TABİİYETSİZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

TABİİYETSİZ harflerini içeren 5 harfli 23 kelime bulunuyor. 5 harfli TABİİYETSİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Tabiiyetsiz ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Tabiiyetsiz olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BEYZİ12, BEYAZ12, BEZSİ11, BAZİT10, İZABE10, YEZİT10, ZABİT10, ABİYE9, BİTEY9, BEYİT9, ETSİZ9, BASİT8, SABİT8, SEYİT8, SEBAT8, TİTİZ8, TEZAT8, İBATE7, TEYİT7, TABİİ7, TESTİ6, TESİT6, TEATİ5

TEATİ (Kelime Kökeni: Arapça teʿāṭī)

[isim]

[eskimiş]

  • Karşılıklı alıp verme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • teati etmek

Birleşik Kelimeler: fikir teatisi

TESTİ (Kelime Kökeni: Farsça destī)

[isim]

  • Geniş gövdeli, dar boğazlı, emzikli veya emziksiz olabilen, toprak, cam, metal vb. maddelerden yapılan su kabı

    Yalnız çeşme başında dizleri üstüne çökmüş bir ihtiyar kadın, testisini dolduran genç kızı bekleyerek bize bakıyordu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

[sıfat]

  • Bu kabın alabileceği miktarda olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • testi gibi
  • testi kırılmadan
  • testi kırılsa da kulpu elde kalır
  • testiyi kıran da bir, suyu getiren de

Birleşik Kelimeler: testi kabağı, testi kebabı, dipsiz testi, su testisi

TESİT (Kelime Kökeni: Arapça tesʿīd)

[isim]

[eskimiş]

  • Kutlama

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tesit etmek

İBATE (Kelime Kökeni: Arapça ibāte)

[isim]

[eskimiş]

  • Barındırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ibate etmek

Birleşik Kelimeler: iaşe ve ibate

TEYİT (Kelime Kökeni: Arapça teʾyīd)

[isim]

  • Gerçekleme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • teyit etmek

TABİİ (Kelime Kökeni: Arapça ṭabīʿī)

[sıfat]

  • Doğada olan, doğada bulunan
  • Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi

    Sıcaklar arttıkça serin yerler aramak, âdeta tabii bir ihtiyaç hâline geliyor. - Ahmet Rasim

  • Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan

    Beklenen cevap gelince derhâl yazılacağı tabiidir. - Atatürk

  • Yapmacık olmayan, doğal

    Bir milletin kendi varlığını müdafaa etmesinden daha tabii ne olabilir? - Mehmet Kaplan

  • Katıksız, saf, doğal

    Tabii meyve suları.

[zarf]

  • (ta'bi:) Elbette, doğallıkla, doğal olarak, işin gereği olarak

    Yurttaşlarım arasında bana bu yabancılığı çektirmemek isteyenler de oldu tabii. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: tabii afet, tabii hukuk, sevkitabii

BASİT (Kelime Kökeni: Arapça basīṭ)

[sıfat]

  • Yapılması veya anlaşılması kolay olan, karışık olmayan, bayağı

    İşte en basit bir sebep. Belki sadeliğinden tuhaf geliyor insana. - Necip Fazıl Kısakürek

  • Kolay

    En basit şeyi yazamayacak kadar cahildi. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Süssüz, gösterişsiz

    Üstünde basit ve kapalı bir çarşaf vardı. - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Bilgi ve görgüsü sınırlı olan, bayağı, görgüsüz

    Bu, fikirsiz, basit ve masum bir çocuk hafifliği değildi. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]

  • Her zaman rastlanan, özelliği olmayan, olağan

    Bu basit takılmalar, her seferinde onları güldürdü. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • basite indirgemek

Birleşik Kelimeler: basit cisim, basit cümle, basit faiz, basit kelime, basit kesir, basit renk, basit tümce

SABİT (Kelime Kökeni: Arapça s̱ābit)

[sıfat]

  • Yerinden oynamayan, yerini değiştirmeyen, durağan
  • Gerçekliği tespit edilmiş, kanıtlanmış olan

    Bir amaç uğruna göze alınacak sıkıntı ve zorlukların sabit sembolleri işimize yaramayabilir. - İsmet Özel

[mecaz]

  • Değişmeyen, hep aynı kalan, önceden ayarlanmış

    Sabit gelir.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sabit olmak

Birleşik Kelimeler: sabit fikir, sabitkadem, sabit kalem, sabit kur, sabit polinom, fikrisabit

SEYİT (Kelime Kökeni: Arapça seyyid)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir topluluğun ileri gelen kişisi
  • Hz. Muhammed'in soyundan olan kimse

SEBAT (Kelime Kökeni: Arapça s̱ebāt)

[isim]

  • Sözünden veya kararlarından dönmeme, bir işi sonuna değin sürdürme, direşme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sebat etmek (veya göstermek)

TİTİZ

[sıfat]

  • Çok dikkat ve özenle davranan veya böyle davranılmasını isteyen (kimse), memnun edilmesi güç, müşkülpesent

    Kendisi gayet titiz, kibirli, azametli, öfkeli olduğu için hizmetçileri ve adamları korkarlar imiş. - Ahmet Rasim

  • Temizliğe aşırı düşkün olan (kimse)

TEZAT (Kelime Kökeni: Arapça teżādd)

[isim]

  • Karşıtlık, karşıt olma, zıtlık, çelişki, kontrast, antagonizma

    Bir milletin güzidesiyle halkı arasında bu derece tezat doğru mudur? - Orhan Seyfi Orhon

[edebiyat]

  • Anlatımda birbirine karşıt iki sözü yan yana kullanma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tezada düşmek

ABİYE (Kelime Kökeni: Fransızca habillé)

[isim]

  • Gece kıyafeti

BİTEY

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bitki örtüsü

BEYİT (Kelime Kökeni: Arapça beyt)

[isim]

[edebiyat]

  • Anlam bakımından birbirine bağlı iki dizeden oluşmuş şiir parçası

    Bazen bir beyit üzerinde günlerce uğraştığı olurdu. - Ahmet Kabaklı

[eskimiş]

  • Ev

Birleşik Kelimeler: beytülmal, şah beyit, taç beyit, imza beyti, karalama beyti, mühür beyti