[isim]

[askerlik]

• Bir tören sırasında, askerleri bir araya toplamak, törenin başladığını bildirmek vb. amaçlarla çalınan borazanın çıkardığı tiz ses

Ata Sözleri ve Deyimler

• tiye almak

[kimya]

• Titan elementinin simgesi

[sıfat]

[eskimiş]

• İkinci derecede olan, ikincil

[isim]

[hayvan bilimi]

• Hamsigillerden, yumurtalarını tatlı sulara bırakan bir tür balık (Alosa alosa)

[sıfat]

• Bağımlı

  Sanki bütün kamara, bütün halk, onlara tabi, onlara mahkûmdu. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

• tabi kılmak
• tabi olmak
• tabi tutmak

[isim]

[eskimiş]

• Basıcı

• Yayımcı

[sıfat]

[eskimiş]

• Türkle ilgili

[isim]

• Türkçe

[sıfat]

• Doğada olan, doğada bulunan

• Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenildiği gibi

  Sıcaklar arttıkça serin yerler aramak, âdeta tabii bir ihtiyaç hâline geliyor. - Ahmet Rasim

• Sağduyuya, mantığa, olağan düzene uygun olan

  Beklenen cevap gelince derhâl yazılacağı tabiidir. - Atatürk

• Yapmacık olmayan, doğal

  Bir milletin kendi varlığını müdafaa etmesinden daha tabii ne olabilir? - Mehmet Kaplan

• Katıksız, saf, doğal

  Tabii meyve suları.

[zarf]

• (ta'bi:) Elbette, doğallıkla, doğal olarak, işin gereği olarak

  Yurttaşlarım arasında bana bu yabancılığı çektirmemek isteyenler de oldu tabii. - Adalet Ağaoğlu

[isim]

[eskimiş]

• Dördün

[edebiyat]

• Dörtleme

[isim]

[eskimiş]

[ruh bilimi]

• Çağrışım

  Birbirini bütün tedaileriyle karşılayan iki kelimeye ne aynı dilde rastlarsınız ne iki ayrı dilde. - Cemil Meriç

[sıfat]

• Tezi olan, bir iddia ileri süren

[isim]

[eskimiş]

• Yasama

[isim]

[eskimiş]

• Can sıkma, baş ağrıtma, tedirgin etme

[isim]

• Giysi biçip diken kimse, dikişçi

  Bir şehrin yedi mahallesinde herkesin baş eğdiği bir terzi olmalıydım. - Attila İlhan

• Giysi dikilen yer, terzihane

Ata Sözleri ve Deyimler

• terzi kendi söküğünü dikemez

[sıfat]

[felsefe]

• Tekçilik taraflısı olan, tekçilikle ilgisi olan, birci, monist

[isim]

• Kar fırtınası

  Onuncu gün tipi bastırınca adamların elleri aşırı soğuk nedeniyle madenî eşyalara yapışmaya başladı. - İhsan Oktay Anar

[isim]

[ruh bilimi]

• Bir işi yapmak, harekete geçmek için duyulan ve bireyin engelleyemeyeceği kadar güçlü istek, içtepi, itki