SINDIRMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
SINDIRMAK harflerini içeren 5 harfli 35 kelime bulunuyor. 5 harfli SINDIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "sındırmak ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde Sındırmak olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
SINDI10,
KARIN
-
İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi
Şuursuz bir acele ile mahmuzlarını atının karnına vurdu. - Ömer Seyfettin
-
Döl yatağı
Fakat karnındaki çocuk da bu insanüstü erkeğin bir parçasıydı. - Halide Edip Adıvar
-
Bazı şeylerde şiş ve içi boş bölüm
Geminin karnı. Şişenin karnı.
-
Mide
Karnım aç, elim ayağım donmuş gibi. - Halide Edip Adıvar
-
İç, gönül, akıl, kafa
Ben senin karnındakini ne bileyim?
- Ahlaki açıdan kabul edilemeyen şeyleri kabullenme
- Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan duraklı dalgalarda en büyük genlikte titreşen noktalar
Ata Sözleri ve Deyimler
- karın doyurmak
- karnı büyümek
- karnından konuşmak (veya söylemek)
- karnını doldurmak
- karnı tok it gölgede yatar
- karnı tok, sırtı pek
- karnı zil çalmak
Birleşik Kelimeler: karın ağrısı, karın boşluğu, karıntası, karın tokluğuna, karın zarı, karından ayaklılar, karından bacaklılar, karnı aç, karnı burnunda, karnı geniş, karnıkara, karnı kara, karnı tok, karnıyarık, karnından konuşan, orta karın, yumuşak karın, aç karnına, tok karnına
KIRAN
-
Kırma işini yapan (kimse)
Taş kıran işçiler.
-
Bir topluluğun ve özellikle hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık veya başka neden, ölet, afet
Kıranları ve zelzeleleri, feyezanları ve harpleri görmüşlerdir. - Sait Faik Abasıyanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- kıran girmek
Birleşik Kelimeler: kıran kırana, bacakkıran, buzkıran, dalgakıran, dalkıran, danakıran otu, evcikkıran, fındıkkıran, filizkıran, kayışkıran, Kervankıran, kılkıran, malkıran, pirekıran, sabankıran, saçkıran, taşkıran, yelkıran, yıldırımkıran
- Kıyı, kenar, çevre, uç
- Dağ sırtı, tepe, bayır
- Kıraç toprak
- Birbirine paralel olarak uzanan iki akarsu arasında kalmış dağ sırtı
IRMAK
-
Çoğunlukla denize dökülen, özellikle genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir
Sakarya sanki adı duyulmadık hatta adı konmadık bir ırmaktı. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- ırmağı geçerken at değiştirilmez
- ırmak kenarına çeşme yapılmaz
Birleşik Kelimeler: ırmak roman, deli ırmak
KASNI
- Çadıruşağı, şeytantersi ağacı vb. bitkilerden elde edilen bir zamk
KASIR (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣr)
-
Köşk
Padişah bu kasırdan donanmanın sefere çıkışını izlermiş. - Ahmet Ümit
KIRMA
- Kırmak işi
- Pili
-
Kırılmış veya dövülmüş tahıl
Buğday kırması.
- Basılı kâğıtları forma durumuna getirmek için belli yerlerinden bükme ve katlama işi
-
Ot bitmeyen bayır
Yeşerir bayırlar, çöller, kırmalar / Nakışların bugün dört yanın dağlar. - Âşık Ali İzzet
-
Ortasından kırılarak doldurulan (tüfek)
Mustafa, kırma tüfeğe bir kurşun sürdü. - Yaşar Kemal
-
Melez
Arap kırması bir at.
- Yabancı etkilerle özgün niteliğini yitirmiş olan
Birleşik Kelimeler: divani kırması, minare kırması
NAKIS (Kelime Kökeni: Arapça nāḳiṣ)
- Eksik, tam olmayan, bitmemiş, noksan
- Özrü, kusuru olan
- Eksi
-
Eksik, tam olmayan, bitmemiş, noksan biçimde
Nakıs kalan bilgilerimizi ikmale uğraşırlar. - Hüseyin Cahit Yalçın
NASIR (Kelime Kökeni: Arapça nāsūr)
-
En çok el ve ayağın sürekli sürtünmelere uğrayan noktalarında üst derinin kalınlaşması ve sertleşmesiyle oluşmuş deri
Ellerinde nasır, yüzlerinde nur / Yarına ümitle yürüyenlere / Bir selam uçuralım - Orhan Veli Kanık
Ata Sözleri ve Deyimler
- nasır bağlamak (veya tutmak)
- nasırına basmak
Birleşik Kelimeler: nasır yakısı
RAKIM (Kelime Kökeni: Arapça rāḳim)
- Yükselti
SANIK
-
Suçlu olduğu sanılarak mahkemeye sevk edilmiş kimse, maznun
Reis, salonu boşalttı ve idam kararını da sanıkların gıyabında okudu. - Necip Fazıl Kısakürek
SARIK
-
Sarılarak meydana getirilen başlık
O artık sarığı ile, cübbesi ve lapçınları ile tam bir hoca efendi idi. - Tarık Buğra
- Kavuk, fes gibi bazı başlıkların üzerine sarılan tülbent, şal vb
SANRI
-
Uyanık bir kişinin, kendi dışında var sandığı ancak gerçekte olmayan olguları algılaması, yaşaması, varsanı, birsam, halüsinasyon
Olmaz, gerçek olamaz bu yaşadığımız, ya sanrı ya sanrıya çok yakın bir şey. - Attila İlhan
SAKIN
-
Asla
Aman matmazel, sakın dışarı çıkmayınız! - Sait Faik Abasıyanık
-
`Korkulacak bir durum olmasın` anlamında kullanılan bir söz
Sakın bulaşıcı bir hastalık olmasın!
Ata Sözleri ve Deyimler
- sakın ha!
ANDIK
- Sırtlan
KISMA
- Kısmak işi
Birleşik Kelimeler: kısma ad