SIĞIRGÖZÜ ile Oluşan Kelimeler (SIĞIRGÖZÜ Kelime Türetme)
SIĞIRGÖZÜ harflerinden oluşan 26 kelime bulunuyor. SIĞIRGÖZÜ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Sığırgözü kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
9 Harfli Kelimeler
SIĞIRGÖZÜ34
5 Harfli Kelimeler
GÖĞÜS25, ÖZGÜR20, SIĞIR15
4 Harfli Kelimeler
ÖZGÜ19, ÖĞÜR19, GÖRÜ16, ÖRGÜ16, ÖZÜR15, GÜRZ13, SIZI10
3 Harfli Kelimeler
GÖZ16, SÖZ13, GÜZ12, SIĞ12, ÖRÜ11, ÖRS10, SÖR10, GÜR9, GIR8, IRZ7, ISI6, SIR5
2 Harfli Kelimeler
ÖZ11, ÜS5, IR3
IR
- İridyum elementinin simgesi
- 343 yır
SIR
-
Bazı nesnelere parlaklık verme, dış etkilerden koruma, sızmalarını önleme vb. amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik
Küpün sırı dökülmüş.
- Aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince tabaka
- Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey
-
Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen şey, giz, gizem
Bu bahçede açılan her gonca / Sırlar açıyor yerden gökten - Turan Oflazoğlu
- Bir işin, bir şeyin dikkat, yetenek, deneyim ve sezgi yardımıyla kavranabilen en zor, en ince yanı
- Bir amaca ulaşmak için kullanılan, başvurulan özel ve gizli yöntem
Ata Sözleri ve Deyimler
- sırra ermek
- sırra kadem basmak
- sırrını açma dostuna, o da söyler dostuna
- sır tutmak (veya saklamak)
- sır vermek (veya sızdırmak)
Birleşik Kelimeler: sır kâtibi, sır küpü, sırretmek, sırrolmak, Bektaşi sırrı, devlet sırrı
ÜS (Kelime Kökeni: Arapça uss)
- Bir kuvvete yükseltilmiş bir sayının üzerine yazılan ve kaçıncı kuvvete yükseltildiğini gösteren sayı: 53 anlatımında 3 rakamı üstür, 5 ise tabandır
- Kök, asıl, temel, esas
-
Bazı görevleri yürütebilmek amacıyla kurulan, özel yapıları, donatımları, atölyeleri, onarım yerleri, servis alanları olan, sürekli veya geçici olarak konaklanılan yer
Memleket sağlam bir hareket üssü hâlinde kalmalıdır. - Falih Rıfkı Atay
-
Bir askerî harekâtta birliklerin gereksinim duyduğu her türlü gerecin toplandığı, dağıtıldığı bölge
Mühimmat depolarının ve üslerin arasında, herkesin istifadesine ve zevkine açıktır. - Falih Rıfkı Atay
Birleşik Kelimeler: merkez üs, deniz üssü, hava üssü, uzay üssü
ISI
-
Bir cismin uzamasına, genleşmesine, buharlaşmasına, erimesine, sıcaklığının artmasına yol açan fiziksel enerji
Isı, atomlar arası çekim gücünü yenerek maddenin hacmini arttırır.
- Fiziksel bir olaya dayalı, belirli bir ölçü üzerine kurulmuş olan sıcaklık ve soğukluk derecesi
Birleşik Kelimeler: ısıalan, ısıcam, ısıdam, ısıdenetir, ısı kuşak, ısıölçer, ısı ölçümü, ısı tedavisi, ısıveren, ısıyayar, ısı yayımı, ısı yuvarı, diriksel ısı, diril ısı, günısı, iç ısı, kızıl ısı, ergime ısısı, ısınma ısısı, vücut ısısı
IRZ (Kelime Kökeni: Arapça ʿirż)
-
Bir kimsenin, başkaları tarafından dokunulmaması ve saygı gösterilmesi gereken iffeti
Bekçiye mahalle, ırzını, namusunu, malını, canını tereddütsüz teslim edebilirdi. - Samiha Ayverdi
Ata Sözleri ve Deyimler
- ırzına geçmek
- ırzını bozmak
Birleşik Kelimeler: ırz düşmanı, ırz ehli, ırzı kırık
GIR
- Söz, lakırtı
- Yalan, uydurma
Ata Sözleri ve Deyimler
- gır atmak
- gır geçmek
- gır kaynatmak
GÜR
-
Bol ve güçlü olarak çıkan veya fışkıran
Gür, kumral saçlarının çerçevelediği narin yüzü kıpkırmızı idi. - Ömer Seyfettin
