçiminde beton yükselti
  • Çocukların özel tabanca ile patlattıkları barutlu madde
  • Balık ağlarını su yüzünde tutmaya veya olta sarmaya yarayan mantar parçası
  • Hayvanların burun ucu

[argo]

  • Uydurma söz, yalan

[tıp]

  • Mantar hastalığı

[tıp]

  • Mantar hastalığına neden olan mikroskobik canlı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mantara basmak
  • mantar atmak
  • mantar gibi (yerden) bitmek
  • mantar gibi üremek

Birleşik Kelimeler: mantar ağacı, mantar bilimi, mantar çorbası, mantardoğuran, mantarhane, mantar hastalığı, mantar kaya, mantar kent, mantar meşesi, mantar özü, mantar tabakası, mantar tabancası, akmantar, kök mantar, ağaç mantarı, biftek mantarı, çayır mantarı, çörek mantarı, horoz mantarı, kav mantarı, keçi mantarı, koyun mantarı, kurt mantarı, kuzu mantarı, kültür mantarı, pas mantarı, sığır mantarı, sinek mantarı, taş mantarı, yer mantarı

MATRAK (Kelime Kökeni: Arapça miṭrāḳ)

[isim]

[eskimiş]

[tarih]

  • Savaşmayı öğretmek için kullanılan, ucu giderek yuvarlaklaşan kalın sopa, değnek

[sıfat]

[argo]

  • Eğlenceli, gülünç, hoş

    Cavcav gibi matrak oğlan var mı yahu? - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • matrağa almak
  • matrak geçmek

NATIKA (Kelime Kökeni: Arapça nāṭiḳa)

[isim]

[eskimiş]

  • Düşünüp söyleme yeteneği
  • Düzgün ve iyi konuşma yeteneği

TIRNAK

[isim]

[anatomi]

  • İnsanda ve birçok omurgalı hayvanda parmak uçlarının dış bölümünü örten boynuzsu tabaka

    Zarfın ucunu tırnağımla yırttım. - Aka Gündüz

  • Kanca gibi araçların kıvrık yeri

[denizcilik]

  • Gemi demirinin ucundaki yassı parça
  • Ciltçilikte tek yaprakları büküp cildi birleştirebilmek için bir yanında bırakılan şerit durumundaki kenar
  • Heykel dökümünde, kalıp parçalarının birleştirilmesinde kolaylık sağlamak amacı ile yapılan dişlerin her biri

[müzik]

  • Kanun çalmakta kullanılan mızrap
  • Tenekecilerin delik açmak için kullandığı alet, keski
  • Tırnak işareti

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tırnağına değmemek
  • tırnağı olamamak
  • tırnak göstermek
  • tırnak kadar
  • tırnaklarını sökmek
  • tırnak sürüştürmek
  • tırnak takmak

Birleşik Kelimeler: tırnak besleyicisi, tırnak derisi, tırnak işareti, tırnak kemiği, tırnak makası, tırnak yeri, badem tırnak, kaşık tırnak, tek tırnak işareti, tepeden tırnağa, ayna tırnağı, domuztırnağı, katırtırnağı, keçitırnağı, kurttırnağı, şeytantırnağı, şeytan tırnağı, dişiyle tırnağıyla

TATARI

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Tam pişmemiş

TARTMA

[isim]

  • Tartmak işi

[spor]

  • Güreşte rakibi kucağa alıp ayağını yerden kesme

[isim]

  • Başörtüsü, yemeni

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tartma tartmak

TATMAK

[-i]

  • Dil yardımıyla bir şeyin tadının nasıl olduğunu anlamak
  • Bir şeyden az miktarda yemek veya içmek

    O meşhur beyaz şaraplarını tattık. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Duymak, hissetmek

    Yaşamın her acısını tatmış.