TAHVİLAT Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

TAHVİLAT harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli TAHVİLAT kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HAVİ14, HAVA14, VAHA14, VAHİ14, AVAL10, LİVA10, LAVA10, TAVA10, VAAT10, VALİ10, AHİT8, HATA8, HAİL8, HALA8, HALİ8, HALT8, İLAH8, TAHT8, LATA4, TALİ4, TAAT4

LATA (Kelime Kökeni: İtalyanca latta)

[isim]

  • Dar ve kalınca tahta

[isim]

[eskimiş]

  • Osmanlılarda ilmiyenin giydiği bir üstlük türü

    Latasının kollarını geçirerek kapıya doğru yürüdü. - Peyami Safa

TALİ (Kelime Kökeni: Arapça tālī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • İkinci derecede olan, ikincil

Birleşik Kelimeler: tali yol

TAAT (Kelime Kökeni: Arapça ṭāʿat)

[isim]

  • Allah'ın buyruklarını yerine getirme, ibadet etme

AHİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿahd)

[isim]

  • Kendi kendine söz vererek bir işi üzerine alma, ant

    Ahdim olsun, bu işi yapacağım.

  • Antlaşma

[eskimiş]

  • Devir, zaman

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ahde vefa
  • ahde vefa etmek

Birleşik Kelimeler: ahitname, ahdetmek, Ahd-i Atik, Ahd-i Cedit

HATA (Kelime Kökeni: Arapça ḫaṭāʾ)

[isim]

  • Yanlış

    Aynı hatayı senin de yapmana yol açmak istemiyorum. - İhsan Oktay Anar

  • İstemeyerek ve bilmeyerek yapılan yanlış, kusur, yanılma, yanılgı

    Ağzını topla, dedim ama hatamı anladım. - Burhan Felek

  • Suç, günah, kusur

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hata etmek (veya eylemek veya işlemek)
  • hataya düşmek

Birleşik Kelimeler: hatasıyla sevabıyla, ayak hatası

HAİL (Kelime Kökeni: Arapça ḥāʾil)

[isim]

[eskimiş]

  • Engel

HALA (Kelime Kökeni: Arapça ḫāle)

[isim]

  • Babanın kız kardeşi, bibi

Birleşik Kelimeler: hala kızı, hala oğlu, halazade

[zarf]

  • Şimdiye kadar, o zamana kadar, hâlen, henüz

    Annesini yanına aldığı günlerdeki mutsuzluğum hâlâ içimi karartıyor. - Erhan Bener

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hâlâ o masal

HALİ (Kelime Kökeni: Arapça ḫālī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Boş, ıssız, tenha

HALT (Kelime Kökeni: Arapça ḫalṭ)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir şeyi başka bir şeyle karıştırma

[teklifsiz konuşmada]

  • Uygunsuz söz söyleme, uygunsuz iş yapma

[teklifsiz konuşmada]

  • Uygun olmayan, beğenilmeyen şey

    Zehri şurupla, daha bilmem ne haltla karıştırıp yudum yudum içmek, pis şey, iğrenç şey. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • halt etmek
  • halt karıştırmak
  • halt yemek

İLAH (Kelime Kökeni: Arapça ilāh)

[isim]

[din bilgisi]

  • Tanrı

[isim]

  • Bir alanda yaratıcılığı ile hayranlık uyandıran, çok beğenilen, çok tutulan kimse

    Müzik dünyasının ilahı. Moda ilahı.

[din bilgisi]

  • Çok tanrıcılıkta tanrı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilah gibi

TAHT (Kelime Kökeni: Farsça taḫt)

[isim]

  • Hükümdarların oturduğu büyük, süslü koltuk

    Mozaikten tapınaklar yapar, tunçtan kaleler, fil dişinden tahtlar kurarmışsın. - Refik Halit Karay

[mecaz]

  • Hükümdarlık makamı, hükümdarlık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tahta çıkmak
  • tahttan indirmek

Birleşik Kelimeler: tahterevalli, tahtırevan, payitaht

AVAL (Kelime Kökeni: Fransızca aval)

[isim]

[ticaret]

  • Ticari senetlerde, ödemeden sorumlu olanların ödememesi durumunda üçüncü bir kişinin alacaklılara senet bedelini ödeyeceğine ilişkin verdiği güvence

[sıfat]

[argo]

  • Saflığı sersemlik derecesine varan (kimse)

    Geçende yanımdan geçti de tanıyamadı aval, o kalabalığın içinde. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: aval aval

LİVA (Kelime Kökeni: Arapça livā)

[isim]

[eskimiş]

  • Sancak

    Eski İzmir vilayetiyle livalarında beklenmedik zorluklarla karşılaşmıştır. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[askerlik]

  • Tugay

    Süvari livalarında uzun hizmeti geçmiş olan Fahrettin Bey... - Attila İlhan

[askerlik]

  • Tuğgeneral

Birleşik Kelimeler: mirliva, açıklar livası

LAVA (Kelime Kökeni: İtalyanca lava)

[ünlem]

[denizcilik]

  • Herhangi bir yere yanaşmış filikanın kürek çekmeksizin ilerlemesi için verilen buyruk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lava etmek

TAVA (Kelime Kökeni: Farsça tāve)

[isim]

  • Yağ kızdırma, yiyecek kızartma vb. işlere yarayan, uzun saplı yayvan kap
  • Bu kapta pişmiş yemek

    Balık tavası. Ciğer tavası.

[madencilik]

  • Maden eritilen saplı pota

    Kurşun tavası.

  • Kireç karıştırılan tekne
  • Deniz veya göllerde suların geri çekilmesiyle kuruyan bölüm

[denizcilik]

  • Gemilerde borda iskelesinin alt başındaki sahanlık
  • Fide yetiştirmek için ayrılmış toprak bölümü

Birleşik Kelimeler: tava böreği, tava ekmeği, elbasan tavası