TAHAMMÜLFERSA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

TAHAMMÜLFERSA harflerini içeren 5 harfli 112 kelime bulunuyor. 5 harfli TAHAMMÜLFERSA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MAHFE16, SAFHA16, SAHAF16, AHLAF15, AHFAT15, FAHTE15, FETHA15, FELAH15, FERAH15, HALFA15, HALEF15, HAFTA15, REFAH15, FETÜS14, SÜRFE14, LÜFER13, ÜLFET13, ESLAF12, FLAMA12, FASET12, FATSA12, FERMA12, FESAT12, MÜHRE12, SAFRA12, SAFER12, ESHAM11, ETFAL11, ETRAF11, EFRAT11, HÜRLE11, HAMAM11, HAMSE11, SEMAH11, TARAF11, TAFRA11, EHRAM10, HAMAL10, HAMEL10, HAMLA10, HAMLE10, HALAS10, HARAM10, HAREM10, HASAR10, HASTA10, HASET10, HASAT10, MÜMAS10, MAHAL10, MAHRA10, MATAH10, SALAH10, SAHTE10, SAHRE10, SAHRA10, TAMAH10, AHRET9, AHLAT9, HALET9, HALAT9, HARTA9, RAHLE9, RAHAT9, SÜMER9, SÜRME9, TAHRA9, ÜMMET9, RÜESA8, SÜTRE8, SÜRAT8, TÜMEL8, ÜSERA8, ÜSTEL8, ÜLSER8, ÜMERA8, ELMAS7, EMSAL7, MELAS7, MERAM7, MEMAT7, MATEM7, MASAT7, MASAL7, SALMA7, SARMA7, SALAM7, SELAM7, SATMA7, TÜREL7, TAMAM7, TASMA7, TEMAS7, ARTMA6, ARAMA6, ASTAR6, ATLAS6, ATAMA6, ALTES6, ALARM6, LASTA6, METAL6, MARAL6, MATLA6, RASAT6, SALTA6, SALAT6, SARAT6, TASAR6, TALAS6, TERAS6, TARLA5

TARLA

[isim]

  • Tarıma elverişli olan, sınırlı ve belirli toprak parçası

    Denizciler aralarında, karadaki tarla sahiplerinden çok daha fazla, hem çok daha candan yardımlaşırlar. - Halikarnas Balıkçısı

  • Deniz hayvanlarının çok olduğu yer

    İstiridye tarlası. Midye tarlası.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tarla açmak
  • tarlada izi olmayanın harmanda sözü (veya yüzü) olmaz
  • tarlanın taşlısı, karının (veya kadının) saçlısı
  • tarlayı taşlı, kızı kardeşli yerden almalı

Birleşik Kelimeler: tarla faresi, tarla kuşu, tarla sıçanı, bamyatarlası, çeltik tarlası, dalyan tarlası, mayın tarlası

ARTMA

[isim]

  • Artmak işi

    Tiyatrolar sayıca arttı, bunun sonucu seyirci sayısında da artma oldu. - Metin And

ARAMA

[isim]

  • Aramak işi, taharri

    Ankara'ya döner dönmez iş aramayı düşünüyordum. - Adalet Ağaoğlu

[hukuk]

  • Sanığın yakalanması veya suç belgelerinin elde edilmesi için bir kimsenin evinde, iş yerinde, üzerinde veya eşyasında yapılan araştırma işlemi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arama yapmak

Birleşik Kelimeler: arama bülteni, arama emri, arama izni, arama kararı, arama motoru, arama ruhsatı, arama tarama, mayın arama tarama gemisi

ASTAR (Kelime Kökeni: Farsça āster)

[isim]

  • Giyecek, perde, çanta, ayakkabı vb. şeylerde, kumaşın veya derinin iç tarafına geçirilen ince kat
  • Sıvanacak, boyanacak yerlere boyadan önce sürülen kat

    Siz hiç eski tahtalara yağlı boya yaptınız mı? / Bütün iş ilk çekilen boyadadır, astarda - Behçet Necatigil

