[isim]

[eskimiş]

• Dört tekerlekli, üstü kapalı, yaylı bir tür at arabası

[isim]

• Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma, öykünme

  Her memleket başkalarının yeniliklerini taklit ile başladığı intizama kendisinin eskiliklerini tahkik ile nihayet verir. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

• Birinin davranışlarını, konuşmasını tekrarlayarak eğlenme

  Hele taklitleri? Kadın taklidi, Arap taklidi hepsini birbirinden güzel yapıyordu. - Yusuf Ziya Ortaç

• Benzetilerek yapılmış şey, imitasyon

Ata Sözleri ve Deyimler

• taklidini yapmak
• taklit etmek

[isim]

[mineraloji]

• Billurlaşmış doğal kalsiyum karbonatı

  Tebeşir bir tür kalsittir.

[isim]

• Ayakkabı üzerine giyilen kauçuktan pabuç

  Lastikleri ayağında, bastonu koluna asılı, erkenciydi yine. - Necati Cumalı

• Kauçuktan yapılmış ayakkabı

• Kauçuktan yazı silgisi

• Taşıtların jantlarına yerleştirilen elastiki tekerlek bandajı

  Şoförle bahçıvan arabanın ön sol lastiğini pompalıyorlar. - Haldun Taner

• Esnek, ince kauçuk veya kauçuklu şerit

• Bir tür esnek örgü

• Korse

• Uzun konçlu çorabın düşmesini önlemek için üst kısmına gelecek biçimde bacağa geçirilen esnek şerit

[sıfat]

• Kauçuktan yapılmış

  Rıza, lastik yakalığı fırlamış, gözleri dönmüş, kan ter içinde içeriye düşer. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

• lastik gibi

[isim]

[fizik]

• Duruk

[sıfat]

[mecaz]

• Gelişme, ilerleme göstermeyen

[sıfat]

• Saati olan, saati bulunan

  Sınıfın bir tek saatlisi olduğu için onu her derste birkaç defa çıkarıyor. - Sait Faik Abasıyanık

[isim]

• Bir şeyi, bir sanat veya edebiyat eserini ana çizgileriyle, türlü bölümleriyle belirten ön çalışma

  Evet, diye devam ettim, hikâyen henüz taslak hâlinde. - Refik Halit Karay

• Eskiz

[mecaz]

• Usta olmadığı hâlde kendini ustaymış gibi göstermeye çalışan kimse

[isim]

• Bir borcun belli zamanlarda ödenmesi gerekli olan parçalarından her biri

  Sen nasıl olsa memursun, taksitle her şeyi alabilirsin. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

• taksite bağlamak
• taksit ödemek (veya vermek)

[sıfat]

[biyoloji]

• Tat alma duyusu ile ilgili

[sıfat]

• En ve boyca alışılmış olandan büyük

[mecaz]

• İşe yaramaz, kullanılmaz

  Orada sahile çekilmiş bir battal balıkçı kayığı yan yatmış. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

• battal etmek
• battal olmak

[isim]

• Uygulama

Ata Sözleri ve Deyimler

• tatbik etmek

[isim]

• Doğa

  İnsan zekâsı tabiatın içinde değil tabiatın yanında, ayrı bir kuvvettir. - Ahmet Haşim

• Doğal özellik

  Arazinin tabiatı.

• Huy, karakter

  Mağrur, bazen zalim olacak kadar hiddetli, bazen çok müşfik ve hassas bir tabiattadır. - Asaf Halet Çelebi

• Güzeli ayırma melekesi, zevk, beğeni

  Abdi Bey, tabiat sahibi, altıncı kat terasında böyle bir bahçe tanzimi, doğrusu takdire şayan. - Attila İlhan

• İnsanın büyük abdest bozma kolaylığı veya zorluğu

[sıfat]

• Çok karışık ve dağınık

Ata Sözleri ve Deyimler

• altüst etmek
• altüst olmak

[isim]

• Bilgileşim

[isim]

• Elâzığ iline bağlı ilçelerden biri