Sınır ile Başlayan Kelimeler

SINIR ile başlayan 14 kelime bulunuyor. Başında SINIR olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sınır kelimesinin anlamı nedir? Sınır ile biten kelimeler. İçinde sınır olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

SINIRLANDIRMAK21

13 Harfli Kelimeler

SINIRLANDIRMA20

11 Harfli Kelimeler

SINIRSIZLIK20, SINIRDAŞLIK20, SINIRLANMAK15

10 Harfli Kelimeler

SINIRLAYIŞ19, SINIRLANIŞ17, SINIRLAMAK14, SINIRLANMA14

9 Harfli Kelimeler

SINIRLAMA13

8 Harfli Kelimeler

SINIRDAŞ16, SINIRSIZ16

7 Harfli Kelimeler

SINIRLI11

5 Harfli Kelimeler

SINIR8

SINIR (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi, hudut
  • Komşu il, ilçe, köy veya kişilerin topraklarını birbirinden ayıran çizgi
  • Bir şeyin yayılabileceği veya genişleyebileceği son çizgi, uç

    Bataklığın sınırı. Ormanın sınırı.

  • Bir şeyin nicelik bakımından inebileceği veya çıkabileceği en alt ve en üst yer, limit

    Hele bir de birkaç sünger bulabilse artık mutluluğunun sınırı olmayacaktı. - Halikarnas Balıkçısı

[matematik]

  • Değişken bir büyüklüğün istenildiği kadar yaklaşabildiği durağan büyüklük, limit

[mecaz]

  • Uç, son

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sınır çekmek (veya çizmek)
  • sınırlarını (veya sınırını) zorlamak

Birleşik Kelimeler: sınır açı, sınıraşan, sınır boyu, sınır dışı, sınır kapısı, sınır karakolu, sınır taşı, açlık sınırı, akma sınırı, takat sınırı, yaş sınırı, yoksulluk sınırı

SINIRLI

[sıfat]

  • Sınırı olan, bir sınırla ayrılmış olan, hudutlu
  • Sınırlanmış, belirlenmiş, belirli, limitet

    Bizim divan edebiyatımızın da halk edebiyatımızın da konuları sınırlıdır. - Necati Cumalı

  • Az sayıda

    Bu, sınırlı bir topluluk önünde küçük bir rol oynamak da olsa bana ölüm gibi gelmişti. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: sınırlı doğru, sınırlı ortaklık, sınırlı sayı, sınırlı sorumluluk, sınırlı uyuşturma

SINIRLAMA

[isim]

  • Sınırlamak işi

    Bütün dava şimdi Trakya'daki bu sınırlama keyfiyetine takılı kalmıştı. - Ali Naci Karacan

SINIRLAMAK

[-i]

  • Sınırını çizmek, sınırını belirtmek veya belirlemek
  • Belli bir sınır içinde bırakmak, belirlemek

SINIRLANMA

[isim]

  • Sınırlanmak işi

SINIRLANMAK

[nesnesiz]

  • Sınır çekilmek
  • Belli bir sınır içinde bırakılmak, belirlenmek

    Şairlerimizin duygu, düşünce dünyası, Batılı ustalarının dünyalarıyla sınırlanmıştır. - Necati Cumalı

SINIRDAŞ

[isim]

  • Ortak sınırları olanlardan her biri, hemhudut

SINIRSIZ

[sıfat]

  • Sınırı olmayan, bir sınırla ayrılmamış olan, hudutsuz

    Deniz gibi korkusuz, deniz gibi sınırsızdırlar. - Nazım Hikmet

[zarf]

  • Çok sayıda

[mecaz]

  • Pek çok, sonsuz

    Bahar geleli kargalar sınırsız bir neşe içinde. - Ahmet Haşim

Birleşik Kelimeler: sınırsız doğru, sınırsız sayı, sınırsız sorumluluk, sınırsız yetki

SINIRLANIŞ

[isim]

  • Sınırlanma işi

SINIRLAYIŞ

[isim]

  • Sınırlamak işi

SINIRLANDIRMA

[isim]

  • Sınırlandırmak işi

SINIRSIZLIK

[isim]

  • Sınırsız olma durumu, hudutsuzluk

SINIRDAŞLIK

[isim]

  • Sınırdaş olma durumu

SINIRLANDIRMAK

[-i]

  • Sınırlamak, hudutlandırmak