TAHSİLDAR Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

TAHSİLDAR harflerini içeren 5 harfli 50 kelime bulunuyor. 5 harfli TAHSİLDAR kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Tahsildar ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Tahsildar olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

HADİS12, İHDAS12, DAHİL11, HİDRA11, HİSAR10, HALİS10, HALAS10, HARİS10, HASAR10, HASTA10, HASAT10, İSHAL10, İHLAS10, SİLAH10, SARİH10, SATHİ10, SALAH10, SAHRA10, SAHİL10, AHLAT9, AHALİ9, HİLAT9, HALAT9, HARTA9, İTHAL9, İHATA9, İHTAR9, LAHİT9, RAHAT9, TARİH9, TALİH9, TAHRA9, ADSAL8, DASİT8, TASDİ8, AİDAT7, TADİL7, ASTAR6, ATLAS6, İRSAL6, LASTA6, RASAT6, SALTA6, SALAT6, SARAT6, SATİR6, TASAR6, TALAS6, ATARİ5, TARLA5

ATARİ

[isim]

  • Bilgisayarlarda basit programlarla düzenlenmiş bir oyun türü

TARLA

[isim]

  • Tarıma elverişli olan, sınırlı ve belirli toprak parçası

    Denizciler aralarında, karadaki tarla sahiplerinden çok daha fazla, hem çok daha candan yardımlaşırlar. - Halikarnas Balıkçısı

  • Deniz hayvanlarının çok olduğu yer

    İstiridye tarlası. Midye tarlası.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarla açmak
  • tarlada izi olmayanın harmanda sözü (veya yüzü) olmaz
  • tarlanın taşlısı, karının (veya kadının) saçlısı
  • tarlayı taşlı, kızı kardeşli yerden almalı

Birleşik Kelimeler: tarla faresi, tarla kuşu, tarla sıçanı, bamyatarlası, çeltik tarlası, dalyan tarlası, mayın tarlası

ASTAR (Kelime Kökeni: Farsça āster)

[isim]

  • Giyecek, perde, çanta, ayakkabı vb. şeylerde, kumaşın veya derinin iç tarafına geçirilen ince kat
  • Sıvanacak, boyanacak yerlere boyadan önce sürülen kat

    Siz hiç eski tahtalara yağlı boya yaptınız mı? / Bütün iş ilk çekilen boyadadır, astarda - Behçet Necatigil

  • Gemicilikte bir şeyi sağlamlaştırmak için kullanılan bez, halat, ağaç vb

Ata Sözleri ve Deyimler

  • astar bol olmayınca yüze gelmez
  • astarı yüzünden pahalı olmak (veya pahalıya gelmek)
  • astar sürmek (veya vurmak veya çekmek)

Birleşik Kelimeler: astar boyası, astar kaplama, aslı astarı

ATLAS (Kelime Kökeni: Arapça aṭlas)

[isim]

  • Yüzü parlak, sık dokunmuş bir ipekli kumaş türü, saten

Birleşik Kelimeler: atlas çiçeği, atlas kemiği

[isim]

[coğrafya]

  • Dünyanın, bir ülkenin, bir bölgenin fiziksel ve siyasal coğrafyası ile ekonomi, tarih vb. konularda toplu bilgi vermek için bir araya getirilmiş coğrafya haritaları derlemesi
  • Bir konuyu açıklamak için hazırlanmış resim veya levhalardan oluşmuş kitap

    Anatomi atlası. Dil atlası.

    Atıldığın bu macerada yolunu kaybedecek olursan bu düş atlasının sayfalarını karıştırabilirsin. - İhsan Oktay Anar

Birleşik Kelimeler: dil atlası, gök atlası

İRSAL (Kelime Kökeni: Arapça irsāl)

[isim]

[eskimiş]

  • Gönderme

LASTA (Kelime Kökeni: Fransızca lasta)

[isim]

[matematik]

  • Kuzey Avrupa'da kullanılan, 2000 kilograma yakın gemi yüklerine ve büyük miktardaki ticaret mallarına değer biçmeye yarayan kütle ölçü birimi

RASAT (Kelime Kökeni: Arapça raṣad)

[isim]

[gök bilimi]

  • Gözlem

    Türkler Belgrat'a yaklaştıkları zaman evvelki keşif ve rasat merkezi olmak üzere Havale kalesini inşa etmişlerdi. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: rasathane

SALTA (Kelime Kökeni: İtalyanca salto)

[isim]

  • Köpeğin arka ayakları üzerine ayağa kalkması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • salta durmak

[isim]

[denizcilik]

  • Gergin duran bir halatı biraz koyuverme işi

[isim]

[eskimiş]

  • Yakasız, iliksiz, kolları bolca bir tür kısa ceket

    Saltasını omzuna attı. Dışarıya çıktı. - Ömer Seyfettin

SALAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣalāt)

[isim]

[din bilgisi]

  • Namaz
  • Hz. Muhammed'in adı anıldığında saygı göstermek için okunan dua

Birleşik Kelimeler: salatüselam

SARAT

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük delikli kalbur

SATİR (Kelime Kökeni: Fransızca satire)

[isim]

[edebiyat]

  • Yergi

TASAR

[isim]

  • Bir iş, bir düşünce sırasını, düzeyini gösteren resim, yazı, plan

Birleşik Kelimeler: tasar çizim, ön tasar

TALAS

[isim]

  • Kayseri iline bağlı ilçelerden biri

AİDAT (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾidāt)

[isim]

  • Dernek, kuruluş, kulüp üyelerinin belli sürelerde, belli miktarlarda ödedikleri para, ödenti

    Hele şundan bundan aidat, iane ve yardım toplayıp veya böyle bir yardıma müminleri cebredip vakıf kurmak diye bir şey düşünülemez. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Bir hizmet karşılığı sürekli ve düzenli ödenen para

    Sabahları ekmek dağıtmaya çıkan, ayda bir de aidat toplayan Meryem dışında kimse çalmazdı kapısını. - Elif Şafak

  • Kesenek

Birleşik Kelimeler: üye aidatı, üyelik aidatı

TADİL (Kelime Kökeni: Arapça taʿdīl)

[isim]

[eskimiş]

  • Değişiklik

    Teklif olunan antlaşma tadilleri pek sudan şeylerdi. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tadil etmek

Birleşik Kelimeler: tadil teklifi