-
Bol, verimli, feyyaz
Eski toprağa ektiklerin / Bir yeni güçle göverdi gür - Behçet Necatigil
Birleşik Kelimeler: gürsoluk
SIZI
-
Hafif ve ince ağrı
Fakat her an, her an yine / İçimde aynı sızı - Halit Fahri Ozansoy
-
Ruhsal acı, ızdırap
Depremlerin acısını, sızısını belirtmek de adı sanı bilinmez köylü şairlere düşer. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
Birleşik Kelimeler: ağrı sızı
ÖRS
-
Biçimleri yapılacak işe göre değişen, üzerinde maden dövülen, çelik yüzeyli, demir araç
Demir yalım gibi kızarmıştı. Küçücük örsünün üstüne koydu, dövmeye başladı. - Yaşar Kemal
- Üzerine çivi çakılacak ayakkabı geçirilen kunduracı gereci
Ata Sözleri ve Deyimler
- örs ve çekiç arasında kalmak
Birleşik Kelimeler: örs kemiği
SÖR (Kelime Kökeni: Fransızca soeur)
- Katolik mezhebinde kendini dine adayan ve manastırda yaşayan kadın
- Katolik mezhebinde dinle ilgili bir yükümlülük almayan ancak din uğruna hemşirelik, hasta bakıcılık vb. işlerde çalışan kadın
- İngiliz soyluluk unvanı
ÖRÜ
- Örme işi
- Yama olarak yapılan örgü
- Tarlalarda sele karşı taştan yapılmış set
- Otlak
Birleşik Kelimeler: besi örü
ÖZ
-
Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı, iç, nefis, derun, varoluş karşıtı
Özünü bir yerde bırakıp sadece kalıbını gezdirmişti. - Haldun Taner
-
`Kendine, kendi kendini` anlamlarında birleşik kelimeler türeten bir söz
Öz eleştiri, öz yönetim.
-
Bir şeyin en kuvvetli veya kıvamlı bölümü, hülasa, zübde, ekstre
Karaciğer özü. Meyve özü. Mısır özü.
- Çıbanların içinde ölmüş dokudan oluşan irinle birlikte çıkan parça
-
Kendi, zat
Bir od düştü yanar tatlı özüme / Dünya zindan görünüyor gözüme - Karacaoğlan
-
Bir şeyin temel ögesi, künh, zübde
Ortalıktaki krizi sebep gösteriyorlar ama asıl kriz şirketin kendi özünde. - Aka Gündüz
-
Bitkilerin kök, gövde ve dallarının boydan boya ortasında bulunan, hafif, gevrek ve çoğu yumuşak bölüm
Ağacın çürüğü özünden olur / Yiğidin iyisi sözünden olur - Halk türküsü
Ata Sözleri ve Deyimler
- özü sözü bir (olmak)
Birleşik Kelimeler: öz bağışıklık, öz belirtim, özbeöz, öz beslenme, öz denetim, öz devim, öz devinim, özdeyiş, öz dışı, öz dikeni, öz direnç, öz eleştiri, özezer, öz geçmiş, öz güven, öz ısı, öz ışın, öz indükleme, özişler, öz itme, öz kaynak, öz kedi balığıgiller, öz kesit, öz odun, öz öğrenim, öz saygı, özsever, öz su, öz tahta, özveren, özveri, öz yapı, öz yaşam, öz yönetim, kaçık öz, bal özü, budak özü, diş özü, mantar özü, mısır özü, odun özü
-
Kan bağı ile bağlı olan, üvey olmayan
Size öz evladım gibi davranacağım. - Ayşe Kulin
- İçine, arılığını, saflığını bozacak hiçbir şey karışmamış olan, saf, arı(I)
Birleşik Kelimeler: öz kardeş
- Dere, çay
- Sulak, verimli yer
GÜZ
-
Sonbahar
Mevsim güzdü, bol üzüm ve incir vakti idi. - Osman Cemal Kaygılı
- 22 Eylül ile 21 Aralık arasındaki mevsim
Birleşik Kelimeler: güz çiğdemi, güz dönemi, güz noktası, ilkgüz
SIĞ
-
Derinliği az, dibi yüzeyine yakın olan (göl, deniz, akarsu vb.)
Mercan adaları sığ bir kayalığın etrafını alırlar. - Sait Faik Abasıyanık
-
Ayrıntıya inemeyen, yeterli olmayan, yüzeyde kalan
Sığ düşünce.
GÜRZ (Kelime Kökeni: Farsça gurz)
- Silah olarak kullanılan ağır topuz