Tab ile Başlayan Kelimeler
TAB ile başlayan 79 kelime bulunuyor. Başında TAB olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Tab kelimesinin anlamı nedir? İçinde tab olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
TABİATÜSTÜCÜLÜK29
14 Harfli Kelimeler
TABİİYETSİZLİK22, TABİİLEŞTİRMEK20
13 Harfli Kelimeler
TABULAŞTIRMAK21, TABİİLEŞTİRME19
12 Harfli Kelimeler
TABİATÜSTÜCÜ24, TABİATSIZLIK20, TABULAŞTIRMA20, TABAKALANMAK15
11 Harfli Kelimeler
TABANSIZLIK19, TABİİYETSİZ19, TABELACILIK18, TABİİLEŞMEK17, TABAKLANMAK14, TABAKALANMA14, TABAKALAMAK14
10 Harfli Kelimeler
TABULAŞMAK17, TABLACILIK17, TABİATÜSTÜ17, TABAKÇILIK17, TABİİLEŞME16, TABİATIYLA15, TABİİYETLİ14, TABAKALAMA13, TABAKLANMA13, TABAKLAMAK13
9 Harfli Kelimeler
TABÜTÜVAN21, TABULAŞMA16, TABİATSIZ16, TABAKASIZ16, TABAKHANE15, TABİRNAME12, TABAKLAMA12
8 Harfli Kelimeler
7 Harfli Kelimeler
TABURCU14, TABLACI13, TABAKÇI13, TABANCA12, TABLİYE11, TABABET11, TABLALI10, TABETME10, TABANLI10, TABİLİK9
6 Harfli Kelimeler
TABURE9, TABAAT8, TABLET8, TABİAT8, TABELA8, TABAKA8
5 Harfli Kelimeler
TABİP11, TABYA9, TABUT8, TABUR8, TABLO8, TABAK7, TABLA7, TABİR7,
4 Harfli Kelimeler
TABU7, TABL6, TABİ6, TABA6
3 Harfli Kelimeler
TAB5
TAB (Kelime Kökeni: Arapça ṭabʿ)
- Mizaç, huy, tabiat, karakter
- Bası
Birleşik Kelimeler: tabetmek
TABL (Kelime Kökeni: Arapça ṭabl)
- Davul
TABİ (Kelime Kökeni: Arapça tābiʿ)
-
Bağımlı
Sanki bütün kamara, bütün halk, onlara tabi, onlara mahkûmdu. - Peyami Safa
Ata Sözleri ve Deyimler
- tabi kılmak
- tabi olmak
- tabi tutmak
- Basıcı
- Yayımcı
TABA (Kelime Kökeni: Fransızca tabac)
- Kuru tütün yaprağını andıran kızılımsı kahverengi, tütün rengi
- Bu renkte olan
TABAK (Kelime Kökeni: Arapça ṭabaḳ)
-
Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap
Kadın masaya tabak, kaşık koyuyor. - Aka Gündüz
- Bu kabın alacağı miktarda olan
Ata Sözleri ve Deyimler
- tabak gibi
Birleşik Kelimeler: kayık tabak, balık tabağı, çorba tabağı, iftar tabağı, kahve tabağı, ordövr tabağı, piyata tabağı, servis tabağı
- Sepici
Ata Sözleri ve Deyimler
- tabak sevdiği deriyi taştan taşa (veya yerden yere) çalar
Birleşik Kelimeler: tabakhane
TABLA (Kelime Kökeni: Arapça ṭabla)
-
Satıcı vb.nin kullandığı tahtadan tepsi
Bir hurmacının tablasında üstlerine vuran güneş ışığıyla parıldayan hurmalara imrenmiş. - Abdülhak Şinasi Hisar
- Soba, mangal vb. şeylerin altına konulan metalden veya tahtadan yapılan tepsiye benzer altlık
-
Bir şeyin düz ve geniş bölümü
Çadır direği tablası. Hokka takımı tablası.
-
Küllük
Tablada ruj izli sigara artıkları var. - Refik Halit Karay
- Ağaçtan veya ağaç ürünlerinden hazırlanmış, büyük yüzeyli düzgün parça
- Genellikle Hindistan, Pakistan'da kullanılan, darbukaya benzer bir çalgı türü
- Makaraların yüzlerini oluşturan dış bölümleri
Birleşik Kelimeler: kül tablası, sigara tablası, yemek tablası
TABİR (Kelime Kökeni: Arapça taʿbīr)
- Rüya yorma, yorumlama
-
Yorum
Düş biter bitmez tüccar uyanıverdi ve hemen rüya tabiri kitaplarını açtı. - İhsan Oktay Anar
-
Deyiş, anlatım, ifade
Bugünlük temsil sözünü kullanırken onu alışılmış bir tabir olarak alıyoruz. - Ahmet Kutsi Tecer
-
Deyim
Müfit için bu kaçmak tabirinin kullanılması da Perviz'e dokunmuştu. - Peyami Safa
Ata Sözleri ve Deyimler
- tabir etmek
- tabiri (veya tabir) caizse
Birleşik Kelimeler: tabirname
TABİİ (Kelime Kökeni: Arapça ṭabīʿī)
- Doğada olan, doğada bulunan
-
Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi
Sıcaklar arttıkça serin yerler aramak, âdeta tabii bir ihtiyaç hâline geliyor. - Ahmet Rasim
-
Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan
Beklenen cevap gelince derhâl yazılacağı tabiidir. - Atatürk
-
Yapmacık olmayan, doğal
Bir milletin kendi varlığını müdafaa etmesinden daha tabii ne olabilir? - Mehmet Kaplan
-
Katıksız, saf, doğal
Tabii meyve suları.
