SIRNAŞIKLIK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

SIRNAŞIKLIK harflerini içeren 7 harfli 33 kelime bulunuyor. 7 harfli SIRNAŞIKLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KISILIŞ14, SIKIŞIK14, SIKILIŞ14, AKSIRIŞ13, ISLANIŞ13, KISALIŞ13, KIRILIŞ13, KIRIŞIK13, KILINIŞ13, KASILIŞ13, SARIŞIN13, SARILIŞ13, SALINIŞ13, SAKINIŞ13, AŞIKLIK12, ALIŞKIN12, KARIŞIK12, NAKIŞLI12, ŞIRALIK12, SINIRLI11, SIKILIK11, ASIRLIK10, ASKILIK10, AKSIRIK10, KISALIK10, NASIRLI10, SARILIK10, SARIKLI10, ARIKLIK9, ANIKLIK9, IRAKLIK9, KARILIK9, KARINLI9

ARIKLIK

[isim]

  • Zayıflık, sıskalık

ANIKLIK

[isim]

  • Uyanıklık

IRAKLIK

[isim]

  • Uzaklık

KARILIK

[isim]

  • Kadın olma durumu
  • Evli kadının kocasına göre olan durumu veya görevi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • karılık etmek

Birleşik Kelimeler: kocakarılık

KARINLI

[sıfat]

  • Karnı olan
  • Karnı büyük ve çıkıntılı olan

ASIRLIK

[sıfat]

  • Yüzyıllık

ASKILIK

[isim]

  • Avcıların sırtlarına taktıkları askı takımı
  • Vestiyer

[halk ağzında]

  • Asılıp saklanacak sebze, meyve

AKSIRIK

[isim]

  • Herhangi bir sebeple burun zarının gıcıklanması sonucu solunum kaslarının birdenbire kasılmasıyla ağız ve burundan hızlı, gürültülü soluk boşalması olayı, aksırma, hapşırma, hapşırık

    Aksırık öksürük derken kızcağız şifayı kapmış. - Attila İlhan

KISALIK

[isim]

  • Kısa olma durumu

NASIRLI

[sıfat]

  • Nasırı olan, nasır bağlamış, nasırlaşmış

    Geçtiği yollarda, incecik ellerine, kahır görmüş köylülerin nasırlı elleri sarıldı, ninelerin dua ile titreyen dudakları dokundu. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

SARILIK

[isim]

  • Sarı olma durumu

    Yalnız, yüzümün sarılığını, hâlsizliğimi babamdan nasıl saklayacağım? - Aka Gündüz

  • Sarı renk

[tıp]

  • Derinin, dokuların ve organizmadaki sıvıların sarı bir renk almasıyla beliren hastalık, karaciğer yangısı, hepatit

[tıp]

  • Derinin sarı renk aldığı bir hastalık belirtisi

SARIKLI

[sıfat]

  • Başına sarık sarmış olan, sarığı olan

    Ak sakallı, hırçın bakışlı sarıklı ihtiyarın karşısında kasketleri ters dönmüş, minder üzerinde oturan on tane delikanlı gördüm. - Fikret Otyam

[isim]

[mecaz]

  • Müslüman din adamı, hoca

SINIRLI

[sıfat]

  • Sınırı olan, bir sınırla ayrılmış olan, hudutlu
  • Sınırlanmış, belirlenmiş, belirli, limitet

    Bizim divan edebiyatımızın da halk edebiyatımızın da konuları sınırlıdır. - Necati Cumalı

  • Az sayıda

    Bu, sınırlı bir topluluk önünde küçük bir rol oynamak da olsa bana ölüm gibi gelmişti. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: sınırlı doğru, sınırlı ortaklık, sınırlı sayı, sınırlı sorumluluk, sınırlı uyuşturma

SIKILIK

[isim]

  • Sıkı olma durumu

[mecaz]

  • Cimrilik

Birleşik Kelimeler: ağzı sıkılık, eli sıkılık

ÂŞIKLIK

[isim]

  • Âşık olanın durumu