Sır ile Biten Kelimeler
SIR ile biten 14 kelime bulunuyor. Sonu SIR olan kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Sır kelimesinin anlamı nedir? Sır ile başlayan kelimeler. İçinde sır olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
11 Harfli Kelimeler
BAŞMUBASSIR23
8 Harfli Kelimeler
MÜNHASIR17, MUBASSIR15
7 Harfli Kelimeler
MUHASIR15
6 Harfli Kelimeler
MUASIR10, ANASIR8
5 Harfli Kelimeler
HASIR11, MISIR9, MUSIR9, KISIR8, KASIR7, NASIR7
4 Harfli Kelimeler
ASIR6
3 Harfli Kelimeler
SIR5
SIR
-
Bazı nesnelere parlaklık verme, dış etkilerden koruma, sızmalarını önleme vb. amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik
Küpün sırı dökülmüş.
- Aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince tabaka
- Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey
-
Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen şey, giz, gizem
Bu bahçede açılan her gonca / Sırlar açıyor yerden gökten - Turan Oflazoğlu
- Bir işin, bir şeyin dikkat, yetenek, deneyim ve sezgi yardımıyla kavranabilen en zor, en ince yanı
- Bir amaca ulaşmak için kullanılan, başvurulan özel ve gizli yöntem
Ata Sözleri ve Deyimler
- sırra ermek
- sırra kadem basmak
- sırrını açma dostuna, o da söyler dostuna
- sır tutmak (veya saklamak)
- sır vermek (veya sızdırmak)
Birleşik Kelimeler: sır kâtibi, sır küpü, sırretmek, sırrolmak, Bektaşi sırrı, devlet sırrı
ASIR (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣr)
-
Yüzyıl
Bu cümlelerin manaları yarım, bir asır sonra anlaşılacaktır. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
- Çağ
Birleşik Kelimeler: asrısaadet, saadet asrı
KASIR (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣr)
-
Köşk
Padişah bu kasırdan donanmanın sefere çıkışını izlermiş. - Ahmet Ümit
NASIR (Kelime Kökeni: Arapça nāsūr)
-
En çok el ve ayağın sürekli sürtünmelere uğrayan noktalarında üst derinin kalınlaşması ve sertleşmesiyle oluşmuş deri
Ellerinde nasır, yüzlerinde nur / Yarına ümitle yürüyenlere / Bir selam uçuralım - Orhan Veli Kanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- nasır bağlamak (veya tutmak)
- nasırına basmak
Birleşik Kelimeler: nasır yakısı
ANASIR (Kelime Kökeni: Arapça ʿanāṣir)
- Ögeler
KISIR
- Üreme imkânı olmayan, döl vermeyen (insan ve hayvan)
-
Ürün vermeyen (toprak)
Kısır toprak.
-
Verimsiz, yararsız, sonuçsuz
Kısır çalışma. Kısır tartışma.
- İçinde hiçbir üreme olayı geçmeyen (canlı hücre, çekirdek vb.), steril
Birleşik Kelimeler: kısır döngü
- Haşlanmış bulgur, taze soğan, maydanoz ve baharatla yapılan bir yemek türü
MISIR (Kelime Kökeni: Arapça miṣr)
- Buğdaygillerden, gövdesi boğumlu ve kalın, yaprakları şerit biçiminde, boyu yaklaşık 2 metre olabilen, erkek çiçekleri tepede salkım durumunda, dişi çiçekleri yaprakla gövde arasında koçan biçiminde olan bir kültür bitkisi (Zea mays)
- Bu bitkinin koçan üzerindeki taneli ürünü
- Bu ürünün taneleri
Ata Sözleri ve Deyimler
- mısır patlatmak
Birleşik Kelimeler: mısır ekmeği, mısır kalburu, mısır özü, mısır püskülü, mısırtavuğu, mısır unu, mısır yağı, süt mısır, cin mısırı
- `Duymayan kalmadı` anlamındaki Mısır'daki sağır sultan bile duydu atasözünde geçen bir söz
MUSIR (Kelime Kökeni: Arapça muṣirr)
- Bir söz veya düşüncede direnen, ayak direyen (kimse)
MUASIR (Kelime Kökeni: Arapça muʿāṣir)
-
Çağdaş
Hatta çok kere muasırlarından Namık Kemal ve Ziya Paşa bu hususta daha muvaffak olmuşlardır. - Nazım Hikmet
HASIR (Kelime Kökeni: Arapça ḥaṣīr)
-
Saz, kabuk, yaprak vb. bir bitki maddesiyle örülmüş taban veya tavan örtüsü
Öğle uykuma daldığım hasır üzerinde başımın altına konmuş yastık lavanta çiçeği kokardı. - Ziya Osman Saba
-
Tamamı veya bir bölümü böyle bir örgüden yapılan
İş önlükleri bağlandı, sele denilen hasır sepetlerle tarlaya dalındı. - Orhan Kemal
Birleşik Kelimeler: hasıraltı, hasır çelik, hasır demir, hasır otu
MUBASSIR (Kelime Kökeni: Arapça mubaṣṣir)
-
Okullarda öğrencilerin durumu ile ilgilenen ve düzeni sağlamakla görevli kimse
Mubassır Uzun Osman'dan bir izinsiz cezası almıştım. - Yusuf Ziya Ortaç
Birleşik Kelimeler: başmubassır
MUHASIR (Kelime Kökeni: Arapça muḥāṣir)
- Kuşatan, saran
MÜNHASIR (Kelime Kökeni: Arapça munḥaṣir)
-
Bir kimse veya bir şey için ayrılmış, mahsus
Onu yalnız ince hastalığa münhasır zanneder, başka hastalıklara aldırmadığı hâlde, veremliden son derece çekinirdi. - Reşat Nuri Güntekin
-
Sınırlanmış, sınırlı
Harp yalnız Avrupa'ya münhasır kalmadı.
Birleşik Kelimeler: nevi şahsına münhasır
BAŞMUBASSIR (Kelime Kökeni: Türkçe baş + Arapça mubaṣṣır)
-
Gözetmenlerin başı olan kimse
Başmubassır, budaklı kızılcık dalına meraklı idi. - Falih Rıfkı Atay