Sın ile Başlayan Kelimeler

SIN ile başlayan 50 kelime bulunuyor. Başında SIN olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Sın ile biten kelimeler. İçinde sın olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

14 Harfli Kelimeler

SINIFLANDIRMAK27, SINIRLANDIRMAK21

13 Harfli Kelimeler

SINIFLANDIRMA26, SINIRLANDIRMA20

11 Harfli Kelimeler

SINIFLAŞMAK24, SINIFLANMAK21, SINIRSIZLIK20, SINIRDAŞLIK20, SINDIRILMAK18, SINIRLANMAK15

10 Harfli Kelimeler

SINIFLAŞMA23, SINIFLANIŞ23, SINIFLANMA20, SINIFLAMAK20, SINIRLAYIŞ19, SINIKÇILIK18, SINIRLANIŞ17, SINDIRILMA17, SINIRLAMAK14, SINIRLANMA14

9 Harfli Kelimeler

SINIFLAMA19, SINDIRMAK15, SINIRLAMA13

8 Harfli Kelimeler

SINIFSIZ22, SINDIRGI18, SINIFSAL18, SINIRDAŞ16, SINIRSIZ16, SINDIRMA14, SINANMAK11, SINATMAK11

7 Harfli Kelimeler

SINIFLI17, SINAYIŞ15, SINIKÇI14, SINIRLI11, SINAMAK10, SINANMA10, SINATMA10

6 Harfli Kelimeler

SINGIN13, SINCAN11, SINMAK9, SINAMA9, SINAAT8

5 Harfli Kelimeler

SINIF14, SINAV13, SINDI10, SINMA8, SINIR8, SINIK8, SIN7

SINAİ (Kelime Kökeni: Arapça ṣināʿī)

[sıfat]

  • Sanayi ile ilgili, endüstriyel

SINAAT (Kelime Kökeni: Arapça ṣināʿat)

[isim]

[eskimiş]

  • Zanaat

SINMA

[isim]

  • Sınmak işi

SINIR (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi, hudut
  • Komşu il, ilçe, köy veya kişilerin topraklarını birbirinden ayıran çizgi
  • Bir şeyin yayılabileceği veya genişleyebileceği son çizgi, uç

    Bataklığın sınırı. Ormanın sınırı.

  • Bir şeyin nicelik bakımından inebileceği veya çıkabileceği en alt ve en üst yer, limit

    Hele bir de birkaç sünger bulabilse artık mutluluğunun sınırı olmayacaktı. - Halikarnas Balıkçısı

[matematik]

  • Değişken bir büyüklüğün istenildiği kadar yaklaşabildiği durağan büyüklük, limit

[mecaz]

  • Uç, son

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sınır çekmek (veya çizmek)
  • sınırlarını (veya sınırını) zorlamak

Birleşik Kelimeler: sınır açı, sınıraşan, sınır boyu, sınır dışı, sınır kapısı, sınır karakolu, sınır taşı, açlık sınırı, akma sınırı, takat sınırı, yaş sınırı, yoksulluk sınırı

SINIK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Kırık, çıkık
  • Yenilmiş, bozguna uğramış

SINMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Kırılmak, parçalanmak, bozulmak
  • Yenilmek, bozguna uğramak

SINAMA

[isim]

  • Sınamak işi, deneme, tecrübe

SINAMAK

[-i]

  • Değerini anlamak, gerekli niteliği taşıyıp taşımadığını bulmak için birini, bir nesneyi veya bir düşünceyi yoklamak, denemek, tecrübe etmek

    Büyük sanatçılar, arayışı önce kendi varlıklarında sınayıp dile getirdikleri için ister istemez mitleşirler. - Selâhattin Hilav

  • Bilgisini, yeteneğini, yeterliliğini veya niteliğini yoklamak, imtihan etmek

SINANMA

[isim]

  • Sınanmak işi

SINATMA

[isim]

  • Sınatmak işi

SINDI

[isim]

[halk ağzında]

  • Makas

SINANMAK

[nesnesiz]

  • Sınama işine konu olmak

SINATMAK

[-e]

[-i]

  • Sınama işini yaptırmak

SINIRLI

[sıfat]

  • Sınırı olan, bir sınırla ayrılmış olan, hudutlu
  • Sınırlanmış, belirlenmiş, belirli, limitet

    Bizim divan edebiyatımızın da halk edebiyatımızın da konuları sınırlıdır. - Necati Cumalı

  • Az sayıda

    Bu, sınırlı bir topluluk önünde küçük bir rol oynamak da olsa bana ölüm gibi gelmişti. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: sınırlı doğru, sınırlı ortaklık, sınırlı sayı, sınırlı sorumluluk, sınırlı uyuşturma

SINCAN

[isim]

[bitki bilimi]

  • Sakızlı bir tür dikenli çalı (Astragalus)