[isim]

[denizcilik]

• Yelkenli gemilerde pruva direğinin en altta bulunan ana sereni ve bu serene bağlanan yelken

[zarf]

• Öbür şeyler arasında, bu arada

[isim]

[eskimiş]

• İta amiri

[isim]

[bitki bilimi]

• Bir tür etli ve büyük zeytin

[isim]

• Yağmur, soğuk vb. dış etkilere karşı başa geçirilen, giysiye dikili veya ayrı olarak kullanılan başlık

[isim]

• Su, şeker ve limon suyundan yapılan şerbet

  Fahri'nin canı soğuk bir limonata istiyor. - Sait Faik Abasıyanık

Ata Sözleri ve Deyimler

• limonata gibi

[isim]

[eskimiş]

[askerlik]

• Silindir biçiminde bir demirin içine çivi, cıvata vb. maddelerin doldurulması ile yapılan bir mermi türü

[isim]

• Kakaonun içerisine şeker, süt, fıstık, fındık vb. katılarak yapılan bir tür tatlı yiyecek

[isim]

[denizcilik]

• Geminin saatteki hızını anlamak için kullanılan araç

• Üzerinde yüzlerce iğneli köstek bulunan uzun balık oltası

  Paraketalarımızı yemledik, av gereçlerimize çekidüzen verdik, şakalaştık. - Halikarnas Balıkçısı

[zarf]

• Hemen o yerde, olduğu yerde

  Yemeğini son günlerde oracıkta, pasaj içindeki Macar lokantasında yiyordu. - Refik Halit Karay

[isim]

[anatomi]

• Döl eşi

[isim]

• Birçok façetası olacak biçimde yontulmuş foyasız parlak elmas

  Onlara hakiki pırlanta diye geçirilmek istenen yalancı elmaslara bir kuyumcunun baktığı gibi bakmıştı. - Halide Edip Adıvar

[sıfat]

• Üzerinde bu elmas bulunan (yüzük vb.)

  Bu yüzükle bu pırlanta küpe benim sana yadigârım olsun. Güle güle kullan! - Ahmet Rasim

Ata Sözleri ve Deyimler

• pırlanta gibi

[isim]

[matematik]

• Başlangıç noktası

[isim]

[eskimiş]

• Yanıltacak söz söyleme

  Mugalataya imkân vermeyelim. - Necip Fazıl Kısakürek

[mantık]

• Yanıltmaca

[isim]

[eskimiş]

• İş masası gibi kullanılan çekmece

• Sarrafların üzerinde para saydıkları tahta