  • Gemicilikte bir şeyi sağlamlaştırmak için kullanılan bez, halat, ağaç vb

Ata Sözleri ve Deyimler

  • astar bol olmayınca yüze gelmez
  • astarı yüzünden pahalı olmak (veya pahalıya gelmek)
  • astar sürmek (veya vurmak veya çekmek)

Birleşik Kelimeler: astar boyası, astar kaplama, aslı astarı

ATLAS (Kelime Kökeni: Arapça aṭlas)

[isim]

  • Yüzü parlak, sık dokunmuş bir ipekli kumaş türü, saten

Birleşik Kelimeler: atlas çiçeği, atlas kemiği

[isim]

[coğrafya]

  • Dünyanın, bir ülkenin, bir bölgenin fiziksel ve siyasal coğrafyası ile ekonomi, tarih vb. konularda toplu bilgi vermek için bir araya getirilmiş coğrafya haritaları derlemesi
  • Bir konuyu açıklamak için hazırlanmış resim veya levhalardan oluşmuş kitap

    Anatomi atlası. Dil atlası.

    Atıldığın bu macerada yolunu kaybedecek olursan bu düş atlasının sayfalarını karıştırabilirsin. - İhsan Oktay Anar

Birleşik Kelimeler: dil atlası, gök atlası

ATAMA

[isim]

  • Atamak işi, tayin, nasıp

    Personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir. - Anayasa

Birleşik Kelimeler: açıktan atama, asaleten atama, vekâleten atama

ALTES (Kelime Kökeni: Fransızca altesse)

[isim]

  • Prens ve prenseslere verilen şeref unvanı
  • Bu unvanı taşıyan kimse

ALARM (Kelime Kökeni: Fransızca alarme)

[isim]

  • Bir uyarıyı, bir tehlikeyi bildirmek için verilen işaret
  • Bu işareti veren düzenek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alarma geçmek

LASTA (Kelime Kökeni: Fransızca lasta)

[isim]

[matematik]

  • Kuzey Avrupa'da kullanılan, 2000 kilograma yakın gemi yüklerine ve büyük miktardaki ticaret mallarına değer biçmeye yarayan kütle ölçü birimi

METAL (Kelime Kökeni: Fransızca métal)

[isim]

[kimya]

  • Çok yüksek elektrik ve ısı iletkenliği, kendine özgü parlaklığı olan, oksijenli birleşimiyle çoğunlukla bazik oksitler veren madde

[sıfat]

  • Bu maddeden yapılmış

    Çıkardıkları metal kutuları, gazeteleri ve cam şişeleri ayrı ayrı çuvallara doldurup götürüyorlar. - Elif Şafak

  • Dizgi makinelerinde satırları oluşturmak için eritilen antimon ve kurşun alaşımı

Birleşik Kelimeler: metal bilimi, metal yatak, metal yorulması, alkali metaller

MARAL (Kelime Kökeni: Moğolca)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Dişi geyik

MATLA (Kelime Kökeni: Arapça maṭlaʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Gök cisimlerinin doğması
  • Gök cisimlerinin doğduğu yer

[edebiyat]

  • Divan edebiyatında kaside veya gazelin ilk beyti

RASAT (Kelime Kökeni: Arapça raṣad)

[isim]

[gök bilimi]

  • Gözlem

    Türkler Belgrat'a yaklaştıkları zaman evvelki keşif ve rasat merkezi olmak üzere Havale kalesini inşa etmişlerdi. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: rasathane

SALTA (Kelime Kökeni: İtalyanca salto)

[isim]

  • Köpeğin arka ayakları üzerine ayağa kalkması

Ata Sözleri ve Deyimler

  • salta durmak

[isim]

[denizcilik]

  • Gergin duran bir halatı biraz koyuverme işi

[isim]

[eskimiş]

  • Yakasız, iliksiz, kolları bolca bir tür kısa ceket

    Saltasını omzuna attı. Dışarıya çıktı. - Ömer Seyfettin

SALAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣalāt)

[isim]

[din bilgisi]

  • Namaz
  • Hz. Muhammed'in adı anıldığında saygı göstermek için okunan dua

Birleşik Kelimeler: salatüselam