SIRACAGİLLER Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

SIRACAGİLLER harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli SIRACAGİLLER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SALGI11, SARGI11, GLASE10, GASİL10, GIRLA10, ILGAR10, SİGAR10, SALCI10, SARİG10, SAGAR10, SERGİ10, ARACI9, GAİLE9, GELİR9, LAGAR9, LEGAL9, CARLI9, RİCAL8, CELİL8, CELAL8, ISRAR7, SALLI7, ESRAR6, İRSAL6, İSALE6, SİLLE6, RALLİ5

RALLİ (Kelime Kökeni: İngilizce rally)

[isim]

  • Yarışmacıların otomobille belli yolları izleyerek ve özel kurallara uyarak belirli bir yere ulaşmalarına dayanan otomobil yarışı

ESRAR (Kelime Kökeni: Arapça esrār)

[isim]

  • Gizler, sırlar

    Yüzüme, tekrar o eski, esrar dolu gözlerle bakıyor. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esrara dalmak

Birleşik Kelimeler: esrar kumkuması, esrar perdesi

[isim]

  • Hint kenevirinden çıkarılan ve kullanılacak miktara göre uyarıcı, sarhoş edici veya uyuşturucu etkileri olan bir madde

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esrar çekmek

Birleşik Kelimeler: esrar otu, esrar tekkesi

İRSAL (Kelime Kökeni: Arapça irsāl)

[isim]

[eskimiş]

  • Gönderme

İSALE (Kelime Kökeni: Arapça isāle)

[isim]

[eskimiş]

  • Akıtma

SİLLE (Kelime Kökeni: Farsça sīlī)

[isim]

  • Elin iç yüzüyle vurulan tokat

    Adam keçinin gerisine hafif bir sille indirdi. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: sille tokat

ISRAR (Kelime Kökeni: Arapça iṣrār)

[isim]

  • Direnme, ayak direme, üsteleme, üstünde durma

    Ben hiçbir yerde yemeğe bu kadar ısrar görmedim. - Fikret Otyam

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ısrar etmek

SALLI

[sıfat]

  • Büyük ve geniş, sal gibi yayvan

    Sallı bir yapı.

RİCAL (Kelime Kökeni: Arapça ricāl)

[isim]

[eskimiş]

  • Erkekler
  • Yüksek makamlardaki devlet adamları

    Kendisi II. Abdülhamit devri ricalinden olmakla beraber bu servete hiçbir şey ilave etmedi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

CELAL (Kelime Kökeni: Arapça celāl)

[isim]

[eskimiş]

  • Büyüklük, ululuk
  • Öfke, kızgınlık

    Kahraman ırkıma bir gül; ne bu şiddet, bu celal? - Mehmet Akif Ersoy

ARACI

[isim]

  • Ara bulucu
  • İki şey arasında bağlantı kuran kimse, vasıta

[ticaret]

  • Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt, komprador

[ekonomi]

  • İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aracı koymak

Birleşik Kelimeler: aracı banka, borsa aracısı

GAİLE (Kelime Kökeni: Arapça ġāʾile)

[isim]

[eskimiş]

  • Sıkıntı, dert, keder, üzüntü

    Küçücük yaşta, büyüklüğün olanca gaileleri kendi üzerlerine yığılmış kimseler görülür. - Ahmet Midhat

  • Uğraştırıcı iş, çekilmesi zor yük
  • İstenmeyen durum, baş belası

GELİR

[isim]

  • Bir kimseye veya topluluğa belli zamanlarda, belli yerlerden gelen para, varidat

    Saklanan bir gelir vardı ki aç, çıplak kalmıyorlardı. - Mahmut Yesari

  • Bir ekonomik birimin belli bir süre içinde kazandırdığı aylık, kira vb. getiri, varidat, irat

Birleşik Kelimeler: gelir dağılımı, gelir düzeyi, gelir kaynağı, gelir ortaklığı, gelir vergisi, millî gelir, ulusal gelir, dar gelirli

LAGAR (Kelime Kökeni: Farsça lāġar)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Zayıf, çelimsiz

    Arabayı çeken lagar mandaları bir nefer, kalın bir değnekle hayladı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

LEGAL (Kelime Kökeni: Fransızca légal)

[sıfat]

[hukuk]

  • Yasal

CARLI

[sıfat]

  • Car (II) giymiş olan

    Köyün sokaklarında elleri carlı, peştamallı köylüleri kovalıyordu. - Ömer Seyfettin