[nesnesiz]

• Tanelere ayrılmak

• Taneler oluşmak

[isim]

• Tanıtlanmak işi

[-i]

• Bir iddianın gerçekliğini inkâr edilmeyecek bir kesinlikle göstermek, ispatlamak

[felsefe]

• Muhakeme etme yoluyla veya tanık göstererek bir şeyin doğruluğunu ortaya koymak

[-i]

• Bir iddiayı tanıkla desteklemek, tanık göstermek

[isim]

• İlaçların bileşimi, yan etkileri vb. ile nasıl kullanılacağını anlatan bilgileri içeren tanıtma yazısı, tarife, prospektüs

[-e]

• Tanıtma işine konu olmak, takdim edilmek

  Ona tanıtılmak için bebekler lokantaya kadar iniyorlar, takdim olunuyorlar. - Memduh Şevket Esendal

[isim]

• Tanımlanmak işi

[-i]

• Bir kavramın niteliklerini eksiksiz olarak belirtmek ve açıklamak, tarif etmek

[isim]

[eskimiş]

• Tandır başında oturulurken söylenen veya okunan masal

[mecaz]

• Bilgisiz kimselerin inandığı saçma fikirler ve bu fikirlerin yazıldığı sanılan kitap

[sıfat]

• Tantanası olmayan

• Görkemsiz

[isim]

• Tanrılaşmak işi

[isim]

• Tanıtlanma işi

[isim]

• Tanıdık olma durumu

[isim]

• Tanzanya halkından olan kimse

[isim]

[felsefe]

• Evreni yaratan ve yöneten, vahiy yoluyla insanlara buyruklar veren bir Tanrı'nın varlığına inanma, teizm