-
(ta'bi:) Elbette, doğallıkla, doğal olarak, işin gereği olarak
Yurttaşlarım arasında bana bu yabancılığı çektirmemek isteyenler de oldu tabii. - Adalet Ağaoğlu
Birleşik Kelimeler: tabii afet, tabii hukuk, sevkitabii
TABAN
- Ayağın alt yüzü, aya
- Üstü kapalı bir yerin gezinilen, ayakla basılan yüzü, tavan karşıtı
- Ayakkabının alt bölümü
- Kaide
- Bir şeyin en alt bölümü
- Değerlendirmede en alt derece
-
Bir toplumu, bir kuruluşu oluşturan, yönetime katılmadan etkili olan kitle
Partinin tabanının istekleri doğrultusunda...
- Temel
- Bir ırmağın en derin olan orta yeri
- Dikey duran direk, çubuk, seren vb.nin alt bölümü
-
Bir cismin veya bir biçimin yüksekliğini ölçmek için aşağıdan yukarıya doğru başlama noktası olarak alınan yüzey veya çizgi, kaide
Piramidin tabanı. Üçgenin tabanı.
- Üslü sayılarda kuvveti alınan sayı: 53 anlatımında 3 rakamı üstür, 5 ise tabandır
- Tarlanın düz ve verimli kesimi
- Kılıç vb. yapımında kullanılan iyi cins demir
Ata Sözleri ve Deyimler
- tabana kuvvet
- tabana kuvvet kaçmak
- taban çıkmak (veya girmek veya koymak)
- tabanları kaldırmak
- tabanları patlamak
- tabanları yağlamak
- taban tabana zıt (olmak)
- taban tepmek (veya patlatmak)
- taban yapmak
Birleşik Kelimeler: taban basma, taban düzeyi, taban fiyatı, taban halısı, taban lağımı, tabanvay, tabanı yarık, baştaban, daltaban, düztaban, karataban, ad tabanı, ayak tabanı, devetabanı, fiil tabanı, isim tabanı, veri tabanı
- Huy bakımından
- Yaradılıştan
TABU (Kelime Kökeni: Fransızca tabou)
-
Kutsal sayılan bazı insanlara, hayvanlara, nesnelere dokunulmasını, kullanılmasını yasaklayan, aksi yapıldığında zararı dokunacağı düşünülen dinî inanç
Bunlar tabuları, dinsel yasakları ve buyrukları içeren gizemsel inanç kurumlarıdır. - Melih Cevdet Anday
- Tekinsiz
- Yasaklanarak korunan (nesne, kelime, davranış)
TABAAT (Kelime Kökeni: Arapça ṭabāʿat)
- Basımcılık
TABLET (Kelime Kökeni: Fransızca tablette)
-
Düz ve yassı biçimli, çiğnenecek veya yutulacak madde
İlaç tableti. Nane şekeri tableti.
- Eski medeniyetlerden kalma, pişmiş veya güneşte kurutulmuş kilden yapılmış, üzerinde çivi yazısı ile metin yazılı belge
TABİAT (Kelime Kökeni: Arapça ṭabīʿat)
-
Doğa
İnsan zekâsı tabiatın içinde değil tabiatın yanında, ayrı bir kuvvettir. - Ahmet Haşim
-
Doğal özellik
Arazinin tabiatı.
-
Huy, karakter
Mağrur, bazen zalim olacak kadar hiddetli, bazen çok müşfik ve hassas bir tabiattadır. - Asaf Halet Çelebi
-
Güzeli ayırma melekesi, zevk, beğeni
Abdi Bey, tabiat sahibi, altıncı kat terasında böyle bir bahçe tanzimi, doğrusu takdire şayan. - Attila İlhan
- İnsanın büyük abdest bozma kolaylığı veya zorluğu
Birleşik Kelimeler: tabiat bilgisi, tabiat bilimleri, tabiatüstü
TABELA (Kelime Kökeni: İtalyanca tabella)
-
Üzerinde tanıtıcı, belirtici bir yazı, açıklama, işaret veya resim bulunan, tahta veya sac parçası, levha
Birinci kata çıkıyorum, tabelalara bakıyorum, aradığımı bulamıyorum. - Refik Halit Karay
- Hastane, yatılı okul, askerî birlik gibi toplu yemek verilen yerlerde, günlük yemek için çıkarılan erzakın türünü, miktarını gösteren çizelge
- Hastanelerde her hastanın gündelik yemek ve ilacının yazıldığı kâğıt
Birleşik Kelimeler: tabela bahis
TABAKA (Kelime Kökeni: Arapça ṭabaḳa)
-
Katman
Madenin üzerindeki kalın toprak tabakası kaldırılıyor.
- Baskı ve yazıda kullanılan, değişik boyutlarda kesilmiş kâğıt
- Derece
-
Katman
Bu insan nehrinin en aşağı tabakası, ipsiz takımıdır. - Salâh Birsel
Birleşik Kelimeler: ağ tabaka, alt tabaka, damar tabaka, saydam tabaka, sert tabaka, sosyal tabaka, üst tabaka, yüksek tabaka, boya tabakası, kaymak tabakası, mantar tabakası, su tabakası
-
Cepte taşınan tütün veya sigara kutusu
Ceviz ağaçlarının altına çökebilir, tabakalarınızdan birer sigara yakabilirsiniz. - Sait Faik Abasıyanık
Birleşik Kelimeler: sigara tabakası