TANZİFAT Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

TANZİFAT harflerini içeren 4 harfli 22 kelime bulunuyor. 4 harfli TANZİFAT kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FAİZ13, ZAAF13, ZİFT13, ANİF10, AFAT10, FANİ10, İTFA10, İFNA10, İFTA10, NAFİ10, NAİF10, AZAT7, AZİT7, İZAN7, NİZA7, NAZİ7, ZİNA7, ZATİ7, ZAİT7, İNAT4, NAAT4, TAAT4

İNAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿinād)

[isim]

  • Bir konuda direnme, ayak direme, diretme, direnim

    Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından biri ve ilkidir. - Tarık Buğra

  • Birine karşı çıkma, karşı düşünce ileri sürme

    İddia kızışmış, âdeta inat hâlini almıştı. - Ömer Seyfettin

[sıfat]

[halk ağzında]

  • İnatçı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • inadım inat olmak
  • inadı tutmak
  • inat etmek

Birleşik Kelimeler: eşek inadı, gâvur inadı, katır inadı, keçi inadı

NAAT (Kelime Kökeni: Arapça naʿt)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir şeyin niteliklerini övme

[edebiyat]

  • Hz. Muhammed'in niteliklerini övmek, ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside

TAAT (Kelime Kökeni: Arapça ṭāʿat)

[isim]

  • Allah'ın buyruklarını yerine getirme, ibadet etme

AZAT (Kelime Kökeni: Farsça āzād)

[isim]

  • Serbest bırakma

[eskimiş]

  • Okullarda paydos

[sıfat]

  • Serbest bırakılmış olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • azat etmek (veya eylemek)
  • azat olmak

Birleşik Kelimeler: akşam azadı

AZİT (Kelime Kökeni: Fransızca azide)

[isim]

[kimya]

  • Azothidrik asit HN3 teki hidrojenin yerine bir kökün geçmesi ile türeyen birleşikler

İZAN (Kelime Kökeni: Arapça iẕʿān)

[isim]

[eskimiş]

  • Anlayış, anlama yeteneği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • izanı yok

NİZA (Kelime Kökeni: Arapça nizāʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Çekişme, bozuşma, kavga

NAZİ (Kelime Kökeni: Almanca Nazi)

[isim]

  • Nazizm yanlısı olan kimse

ZİNA (Kelime Kökeni: Arapça zināʾ)

[isim]

  • Aralarında evlilik bağı olmayan kişiler arasındaki cinsel ilişki

Birleşik Kelimeler: veledizina

ZATİ

[zarf]

  • Zaten

    Ben zati çarpılmışım, beni bırak da söyle bakalım, nasıl gideceksin dağın tepesindeki köye? - Ayşe Kulin

[sıfat]

[eskimiş]

  • Kendine özgü, kişiye ilişkin, kişisel, özel

    Zatî eşya.

[felsefe]

  • Özünlü

ZAİT (Kelime Kökeni: Arapça zāʾid)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Çoğaltan, artıran
  • Gereksiz, fazla

    Canım bu kadar yeter, fazlası zait. - Sermet Muhtar Alus

[isim]

[matematik]

  • Artı (+)

ANİF (Kelime Kökeni: Arapça ʿanīf)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Sert, kaba

    Bu haşin, anut, katil mazinin anif tahakkümü yalnız Türklere, yalnız Türkiye'ye mahsus değildi. - Ömer Seyfettin

[zarf]

  • Sert, kaba bir biçimde

    Lakin babam şiddetli ve anif hareket ediyordu. - Yahya Kemal Beyatlı

AFAT (Kelime Kökeni: Arapça āfāt)

[isim]

[eskimiş]

  • Afetler

FÂNİ (Kelime Kökeni: Arapça fānī)

[sıfat]

  • Ölümlü, gelip geçici, kalımsız

    Her fâni güneşten, çimden nasibini alıyor. - Yusuf Ziya Ortaç

[isim]

  • İnsanoğlu

Birleşik Kelimeler: fâni dünya

[isim]

[fizik]

  • İnsan gözünün algıladığı ışık şiddeti

İTFA (Kelime Kökeni: Arapça iṭfāʾ)

[isim]

[eskimiş]

  • Söndürme

[fizik]

  • Sönüm

[ticaret]

  • Sönüm

Ata Sözleri ve Deyimler

  • itfa etmek