Taka ile Başlayan Kelimeler
TAKA ile başlayan 16 kelime bulunuyor. Başında TAKA olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Taka kelimesinin anlamı nedir? İçinde taka olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
11 Harfli Kelimeler
TAKATSİZLİK15
9 Harfli Kelimeler
TAKACILIK14
8 Harfli Kelimeler
TAKADDÜM15, TAKAYYÜT14, TAKARRÜP14, TAKATSİZ12, TAKALLÜS11, TAKARRÜR10, TAKATUKA9
7 Harfli Kelimeler
TAKATLİ7, TAKANAK7
6 Harfli Kelimeler
TAKACI10, TAKAZA9
5 Harfli Kelimeler
TAKAS6, TAKAT5
4 Harfli Kelimeler
TAKA4
TAKA
-
Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi
Taka ile deniz yolculuğunun nasıl geçtiğini anlatmayacağım. - Ercüment Ekrem Talu
- Bozuk, zor çalışan veya eski kara taşıtları için kullanılan bir söz
TAKAT (Kelime Kökeni: Arapça ṭāḳat)
-
Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hâl, derman, kuvvet
Hareket edebilecek ne vasıtamız ne takatimiz vardı. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- takat getirmek
- takati kalmamak (veya kesilmek)
- takati yetmemek
Birleşik Kelimeler: takat sınırı
TAKAS (Kelime Kökeni: Arapça taḳāṣṣ)
- Değişim
- İki ülke arasında yapılan alışverişin karşılıklı olarak malla ödenmesi
Ata Sözleri ve Deyimler
- takas etmek
- takas tukas etmek
TAKATLİ
- Güçlü, dayanıklı
TAKANAK
- Alacak
- Borç
- İlişki
TAKATUKA
- Gürültü patırtı
- Basımevlerinde kurşun dökülmüş, satır olarak dizilmiş harfleri iyice yerleştirmek için üzerlerine vurmaya yarar takoz
- Odanın ortasına yerleştirilen, uzun tütün çubuklarının külünün döküldüğü çanak
TAKAZA (Kelime Kökeni: Arapça taḳāżā)
-
Azarlama, başa kakma
Acaba, bütün bu söylediklerinin altında bir takaza da var mı diye iyice tartıyorum, yok gibi. - Adalet Ağaoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- takaza etmek
TAKARRÜR (Kelime Kökeni: Arapça taḳarrur)
- Bir yerde karar kılma, yerleşme
- Karar verilme
Ata Sözleri ve Deyimler
- takarrür etmek
TAKACI
- Taka işleten kimse
TAKALLÜS (Kelime Kökeni: Arapça taḳalluṣ)
-
Kasılma
Onun gözlerinde toplanan sarı ışıkları, ellerindeki takallüsü ve titreyişi tanırdım. - Kemal Bilbaşar
Ata Sözleri ve Deyimler
- takallüs etmek
TAKATSİZ
- Takati kalmamış, yorgun argın, dermansız, kudretsiz, mecalsiz
-
Takati kalmamış, yorgun argın, dermansız, kudretsiz, mecalsiz bir biçimde
Bir ağacın altında hasta, takatsiz, ölü gibi yatıyorum. - Sait Faik Abasıyanık
TAKACILIK
- Takacının işi
TAKAYYÜT (Kelime Kökeni: Arapça taḳayyud)
- Bağlı olma, bağlanma
- Üstüne düşme, özen gösterme
TAKARRÜP (Kelime Kökeni: Arapça taḳarrub)
- Yakınlaşma, yaklaşma, yanaşma
Ata Sözleri ve Deyimler
- takarrüp etmek
TAKATSİZLİK
-
Takatsiz olma durumu
Takatsizlik ve üzüntünün sebep olduğu bir buhrandı bu. - Refik Halit Karay
Ata Sözleri ve Deyimler
- takatsizlik duymak